Asgari ücret, 'sefalet ücreti' anlamına gelir. Emeği ile geçinenlere, yaşamlarını ölmeden sürdürebilecekleri düzeydeki, yoksulluk sınırının çok altındaki miktardır.
Türk-İş, 2022 Temmuz ayında ülkemizdeki 'Açlık ve Yoksulluk Sınırı'nı şöyle açıklamıştı:
Açlık sınırı 6.840 TL; Dört kişilik ailenin yapması gereken toplam harcama (yoksulluk sınırı) 22.280 TL; Bekâr bir çalışanın aylık yaşama maliyeti 8.930 TL. Bu açıklamayı yaptığı halde, 2023 asgari ücreti pazarlığını 7 bin 785 TL ile başlatacaklarını açıkladı. Basına açıklamasına çok büyük tepki alınca, “Bu bizim kırmızı çizgimiz” demagojisine başvursa da inandırıcı olamadı. Çünkü, bir önceki asgari ücret görüşmelerinde de, iktidarın düşük zam teklifini kabul etmişlerdi. Türk-İş G.Başkanı Ergün Atalay, yanında oturan Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı'na, "Uzasa işi karıştıracağız. En azından kapattım böyle," diyerek fısıldaması, önlerindeki mikrofonun açık kalmasından dolayı basına yansımıştı.
Türk-İş'in AKP dönemindeki yandaşlığı gizlenemeyecek boyuta ulaştı. 'Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nun son toplantısı ile asgari ücret açıklamasına katılmaması, kendini temize çıkaramadı. Çünkü, iktidarlar Türk-İş ve Hak-İş ile yandaş kamu emekçi sendikalarını da kullanarak işçi/emekçileri sendikasızlaştırma, örgütsüzleştirme operasyonunu tamamlamak çabasında.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, basına yaptığı son açıklamalarından birinde, “sendikaların asgari ücretin 8 bin liranın üzerinde olmasını istemediğini” iddia etti. Bakanın dile getirdiği sendikalar, iktidarla aynı yolda yürüyen yandaş sarı sendikalardır. Bu açıklaması ile yandaş sarı sendikaların işbirlikçiliğini de dile getirmiş oldu. 'Vatandaşlar enflasyona ezdirilmeyecek' söylevlerini çekseler de asgari ücreti 8.506 TL olarak açıkladılar.
DİSK-AR, ülkemizde asgari ücretle çalışanların oranını yüzde 50 olarak açıklamıştı. Ancak, bazı sektörlerde bu oran yüzde 60-70'e yükselmektedir. Bu gidişe son verilmezse, önümüzdeki yıllarda bu oran daha artacaktır. Kısacası, asgari ücretliler ülkesi haline getirildik.
AB ülkelerinde asgari ücretle çalışanlar ortalaması yüzde 4 civarında. Rafların boş olduğu ve bizi kıskandıkları iddia edilen ülkelerden biri olduğu söylenen Almanya'da, asgari ücret Temmuz 2022'de 1.811 euro idi. Aynı dönemde ülkemizdeki asgari ücret miktarı ise 282 euroya düşürülmüştü.
Enflasyon Araştırma Grubu ENAG, 2022 kasım ayı yıllık enflasyon oranını yüzde 170,70 olarak açıkladı. 2023'te enflasyonun yüzde 20'lere düşeceğini iddia eden iktidar vergi, harç ve cezaları yüzde 122,93 oranında artırdı. “Vatandaşımızı enflasyona ezdirmeyeceğiz,” demeçleri verenlerin, enflasyonun bir yıl içerisinde yüzde 20'lere gerileyeceği iddiası maddi temelden yoksundur.
Asgari ücreti açıklamadan önce RTE, 'Öyle herkesin her söylediği ile adım atacak halimiz yok. Bizim sırtımızda küfe var, sırtında küfe olmayanlar rahat konuşur,” açıklamasını yapmıştı.
İktidar emeği, alınteriyle geçinenlere verilen maaşları, ücretleri 'ağır yük, küfe' olarak görmektedir. Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk'un, "Eğitimde asıl yük öğretmen maaşı ile ilgilidir. Öğretmen maaşlarından dolayı yatırıma fırsat kalmıyor" açıklaması bunun göstergesidir.
Ortada bir küfe olduğu doğrudur. Ancak bu küfe, iktidarın ezilen halklarımızın sırtına yüklediği küfedir. “Beşli çete” diye nitelenen şirketlere son 18 yılda verilen toplam ihale miktarı 205 milyar dolardır. Yap-İşlet-Devret projeleri çerçevesinde, hükümetin garantili ödeme kapsamında şirketlere ne kadar ödeme yaptığı, yapacağına ilişkin soru önergelerine yanıt verilmemektedir. 418 milyar doların kırk haramiler çetelerine niçin aktarıldığı sorularına da karşılık verilmemektedir. Vergi cenneti olarak nitelenen Man Adası’ndaki off-shore şirketlere yüz milyonlarca dolar aktarılarak vergi ödemekten de kaçınmaktalar. Tügva, Türgev ve tarikatlara aktarılanlar ise, yolsuzlukların diğer örnekleri.
2022 Dünya Kupası'nda final oynayan Arjantin'in Devlet Başkanı Alberto Angel Fernandez, ülkesindeki ekonomik kriz nedeniyle, "Milyonlarca vatandaşım gibi finalin keyfini evimde çıkaracağım" diyerek Katar'a gitmedi. Türkiye milli takımı Dünya Kupası'na katılamadığı halde, devletin üst kademeleri kupanın açılışına ve finaline gitmekte sakınca görmediler. Katar'a gidişlerin arka planında, mevcut iktidarın yüksek faizle topladığı dövizleri bol keseden harcayarak 2023 seçimlerinde oy toplamayı hedeflemektedir. Döviz toplama talepleri sadece Katar'a değil, BAE, S.Arabistan, Azerbaycan, Rusya gibi devletlere de yapılmaktadır. Rusya'dan 2022 yılı doğalgaz ödemelerinin 2023'te yapılması talebinde bulunulduğu da ortaya çıktı. Merkez Bankası'nın kasaları boş olup, eksi 50 milyar dolar durumundadır. Bütün bu gerçekler ülkemizin yuvarlandığı uçurumun derinliğini göstermektedir.
Ezilen kesimler, devlet bütçesinden beslenen beşli çetelerin sırtlarına bindirdiği ağır yüklerin altında ezilmektedir. Ezilen halklarımız tekelci sermayenin omuzlarına yüklediği ağır küfeleri en kısa zamanda sırtlarından atmak zorundadır.
İşçi, emekçi halklarımız bütün bu saldırılara direnip, karşı çıkmak için örgütlenmek zorundadır. Çünkü, “Örgütsüz halk köle halktır.” Şunu çok iyi biliyoruz: Örgütlü halkları yenmek mümkün değildir.
Türkiye işçi sınıfına selâm!
Selâm yaratana!
Tohumların tohumuna, serpilip gelişene selâm!
Bütün yemişler dallarınızdadır.
Beklenen günler, güzel günlerimiz ellerinizdedir,
haklı günler, büyük günler,
gündüzlerinde sömürülmeyen, gecelerinde aç yatılmayan,
ekmek, gül ve hürriyet günleri.
Türkiye işçi sınıfına selâm!
Meydanlarda hasretimizi haykıranlara,
toprağa, kitaba, işe hasretimizi,
hasretimizi, ayyıldızı esir bayrağımıza.
Düşmanı yenecek işçi sınıfımıza selâm!
Paranın padişahlığını,
karanlığını yobazın
ve yabancının roketini yenecek işçi sınıfına selâm!
Türkiye işçi sınıfına selâm!
Selâm yaratana!
(Karikatür: Red Sanat / Sefer Selvi)