14 Mayıs seçim öncesi herkes, RTE’nin pasifliğine şaşarak, mutlaka bir bildiği olduğunu ve son anda yeni sürprizler yapacağını falan iddia etmektedir. Yani şapkasından tavşan çıkartacağını ciddi ciddi beklemektedirler. Özellikle de yandaşları.

RTE’NİN TAVŞANLARI

Sorunları ve konuları bu bakışlarla ele alanların, bu tür beklenti içinde olmaları normal. Çünkü Erdoğan’ın daha önceki siyasi başarıları da bu beklentiyi beslemektedir. RTE, gerçekten de Atatürkçü rejimi ciddi oranda felç etmiş ve onun fabrika ayarlarını bozmuştur. Sağcı radikaller için bu aslında bir devrim olmuştur. Fakat bu gerici devrim, NATO konsepti içinde yapıldığı için, dayandığı bir sınırı vardır. İran gibi sınırsız değildir. Yani varacağı en son noktaya gidebilmesi, NATO içinde kaldığı müddetçe imkânsızdır. Fakat ülkemize çizilen sınırlar içinde de olsa onun da yapacağı sürprizleri olacaktır. Bu sürprizler, bizim için şaşırtıcı olmadığı gibi daha da açık söylersem beklenen şeylerden ibarettir. Çünkü tüm otokratlar gibi RTE’nin de şapkasından çıkartacağı tek tavşan: Kin ve nefreti içeren çatışma veya çelişkiler yaratmaktır. Bu tavşanları son bir yıldır şapkasından çıkartmaya çalışmış fakat biri hariç hiçbirinde başarılı olamamıştır. Bunlara bakacak olursak:

1-  Bir yıl önceki Nisan ayında başlattığı Kandil’e Türk bayrağını dikme operasyonu, şapkadaki en büyük tavşandı. Fakat o tavşan, binlerce Türk gencinin ölümüne rağmen bir türlü şapkadan çıkamadı.

2-  İkinci tavşan Rojava’nın işgali sonucu çıkacaktı fakat ABD’den izin alınamadığı için bu da çıkartılamadı.

3-  Üçüncü sürpriz Azerbaycan-Ermenistan savaşıyla yaşandı. Putin’in desteği ve savaşta IŞİD militanların katılımı ve de lojistik desteklerle tavşan gerçekten şapkadan çıktı. Fakat izleyiciler bu küçük tavşanı pek alkışlamadılar. Bu gösteri sönük geçti.

4-  Ayrıca Libya-Kıbrıs, Akdeniz ve Yunanistan gösterilerinden de izleyicileri heyecanlandıracak tavşanlar çıkmadı. Çıkamazdı da zaten! Tüm bu alanlar emperyalistlerin oyun sahasıydı ve RTE dengeleri hesaplayarak şansını denemişti.

Ayrıca mahalli seçimlerde ki Osman ve Abdullah Öcalan kartlarının kullanılması da insanları bu tür sürprizler için de beklentilere sokmaktadır.

Evet, geçmişteki bu gösterilerin ortak noktası, halkın ulusal heyecanına yönelik girişimlerdi ve seçim öncesi bunlardan Kürtlere yönelik olumlu veya olumsuz bir tavşan çıkarılsaydı örneğin Kandil’e amaçladıkları bayrak dikilebilseydi sonuç elbetteki umulan biçimde olacaktı. Ama olmadı! Peki, şimdi şapka da tavşan kaldı mı? Evet, seçim öncesi şapkadaki tavşan biraz farklı! Eğer çıkartılırsa, emin olun ki kitlelerin alkışını almayacak aksine herkesin sinmesini sağlayacak derecede korkunç, kirli ve pis bir tavşan olma ihtimali yüksek! Yani şapkadan çıkacak olan, tek kelimeyle KORKU salacak bir tavşan olacaktır. Çünkü Monarkların şapkasında sadece ve sadece ÇATIŞMA vardır. Bunu Ülkemiz 1915’lerden itibaren kullandı. Bu konuda virtüöz ise Hitler’dir. RTE de bu tavşanı 2015 Haziran seçimi sonrası birçok defa çıkarttı ve halkı korkutarak tekrar iktidar olmayı başardı.

Biz son 12 gün içinde çıkacak olan tavşanın karakterini yukarıda da belirttiğim gibi öz itibariyle tahmin edebiliyoruz. Ne varki bildiğimiz bir başka ayrıntı daha var; Yurt içi tavşan, korku ve algıya dayanan bir biçim olup, seçim günü veya hemen öncesi, PKK üzerinden yaratılacak olan kargaşa ve çatışma ile sandık torbalarının değiştirilmesini amaçlamaktadır. RTE ve üst düzey çevresinin ajitasyon ve propagandalarına baktığımızda özetle şunu mesajı verdiklerini görüyoruz: PKK ile iş birliği yapanlara iktidarı mı vereceğiz? Elbette ki vermeyeceğiz.

Bundan daha büyük bir tavşan mı var?  

Hüda-Par, Suriyeli şeriatçılar, IŞİD, SADAT, Osmanlı Ocakları vb. ilişkiler bu yönüyle okunmalı ve şapkadan bu vahşi tavşanlar çıkarsa da şaşırmamalıyız.

KILIÇDAROĞLU’NUN TAVŞANLARI

Kılıçdaroğlu’nun tavşanlarına gelince! Bunları iki yönüyle okumamız gerekiyor: Biri seçim sonrası diğeri de seçim günü ve öncesi. Önce, seçim sonrasına bakalım.

Kılıçdaroğlu gerçekten dürüst ve efendi birisi. Bu açıdan Ecevit’ten ve E. İnönü’den pek farkı yok! Fakat siyasette dürüstlük, hoşgörü ve insan sevgisi her şey gibi sınıfsaldır. İşler beklendiği gibi gitmediğinde, rakip güçler sıkıştırdığında veya bugünkü ittifaklar sorun çıkarttığında, tablo şimdiki gibi tozpembe olmayacaktır. Örneğin Ecevit ‘ne ezen ne ezilen hakça bir düzen’ vaat etmiş fakat ekonomik kampanyalar, siyasi katliamlar ve kendisine yapılan suikast, onu, sonunda 1978 yılının Eylül ayında ABD ile anlaşma yapmaya mecbur bırakmıştı. DİSK bu anlaşmayı eleştirdiğinde Ecevit onlara şöyle seslendi: ‘ gölge etmeyin başka ihsan istemem’. Aynı şekilde 1992 yılında Sivas Madımak katliamı sırasında Başbakan yardımcısı olan E. İnönü, yangını önleyebilecek hiçbir adımı, tüm çabasına rağmen atamadı. Bu açıdan Kılıçdaroğlu’nun projesi daha kapsamlı, geniş uluslararası ilişkileri ve de devlet içi güçleri içermesi nedeniyle daha etkin ve kalıcı sonuçlar verebilir. Fakat bu etkinlik, büyük sermaye ve orta sınıflar açısından olumlu fakat ezilen ve yoksul kesimler için uzun vadede aynı artıyı göstermesi oldukça zordur. Dolayısıyla geçici rahatlama, Atatürkçü rejimin yeniden rayına oturması ve de geçmişteki siyasi ortamın ortaya çıkması anlamına gelmektedir. Ayrıca Kürt sorununda PKK’nın tasfiyesini amaçlayan bir çözüm formülünün de parlamentoda devreye gireceğinden emin olabiliriz.

Özetle Kılıçdaroğlu’nun şapkasındaki tavşan tek kelimeyle: UZLAŞMADIR. Bu onun ifadesiyle helalleşme olarak ifade ediliyor. Fakat 1915, 1921-1922-1924-1938, faili meçhul cinayetler, suikastlar, işkenceler vb. binlerce haksızlıklara uğramışlarla helalleşme sağlanmadan bu ülkede helalleşme olmaz.

Fakat esas sorun iktidarı devralmaktır. Peki, seçim sürecinde Kılıçdaroğlu’nun şapkasında bir tavşan var mı? Şimdi de ona bakalım.

RTE’nin iktidarı bunlara teslim etmeyeceklerini haykırması ama bunu halkın oyu ile açıklaması onun Aşil topuğunu göstermektedir. Eğer muhalefet seçimi aldığını ülke ve dünya kamuoyununa belgeleriyle açıklarsa, bilin ki RTE ilk darbede sersemleyecektir. Batı için kırmızıçizgi, ülkede komünistlerin gelişmesine imkân verecek kitlesel hoşnutsuzlukların artmasıdır. Seçimi, kitlerin iradesine rağmen zorla alarak RTE buna ortam hazırlamış olacağı için, Batı buna açıktan karşı çıkacaktır. Hatırlayın ABD ve Batı’nın projesi olan Müslüman Kardeşler (Mursi) bu nedenle alaşağı edilmişti. Yani Kılıçdaroğlu’nun şapkasında ki birinci tavşan; ‘adam kazandı’ demeyecek kişilerle yola çıkıp, sandık güvenliğini sağlamaktır. Eğer tüm saldırı ve şiddete rağmen oy güvenliği sağlanırsa RTE ve rejimi için geçmiş olsun.

Kılıçdaroğlu’nun şapkasında ki ikinci tavşan ise, daha öncede ilan ettiğim gibi tüm dünyaya ve ülke bürokrasisine kararlı ve tavizsiz şekilde şu türden seslenmesidir: ‘ Halk büyük bir farkla beni başkan seçmiştir. Şu andan itibaren T.C. nin Cumhurbaşkanı benim. Halkın bu iradesine karşı çıkanlar en ağır cezalara uğrayacaktır. Devlet kurumlarını ve halkımı etrafımda toplanmaya çağırıyorum’ vb. türden bir sesleniş Kılıçdaroğlu’nun seçim öncesi çıkartacağı ve onu iktidara taşıyacak olan bitirici tavşandır.    

   Seçim değerlendirmeleri-IV

                                       DEVRİMCİLERİN-KÜRTLERİN AÇMAZLARI VE TEHLİKELER