Maraş Pazarcık ve Elbistan merkezli 7.7 ve 7.6 olarak kaydedilen iki büyük deprem ve artçı depremlerin ardından 10 ilde büyük bir yıkım yaşandı.

Yaklaşık 14 milyon insanın yaşadığı bölge bu büyük felaketle sarsılırken, aynı anlarda Kuzey Suriye'de insanlık dramı yaşanıyordu.

Zaman geçtikçe göçük altında kalanların yaşama şansı azalırken, her geçen artan ölü sayısını devletin kendisi bile tam olarak bilmiyor.

Yıkılan binalara yapım aşamasında kimlerin onay verdiği, kimlerin denetlemediği, mimarından mühendisine, müteahidinden son imza sahibine kadar herşey elbet ortaya çıkacak ama birşey çok açık; Akp, 2018 yerel seçimlerinden önce imar affını yürürlüğe koyarak, imara aykırı, ruhsatsız veya ruhsat eklerine aykırı olan yapılara ruhsat verdi.

Yaşadığımız bu depremin sonucunda ortaya çıkan bu yürek dağlayan tablolar, başta Erdoğan ve Akp hükümetinin eseridir.

Elbet bunun da hesabı sorulacaktır.

Öte yandan, her seçim öncesi kendi seçmenini konsolide etmek için neredeyse kavga etmediği, hakaret etmediği ülke kalmayan Erdoğan, işte bu ülkelerin yardıma koşması ile şapkasını önüne alıp düşünmüş müdür? Hiç sanmam.

'Türk'ün Türk'ten başka dostu yoktur.' söyleminin ne kadar boş olduğunu, ne kadar yalan olduğunu görmüş müdür? Onu sanmam.

Bakın dünyanın gerçekten yardım yollayabilecek durumu olmayan fakir ülkelerinin dışında, düşman diye tabir edilegelen Yunanistan'ından Ermenistan'ına, ABD'sinden Fransa'sına tam 61 ülke Türkiye'ye yardım ekiplerini gönderdi, acımıza ortak oldular, bizimle oturup ağladılar, her kurtarılan insanda mutluluk gözyaşları döktüler.

Din bezirganlarının hazzetmediği İsrail mesela; Depremin ardından Türkiye'ye yardım ekiplerini seferber eden ilk ülkelerden oldu.

Avrupa'da pek çok meclis oturumu Türkiye ve Suriye'de ölen depremzedelerin anısına saygı duruşu ile başladı, Almanya'da futbol ligleri de aynı şekilde.

Dünya'da ardı ardına binlerce yardım hesapları açıldı, doğunun en uzak ülkeleri Güney Kore ve Japonya'da insanlar sokaklarda yardım için seferber oldu ama 'Türk'ün Türk'ün başka dostu yoktur.' öyle mi?

Hadi canım sende.

Bu içi boş milliyetçi söylemlerin de, bir arama-kurtarma köpeği kadar ülkeye faydası olmayan tarikat ve cemaat liderlerinin de canı cehenneme.

Bu arada molozların altından kurtarılan her canda, yaralının psikolojisini düşünmeden ortaya zıplayan 'Tekbir' timleri devreye girmeye başladı ki zannedersin ülke savaşa giriyor.

Ulan dangalak, tekbire verdiğin önemi tedbire verseydin zaten bunlar yaşanmazdı.