AKP, iktidarının ilk yıllarında Batı’ya karşı muhafazakâr – demokrat, insan haklarına önem veren, bir parti olduğunu lanse etti.
AB’nin Kopenhag kriterlerini reddetmeyen bir görüntü çiziyordu. Madalyonun diğer yüzün de ise Müslüman kimliğin öne çıktığı, İslam ülkeleri ile dindaşlık üzerinden kurulacak lider – ortaklık ile Osmanlı İmparatorluğu’nun mirası üzerine yükselen bir ilişki modeli beklentisi vardı.
Böylece Türkiye, İslam ülkeleri için Batı’nın, Batı için ise, Arap – İslam dünyasına en yakın ve köprü konumunda gözüküyordu.
AB'ye tam üye olma yolunda çok kaypak bir politika izliyordu. AKP dışındaki politik çevreler de bu iki yüzlü politikayı çok iyi biliyorlardı.
AB’deki ülkeler, AKP ve Tayyip Erdoğan’ın dış politikasının başından beri güven verici olmadığını düşünüyorlardı.
Süreç içinde AKP ve başkanı Erdoğan, ağzındaki baklayı çıkartarak önce Almanya’nın Başkanı Angela Merkel’e ‘ey Merkel’ diyerek yüklendi.
Böylece AKP’nin, AB’ye üye olma diye bir niyetinin ve de Kopenhag kriterlerini yerine getirme gibi bir niyetinin olmadığı ortaya çıktı. .
Bir yandan da AKP, Ortadoğu Arap – İslam coğrafyasına yönelik dış politikasını geliştirmek istiyordu.
Suriye, Türkiye için çok önemli bir ülke olduğu için önceleri Esad ile çok iyi ilişkiler içine girdi.
Esad ile birlikte tatil dahi yaparken, çıkar ilişikleri ağır bastı ve araları kötü bir şekilde açıldı.
Suriye’deki Kürtlerin Esad ile olan çelişkilerinden yaralanmak için PYD Başkanı Salih Müslim’i Türkiye’ye çağırdı ve kırmızı halı ile karşıladı.
Salih Müslüm, AKP ve Başkanı Erdoğan’ın isteklerini kabullenmedi ve Suriye’de Kürtlerin sorununun Esad ile çözüleceğini biliyordu.
Erdoğan, Irak'ta, Suriye’de IŞİD’i destekleyerek Esad’a, Suriye’ye ve Kürtlere saldırdı. IŞİD’i Türkiye’de eğiterek Suriye’ye saldırıda onları öncü güç olarak kullandı
IŞİD’i, Suriye’de ve Irak'ta ABD desteği ile PYD ve Suriye’nin ilerici güçleri, çetin bir savaş vererek yendiler.
Tayyip Erdoğan, Mısır'da Müslüman kardeşlere karşı çıkan Abd al.Fattal aş –Sisi’ye karşı tavır alarak Müslüman kardeşlerin yanında yer aldı. Böylece Mısır'ında iç işlerine karıştı. Mısır'ın Yunanistan’la iyi ilişkileri Erdoğan’ı rahatsız etmeye başladı.
Eleştirdi ve küfür etmeye kadar gitmişken, Abd a.Fattah aş. Sisi ile yeniden iyi ilişkiler içine girdi. Erdoğan, Birleşik Arap Emirlikleri ile de Türkiye’deki konsolosluklarında öldürdükleri gazeteci Cemal Kaşıkçı olayı nedeniyle arası açıldı.
Sedat Peker’in Birleşik Arap Emirliğine geçerek orada AKP ve mafya ilişkileri üzerine videolar yayınlamaya başlayınca bundan çok rahatsız oldular.
Sedat Peker’in geçmişte İçişler Bakanı Süleyman Soylu ile mafya ilişkilerini ve de verdiği sözleri tutmadığını dile getiren videoları yayınladı.
Bundan rahatsız olan Erdoğan ve Soylu, Birleşik Arp Emirlikleri ile ilişkileri düzetmek için harekete geçtiler.
Birleşik Arap Emirlikleri ile diplomatik ilişkileri pekiştirmek için karşılıklı ziyaretlerde bulundular.
Sedat Peker için kırmızı bülten çıkartarak, Türkiye’ye iade edilmesi için Süleyman Soylu Birleşik Arap Emirlikleri’ni ziyaret etti. Sedat Peker’i alamasa da videoların Twitter'da paylaşılmasını yasaklattı. Birleşik Arap Emirlikleri Sedat Peker’e karşı dijital yasak uyguluyor.
AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya ile Ukrayna savaşı nedeniyle devamlı ikili bir dış politika yürütüyor. Bir yanda Türkiye’nin NATO üyesi olması ve diğer yandan ikili politika yapması, AB ülkelerini rahatsız etse de destekler gibi gözüküp, yanlış yaptığına da göz yumuyorlar.
Tayyip Erdoğan, Yunanistan, Suriye ile içteki ekonomik krizler ve politik eleştirileri bastırmak için, Suriye’de Kürlere vuruyor ve Yunanistan’ı da tehdit ederek bir gece ansızın gelebiliriz diyerek içte taraftarlarına gaz veriyor.
Taraftarları da Erdoğan’ın Reis ve dünya lideri olduğunu söyleyerek onları böylece kandırıyorlar.
Şimdi de İsveç’in NATO üyeliğine karşı çıkarak karışlığında fırsatçı bir şekilde, Türkiye’den İsveç’e politik sığınma yapanların listesini verip, onları iade etmelerini istiyor.
Erdoğan İsveç’de yaşayan kendi taraflarını devamlı provokasyon yaptırarak kışkırtıyor.
Danimarka’daki aşırı sağcı Stram Kurs Sıkı yön Partisi lideri Rasmuş Pauldan İsveç Türkiye büyükelçiliği önünde Kuran yakması ile diplomatik ilişkiler askıya alınıyor.
Türkiye’de seçim ortamına girildiği için, AKP MHP ortaklığında seçimi kazanmak için her türlü kirli ilişkileri kullanacaklardır.
Türkiyeli halkları, AKP ve MHP’nin her türlü baskıcı, sömürücü, kirli ilişkilerini sandıkta tarihin çöplüğüne gömecektir