Bugünkü yazımda Almanya'da yaşayan ve Tayyip Erdoğan'ı eleştirdikleri için Türkiye'de tutuklu olan 120 kişinin durumunu dile getireceğim.
Bu kişilerin bir kısmına da pasaportlarına el konulduğu için yurtdışına çıkama yasağı vardır.
AKP-MHP iktidarı, Türkiye'de kendileri gibi düşünmeyen ve yurt dışından Türkiye'ye gidenleri hemen tutukluyor. Bu korku ve gözdağı politikalarını içte ve dışta hala sürdürüyorlar.
Birçok araştırmacıya göre, AKP-MHP iktidarı, çok sayıda MİT elamanı göndererek yurt dışındaki muhalefet çevrelerini muhbirliyorlar.
Sol Parti (Die Linke) Milletvekili Gökay Akbulut'un Alman parlamentosuna verdiği soru önergesine verilen cevapta; Türkiye'de tutuklu bulunan Alman vatandaşı sayısının 120 olduğu söylemiştir.
Bu, Federal Meclis üyesi Gökay Akbulut'a verdiği yanıt neticesinde ortaya çıkmıştır.

Elde edinilen bilgilere göre, Türkiye'de 58 Alman kökenliye yurtdışına çıkış yasağı uygulanıyor. Bunlar içinde 49 kişinin Kürt kökenli olduğu tespit edilmiştir
Tagesspiegel gazetesi, bu konuda, tutuklu Kürt kökenlilerin daha fazla olduklarını yazmıştır.
Türkiye'de ve yurt dışında Kürt kökenlilerin faaliyetleri daha sıkı şekilde takip edildiği için çok sayıda tutukluluk yaşanbiliyor.
Böylece AKP-MHP iktidarının Kürtler üzerinde katmerli baskısı, yurt içinde olduğu gibi yurt dışında da devam ediyor.
Öte yandan Türkiye'de 15 Temmuz 2016 yılından bu yana sosyal medyada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a hakaret edildiği öne sürülerek binlerce dava açıldı. Bu herkes tarafından biliniyor! 

Bunlar içinden Erdoğan'a hakaretten dolayı çok sayıda insana, yüksek para cezası verilmiş ve tutuklanmıştır.
Türkiye'de Erdoğan'a yönelik eleştirileri önlemek için çıkartılan sansür yasası nedeniyle, sosyal medya paylaşımlarından ceza alacakların ve zulme uğrayanların sayısının gelecekte hızla artması bekleniyor.
Erdoğan seçimleri kazanması için elinden gelen her türlü Bizans oyunları ile baskıyı ve yasal ve etik olmayan yolu deneyecektir.
Bu dönemde Erdoğan ve AKP hükümeti, eleştirenlerin üzerine daha şiddetli bir şekilde gidecektir. Bu korku yaşamını yıllardır sürdürmesine rağmen, çeşitli halk direnişleri durmamıştır.
Yaklaşan seçimler öncesi, Erdoğan'ı ve AKP hükümetini eleştirenlere karşı önlem almayı amaçlayan bir sansür yasası, daha birkaç gün önce AKP MHP çoğunluğu ile meclisten geçmiştir.
Özellikle 2016 darbe girişiminden sonra Erdoğan, özgür basını neredeyse tamamen susturdu. Böylece kendine yakın ve 'kraldan çok kralcı' ve her gün  karşısına çıkıp şahsiyetlerini kendi ayakları altında çiğneyen bir gazeteci grubu yaratmıştır.
Özellikle 2016 yılından bu yana ülkede birçok gazeteci tutuklandı. Türkiye'yi terk eden onlarca medya çalışanı yurt dışına çıkmak zorunda bırakılmıştır.
Almanya'da Hitler, İtalya'da Mussolini ve İspanya'da Franco faşizmi döneminde dahi bu kadar medya mensubu tutuklanıp, yurt dışına çıkmak zorunda kalmamıştı.
AKP-MHP iktidarı, ülkede yaşayan Kürtler ve diğer azınlıklara karşı, yıllardır baskı, zulüm, tutuklama, meslekten el çektirme vb. metotlarla basını ve kitleleri susturmaya çalışıyor.
Dünyanın her döneminde ve her yerinde, diktatörler çok korkak ve ödlek oldukları için, devamlı baskı ve şiddet metodunu elden bırakmazlar.
Diktatörler ne kadar güçlü ve kuvetli olurlarsa ve isterlerse taştan kale yaptırıp içine sığınsalar da bir gün halkların direnişi ve mücadelesi karşında girecekleri başka başka delikler ararlar.

Gün mücadele, direnişin faşizme karşı yılmadan usanmadan ve korkmadan kararlıca yükseltileceği gündür.