Kültür de insan gibi.

Kültür insan ile var, insan ile büyüyor, insan ile yaşlanıyor ve insan ile ölüyor.

Ve kültür insan gibi ölüyor.

İnsanın ruhunun en yakın katmanı kültürü.

Kültür ne demek?

Dil-lisan, örf adet, gelenek görenek.

Kültürün Avrupai modern tarifi ise insan tarafından üretilen değerler.

Bir toplum değerler üretmeye başlayınca kültür üretiyor.

Otomobil üreten otomobil kültürü üretiyor, otoyol kültürü, trafik lambası kültürü oluşuyor. Bunlara ilave olarak metali, camı, petrolü işlediği farklı işkolları kültürleri de birlikte gelişiyor ve sanayi teknoloji kültürü oluşuyor. Sonra o teknoloji insanı esir alıyor, kimliğini elinden alıyor, insanın kimliği otomobiliyle tarif edilir oluyor.

Kimlik kişiliktir.

Ben kimim diyebilmek için biz hangi kültürdeyiz diyebilmek gerekiyor.

Ben hangi kültüreyim diyebilmek içinse ben ne üretiyorum, hangi değeri üretiyorum, hangil değeri tutuyorum, hangi değere hizmet ediyorum sorusuna yanıt vermek gerekiyor.

Yanıt veremezsek, elden alınanları çokça tüketme kütürü üretiriz. Durumumuz bu. Elden alınanları çokça tüketme kültürü.

Elden alınan ne, otomobil, bilgisayar, cep telefonu, teknoloji ve fikir; bol miktarda elden alınan fikir, Aristo'nun fikri, Marks'ın fikri, Maon'un fikri, İsa'nın fikri, Musa'nın fikri. Din de bir fikir. Bir fikre inanınca din oluyor.

Oysa fikir inanmak için değil, yeni sorular sormak için. Yeni soru yeni değer üretmek demek.

Engels 200 yıl önce Alman aile sistemini eleştirmiş. O fikiri bizim okumuşlar almış, kendi ailesini Engels'in 200 yıl önceki ailesi sanıyor. Bekir Yıldız 50 yıl önce Halkalı Kölelik diye bir roman yazdı, Türk Aile geleneğine bomba koydu. Onu takip eden ne kadar solcu, liberal kolay fikir elde eden yazar varsa Aileyi hedef aldılar. Ahmet Altan son noktayı koydu Aldatmak kitabını yazdı, aldatmayı moda, yükselen trend yaptı, Penthaus dergisinin tamamlayıcısı oldular, hep birlikte. Toplumu da penthaus sahnesine çevirdiler, sosyalistler, liberaller ve dincilere meydanı açtılar. Kaybolan aile değerleri diye dinciler dini, şeriatı pazarladı.

Toplum sürüye çevrildi, sosyalistler ve liberallerle ürkütülen kitle dincilerinin kucağına düştü. Dincilere yönelmeyen kitle, liberal yaşam biçiminde tuzbuz oldu. Ne kimlik kaldı, ne kişilik.

Değerleri tek tek yakalayıp öldürdünüz, dostluk, arkadaşlığa feodal ilişi, kardeşlik akrabalık, hemşehrilik, mahallelilik değerlerine ilkel dediniz, küçük burjuva dediniz. O değerleri kollayıp büyütmek, güzelleştirmek yerine en kısa yoldan öldürdünüz

Kültürü katlettiniz. Katilsiniz.

Hadi buyrun sosyalistler, liberaller, yıktığınız ailenin yerine ne koyacaksınız?

Biz bir kültür içinde büyümüştük, Erenlerden devraldığımız ve koruyamadığımız bir kültür; İnsanlığın henüz ulaşamadığı bir bir gelenekti bu; insan olmak kültürü.

Fikir çok sade bir o kadar da zor. İşlenmesi gerekiyordu, güncellenmesi gerekiyordu. Emek istiyordu.

Bu kültürde İnsanı insan yapan can aşktır. Aşkı aşk yapan şefkattir. Şefkati şefkat yapan vicdandır. Vicdanı vicdan yapan Annelik- babalık koruyuculuğudur.

Ve bunların hepsini değer yapan bilgidir, akıldır. İlim ilim ilmektir, Yunus'un diliyle.

Kolay yol, köşe dönmecilik fikir alanında da yaygınlaştı, aşkta da. Kolay olan değil, asıl olanı arama zamanı.

Asıl azmaz, bal kokmaz.

Aşk ile