15 Temmuz 2016 darbe ve cunta girişimi sonrası, darbe ve cunta girişimin de asıl rol sahipleri olan gerici faşist güruh Fethullah Gülen ve çevresinde organize olmuş çetelerinin ipliğinin pazara çıkmasını fırsat bilen, faşist ve yobaz çevreler kendilerini aklamak için, her yolu, 'mübah' görmektedirler. Faşist gerici çevrelerin kendilerini aklamak için, günah keçisi olarak, bir diğer faşist organize darbeci çete mensuplarını görmeleri manidardır.

Sanki bir 'koro' oluşturmuşlar, hep birlikte, birbirlerini tekrarlayarak, 'FETÖ' gerici faşist oluşumunu yerden yere, 'vurmaya' gayret sarf etmektedirler. Fethullah Gülen cemaati ve çevresinde organize olmuş, kümelenmişlerin faşist gerici, yobaz, halk düşmanı, darbeci cuntacılar olduklarını, tekrar-tekrar yazmanın bir anlamı bulunmamaktadır.

Bu faşist darbe ve cunta hayranlarının halk düşmanı karakterleri 15 Temmuz 2016 sonrası ortaya çıkmış değildir. Bizzat Türkiye Cumhuriyeti Devletini yöneten resmi ağızlarından yapılan açıklamalara bakıldığında, '1960' yıllardan başlayan bir serüvene sahiptir.

Fettullah Gülen projesi, ABD emperyalist sermaye çevrelerinin, 1960 yıllarda yerkürede gelişen ve yerküre coğrafyasının her köşesinde filizlenmeye başlayan sosyalist gelişmeyi, Türkiye ve Anadolu coğrafyasında filizlenmesini ve gelişmesini önlemeye yönelik olarak piyasaya sürülmüş bir Amerikan, Pentagon projesidir.

Bu projenin gelişip, olgunlaşıp büyümesinde, Türkiye Cumhuriyeti Devletini yöneten, idare eden, yön veren sermaye çevreleri de, dâhil olmak üzere, siyasal sahnede rol alan tüm herkesin sorumluğu bulunmaktadır.

Çünkü hep birlikteydiler. Hep birlikte, coğrafyamızda sosyalist gelişmeyi durdurma uğraşındaydılar. Hep birlikte bu projeyi, halklarımızın demokratik taleplerinin, 'önüne geçilmesinin' bir aracı olarak gördüler. Bu nedenle, Fethullah Gülen ve çevresinde organize olan faşist gerici yobaz güçler, halk düşmanı ve teröristtir. Bu darbeci çete mensupları, 15 Temmuz 2016 sonrası bu karakterlerini kazanmadılar. Baştan beri, bir Amerikan ve Pentagon projesi olması dolayısıyla, halk düşmanı ve faşist karaktere sahiptiler.

Bunlar hep birlikteydiler...Bugün başta AKP kurmayları olmak üzere, R.T. Erdoğan, Saray çevresi, düne kadar bu çete mensuplarıyla ortaklık yapan bilumum halk düşmanları, Fethullah Gülen ve çevresinde organize olmuş olan çete mensuplarına, yüksek perdeden, 'ver yansın' ediyorlar.

Daha düne kadar, ''ne istedin de vermedik'' diyerek, adeta yalvararak, 'sitem' edenler, bugün, ''bunlar bizi aldattı'' 'fark edemedik' ''rabim ve milletim bizi af etsin'' diyebilmektedirler. Bilemiyoruz, 'allah sizi af' eder mi? Ama 'milleti' oluşturan çeşitli katmanlar, halkımız sizi neden, 'af' etsin. Bunca zulmü, baskıyı, ayrımcılığı ötekileştirmeyi bu çete mensuplarıyla kol-kola girip yapmadınız mı?

Devletin çeşitli kademelerine yerleşmesi ve palazlanması için birlikte hareket etmediniz mi? Halklarımıza karşı olan düşmanlığınız, ideolojik ortaklığınız değil midir? Peki, neden, 'af' diliyorsunuz? Neden? Sizin, 'af' dilemenizin samimiyetine inanalım? Yoksa 'af' dilemenizin samimiyeti, 'sırrı' Taksim Gezi parkına yaptıracağınız, 'topçu kışlasının' açıklanmasında mı, yatmaktadır? (!)

Türkiye toplumun yeni bir manipülasyonla, yeni yalanlarınızla yönlendirmek ve çevrenizde organize olmuş sermaye çevrelerinin ganimetlerini, talanlarını garanti altına almak uğraşlarınıza, halklarımızı, 'ortak etme çabalarınız' sonuç vermeyecektir.

Sizler, hâkim güçler, sermaye çevreleri, sermayenin hizmetinde görev almış siyasal figürler, daha düne kadar Fethullah Gülen faşist çete organizasyonlarıyla birlikteydiniz! Kol-kolaydınız! Bugün, 'çatışmanız' çıkar ilişkileri ve iktidar paylaşımından kaynaklanmaktadır.

Halklarımız bu çatışmadan yana olamaz. Bu çatışmanınız dişlileri arasında, halklarımızın taleplerini, 'göz ardı' edip harcayamazsınız. Bizzat resmi açıklamalardan anlaşılmaktadır. Sizler 15 Temmuz 2016 gecesine kadar hep birlikte, aynı 'koronun' çatlak sesleriydiniz. Aynı geminin güvertesinde yolculuk yapıyordunuz.

Dönemin Başbakanı Bülent Ecevit, ANASOL hükümetinin birçok bakanı, yine eski Başbakanlardan, 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, 10. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, bugün Cumhurbaşkanı ve dönemim Başbakanı R.T. Erdoğan, aynı gemide yolculuk yapan, aynı kaptan yemek yiyen, aynı tastan su içenlerdiniz.

Öyleyse, siz daha düne kadar hep birlikteydiniz. Kol-kolaydınız... Fethullah Gülen çete organize çevresine, 'ne isteydiyse' verdiniz. Devletin tüm imkânlarını, kamunun bütün olanaklarını bu çetenin hizmetine sundunuz. Sizlerin pişmanlık ifade eden sözlerinize, halklarımız, demokrasi güçleri nasıl inansın. Yalanlarınızın haddi hesabı bulunmamaktadır.

Yeri gelmişken, 'süt dökmüş' kedi misali suskunluğunu koruyan, Fethullah Gülen çete mensuplarıyla, 'cami-cem evi yan-yana' projesiyle Alevi topluluğu içinde kirli bir görüntü oluşturma uğraşı içinde olan, İzzetin Doğan, hala bu, 'projenizde' Gülen Cemaati ve çeteleriyle birlikte misiniz?

Kol-kola, kafa-kafaya verdiğiniz, Fethullah Gülen'le, 'ortaklığınız devam ediyor mu? Aslında bu konu başlı-başına bir yazının konusudur. Sadece kısaca değinmek istedim.

Bir sonraki yazımda buluşmak üzere!

5 Agustos 2016