İki gün önce ( 6.10.2022) Hannover'de yaşanan ve bardağı taşıran son damla ise bir Yahudi Sinagoguna, ibadet sırasında atılan patlayıcı madde ve caniliğin hangi boyutlara geldiğinin açık göstergesidir. Kimliği meçhul kişi veya kişlerce gerçekleştirilen bu antisemitist saldırı, tüm demokratik parti ve sivil toplum örgütleri tarafından şiddetle ve nefretle kınanmıştır.

Bu yazımda; Federal Göç Danışma Konseyinin, göçmenler ve Yahudilere karşı önyargılarının büyüdüğünü söylediği görüşlerini okuyucuya anlatacağım.

Göç Danışma Konseyi tarafından yapılan bir araştırmaya göre, göçmenler ve Yahudilere kaşı düşmanca tutumlar arttığı vurgulanıyor.

Geçen yıl Almanya'da çok sayıda Yahudi ve göçmen karşıtı suç işlenildiği tespit edilmiştir. Bu durum da Almanya'da göçmen ve Yahudi karşıtı düşmanlığın arttığını ve uyuma büyük darbe indirdiğini göstermektedir.   

 Bu durum Danışma Konseyi (SVR) tarafından entegrasyon ve göç için yayınlanan bir çalışma raporundan tespit edilmiştir. 

SVR'nin bilim ekibi Başkanı Jan Schneider, "çok uluslu topluma sahip olan Almanya'da göçmenlere ve Yahudilere kaşı tutumlar büyük bir sorundur," diyor.

Schneider: "Böylece giderek sosyal uyumu tehlikeye atıyorlar ve en kötü durumda şiddete başvuruluyor" açıklamsında bulundu.

Almanya'daki çok sayıda kayıtlı İslamofobik ve Yahudi aleyhtarı suç işleyenlerin bulunduğu tespit edilmiştir.

Ayrı uluslardan insanları tanıyıp diyaloğa girildiğinde, herkesin daha az önyargıya, milliyetçi, ırkçı tutumlara girdikleri gözlemlenmiştir.

Almanya'da birçok araştırma sonucuna göre, okula giden kişilerin, göçmen ve Yahudi aleyhtarı olma olasılıkları daha düşük.

Birçok araştırma sonunda açığa çıkan gerçek şu ki; milliyetçilik, ırkçılık ve yabancı düşmanlığı, göçmenler ve Yahudiler ile düzenli diyaloğu olan insanlar arasında çok daha az orandadır.

Benzer şekilde, arkadaş veya tanıdık çevrelerinde başka kökenlere sahip kişilerin, göçmen geçmişi olan ve olmayan katılımcılar, diğerlerine göre daha az göçmenler karşıtı yorumlarda bulunuyorlar.

SVR'ye göre; son on yılda Almanya'da göçmenlere yönelik önyargılar genel olarak azalmıştır. Fakat Almanya da İslam'a karşı ön yargı, şüphecilik daha yüksek oranlardadır.

Türkiye'den gelen göçmen Müslümanlar arasındaki Yahudi aleyhtarı tutumlar, dini ve teolojik nedenlerden dolayı yüksektir.

Arap kökenli göçmenlerin Yahudilere karşı tutumu ise daha çok kendi ülkelerindeki siyasi ve sosyal konulardan  kaynaklanıyor

Yahudi düşmanlığı Orta Doğu çatışması, Israil ile Filistinliler arasındaki sorun, günümüzde önemli büyük bir rol oynuyor.

Başkalarına karşı önyargılar, milliyetçilik, ırkçılık ve düşmanlık farklı köken ve dinlerden kaynaklandığı da oluyor.

Federal Ayrımcılıkla Mücadele Komiseri Ferda Ataman, Türkiye kökenli göçmenler arasında da anti-Semitik tutumun yüksek düzeyde olduğunu vurguluyor.

Bir anket sonucuna değinen Ataman, Ankete katılanların yaklaşık üçte birinin, Müslümanlar için din özgürlüğünün kısıtlanması gerektiği yönündeki görüşün sayısında bir hayli yükseklik olduğuna dikkat çekmektedir.

Bu durum; yaşanan Avrupa ve genellikle de Almanya da derinleşen ekonomik krizler sonucu, ileriki yıllarda da büyük bir sorun haline gelebilir.

Ataman'a göre, "Bu konularda Federal hükümetin köklü çalışmalar ve yeni kalıcı politikalar üretmesi gerekecektir."

Irkçılık, milliyetçilik ve yabancı düşmanlığına karşı kalıcı tedbirler alınması gerekir ki sosyal patlamalar olmasın. Göçmen toplumuyla yerli halkın arasında ki diyaloğu geliştirmek gerekir ki aralarındaki ön yargılar kırılsın!

Milliyetçilik, ırkçılık ve yabancı düşmanlığı, kültürel olgular olduğu için kültürler arası diyalog geliştirilmelidir.

İki gün önce ( 6.10.2022) Hannover'de yaşanan ve bardağı taşıran son damla ise bir Yahudi Sinagoguna, ibadet sırasında atılan patlayıcı madde ve caniliğin hangi boyutlara geldiğinin açık göstergesidir. Kimliği meçhul kişi veya kişlerce gerçekleştirilen bu antisemitist saldırı, tüm demokratik parti ve sivil toplum örgütleri tarafından şiddetle ve nefretle kınanmıştır.