Gurbet o kadar acı ki, ne varsa içimde

Hepsi bana yabancı hepsi başka içimde,

Ne bir arzum ne emelim, yaralanmış bir elim

Ben gurbette değilim, gurbet benim içimde



Eriyorum git gide, elveda her ümide

Gurbet benliğimde, bitirdi bir içimde

Ne bir arzum, ne emelim, yaranmış bir elim

Ben gurbette değilim, gurbet benim içimde




Sözleri Kemalettin Kami, bestesi, Kasım İnaltekin'e ait, Hüseyni makamında, Semai usulündeki bu ölümsüz şarkıyı, ölümsüz sanatçı, kadife sesli üstad hanımefendi,“HANDAN KARA

ablamdan dinlerken, bir yandan bu yazımı kaleme alıyorum..İlerde  AVRUPALI SANATÇILARIMIZ“ konusunu zaman zaman ele alacağım.

Almanya'nın en güzel şehri Hamburg'ta yaşayan sanatçı „HANDAN KARA“ Hamburg ve çevresinde yaşayan Türkiyeli vatandaşlarımız için büyük bir şans. Sanırım,diğer bölgelerde yaşayan vatandaşlarımız, Hamburg'ta yaşayan vatandaşlarımızı kıskanıyorlardır.



Yıllardır Türk musikisine katkıda bulunmuş böyle bir üstad sanatçımızın çalışmalarını takip etme ve onu dinleme şansına sahipler. HANDAN KARA hanımefendi ablama,hürmetlerimi ,selamlarımı ve saygılarımı  iletiyorum..........

Türkiye vatandaşlarının ikinci Avrupa çıkartması 50 yıl önce başladı. Ama bu ikinci çıkartma malesef

iş gücümüz sayesinde oldu.



Yarım yüzyılı geride bıraktık.Bizler burada kendi aramızda küçük bir Türkiye kurduk. Çoğumuz hiç değişmedi geldiğimiz gibi kaldık.Yeni nesiller entegrasyon sağlamış gözüküyor..Artık misafir değil,yerleşik olduk.Bundan 20 yıl önce bir tanıdığıma sormuştum.“Ne zaman döneceksin“ diye,bana cevap vermişti ““Kısmet olursa seneye „“ O tanıdğım hala daha burada,zaman zaman karşılaşır,birbirirmize hal hatır sorarız. Aynı soruyu sorarım her gördüğümde.. O da her defesında “Kısmet olursa seneye““ diye cevap verir, gülüşürüz. “Hadi hayırlısı“ derim..

Artık yerleşik durumda olduğumuz bu ülkede, bizlerin Türk toplumunun sosyal yaşamımızın  ayrılmaz parçası olan,kültürel,sanatsal faaliyetlerimiz, gelmiş geçmiş, Türkiye hükümetlerinin bizleri sahip çıkmayıp adeta yanlız bırakmalarına karşın, bizler kendi aramızda kurduğumuz bu gurbetteki dünyamızda içimizden, müzisyenlerimiz şarkıcımız -türkücümüz-ressamımız-tiyatro oyuncumuz, her bıranştan sanatçılarımız çıkmış kendilerini kanıtlamışlardır. Bunların bir kısmı sanatsal geçmişi  Türkiye kökenli olmasına karşın, çokları da  bilhassa,üçüncü, dördüncü nesilerimiz kendilerinde olan kabiliyetlerini geliştirmişler sosyal kültürümüzdeki yerlerini almışlardır...

Avrupalı sanatçılarımız artık faaliyetlerini ve çalışmalarını Türkiye'ye yönelik sürdürmektedirler.

Ressamlarımız Türkiye'de sergiler açıyor,müzik dalındada bazı sanatcılarımız çalışmalarını Türkiye'de sürdürüyorlar..

Eğlence sektörü cazibesini yitirmekte olduğu bir gerçektir. Geçmiş yıllarda çok hareketli olan eğlence dünyası, vatandaşlarımızın mekanları doldurduğu zamanlara göre şimdi yok denecek kadar azalmıştır.



Çevresi ile birlikte 85.000 sınırına dayanmış Hamburg'taki vatandaşlarımızın ekserisi,eğlence ihtiyaçlarını,zaman zaman organize edilen konserlerle vede hafta sonunda davetli oldukları düğünlerde gidermektedirler, Canlı müzik yapan mekanlar kısa nefesli olmakta ayakta kalanlarda,

haftanın sadece Cumartesi gününe odaklanmış durumdalar. Geçmiş yıllarda çok sayıda canlı müzik yapan mekanlar var iken,bu sayı yok denecek kadar azaldı..



Ne verirseniz onun karşılığını alırsınız“ prensibi işlerliğini hala korumaktadır. İnsanlarımıza uygun olmayan fiyat politikaları, kalite, müşteriye sunulan hizmet, insanlarımızın ekonomik kısıtlamaları bunlara etkendir. İnsanlarımızın yoğun olarak yaşadığı Hamburg'da, vatandaşlarımızın, ruhlarını dinlendireceği hafta içi stresli yaşamın,yorgunluğunu atacağı mekan bulmak çok zor.

Ve insanlarımız hafta sonları kendi yorgunluğunu gidereceği ortamı kendi aralarında toplanarak eğlenmeyi yeğlemektedirler.. Sanatcının,topluma karşı bir misyonu olmalıdır ve misyonu vardır.. Genelde,neyin nasıl olduğu

bilincinde olmadan,kendimize ait halk müziğimiz,Türk sanat müsikimiz,gençlerimize sevdirilememekte ve onlara bu müziğimizin güzellikleri aktarılamamaktadır.

Bu bakımdan,Türk musikimizin her türünü, gurbet dediğimiz bu ellerde yaşatan ve icra eden sevgili  „HANDAN KARA“ ya, Kanuni TURAN VURGUN  VE ARKADAŞLARINA,EROL ASLAN VE GURUBUNA,,BU ÇALIŞMALARDA ,AMATÖR RUHLA KATKI  SAĞLAYAN HERKESE

KENDİ ADIMA VE SİZ DEĞERLİ OKUYUCULARIM ADINA TEŞEKKÜRLER SUNUYORUM,ÇALIŞMALARINDA BAŞARILAR DİLİYOR HEPSİNİ SELAMLIYORUM.


.

ÇOK YAKINDA,GELECEK YAZIMDA BULUŞMAK ÜMİDİYLE

SAYGILARIMLA



NEJDET ÖNEN

05.07.2012/Hamburg



- - - -