Bu acı unutulmaz!

Bir deprem ülkesi olan Türkiye‘nin Doğu Akdeniz ve Güneydoğu bölgesi 6 Şubat gecesi yine şiddetli salllandı ve 50 binin üzerinde insanımız hayatını kaybetti.

On binlerce yaralı, parçalanan aileler, yıkılan evler, işyerleri, tarihi yerler mekanlar, hayatlar var.

11 şehri etkileyen bu deprem bekleniyordu ama bundan önceki depremlerden hiç ders almayan yöneten zihniyet bu felaketi, krizi de hiç iyi yönetemedi, yardımlar çok geç ulaştırıldı.

Deprem en çok akraba, ahbap ve dostlarımızın bulunduğu kadim şehir komşu Antakya‘yı yıktı sonra da Gaziantep Nurdağı'nı.

Mersin'e, başka illere bu nedenle müthiş bir iç göç yaşanıyor. Mersin ve diğer İller bu yükü nasıl kaldıracak hiç kimse bilmiyor.

Oysa ki her şey farklı olabilirdi eğer bu çürük binalara, yapan müteahhitlere ruhsat verilmeseydi, vatandaşlar deprem konusunda bilinçlendirilseydi, imar dairelerindeki bazı memurlar rüşvet alıp bu binaları yapan vicdansızlara, hainlere izin vermeselerdi, yabancı arama-kurtarma ekipleri daha erken gelse ya da havalimanlarında fuzuli bekletilmeseler bazıları AFAD ya da Türk yetkililerle ihtilaf yaşamayıp erken ülkelerine geri dönmeselerdi her şey daha farklı olabilir, belki de binlerce insanımız şu an aramızda, hayatta olabilirlerdi.

Biliyorsunuz ayrıca deprem konusunda önceden uyarılarda bulunan uzmanlar, bilim insanlarıda hiç dinlenmedi. Yani deprem geliyorum demişti.

AKP'nin kaderci zihniyeti o coğrafyayı insanlara mezar etti. Bunu gören bir çok AKP'li seçmen artık‚ ‘‘AKP'liyiz ama kapımızı ilk çalan CHP'liler, TİP'liler, TKP'liler oldu‘‘ diyorlar.

Şu an deprem bölgesinde tam bir kaos var. Depremden yaralı kurtarılıp akrabalarını kaybeden, yoğun bakımda olan yüzlerce insan, annesiz, babasız kalan gerici, bağnaz tarikatlara verilen kayıp çocuklar var.

Bu krizin yönetiminde o kadar eksik yanlış yapılan şeyler var ki onları burada yazsam sayfalar yetmez;

Adana merkezde evi hasarlı olup korkudan eve girmekten çekinen 83 yaşındaki anneme bir çadır bulamadım düşününüz artık.

Örneğin Kızılay nasıl çadır, konserve barbunya satar? AFAD neden yetersiz kaldı?. Neden hastaneler, kamu kurumlarına ait daireler hemen yıkıldı?.

Madenciler ve yabancı arama kurtarma ekipleri, STK'lar, CHP'li ve diğer belediyeler ve gönüllüler ordusu orada çalışmasa kayıplar daha çok olurdu.

Yaşadığımız Almanya farklı eyaletlerinden THW ve ISAR kurtarma ekiplerini ve tonlarca ekipman, gıda malzemesi yolladı, yine Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baberbock, İçişleri Bakanı Nancy Faeser ile deprem bölgesini ziyaret etti. Bu ziyaret sembolik ve dayanışma açısından çok anlamlıydı.

Tüm bunlar olurken felaketin 24. gününde hala bölgede çadır yok hala çadır bekleyen insanlar var bizi arayan yazan, yardım isteyen. Bir de Birleşmiş Milletlerin ve yabancı ülkelerin yolladığı binlerce çadırların üzerine AFAD Logosu vurulması olayı var. Ne kadar ayıp bir şeydir bu!

Deprem bölgesinde temel ihtiyaçların karşılanmadığını bağımsız TV kanallarının canlı bağlantılarında ve o bölgede yaşayan akrabalarımızdan, komşularımızdan çok sıkça duyuyoruz.

Twitter"da ben bizzat gördüm AFAD görevlisinden su isteyen bir depremzede kadına‚ bir AFAD‘ lı görevli tarafından "parmağındaki yüzüğü sat‘‘ denildi.

Bu nasıl bir iş ahlakı, vicdan, nasıl bir insanlık ve ülke sevgisi?.

Çok zor zamanlardan geçiyoruz hepimiz bu kesin.

İnsanlarımızı deprem değil inanın bu rantçı düzen, sistem öldürdü.

Olası bir iktidar değişiminde bunların hiç bir suçları yanlarında kalmamalı.

Normalde bir devlet bu riski görüp halkını depreme karşı korumalı, gerekli güvenlik önlemi almalıydı. Evleri yıkılan insanların evlerii malları, dükkanları bile yağmalandı.

Yeni gelecek hükümet mutlaka bu facia, felakette görevlerini ihmal edenleri, suç işleyenleri yargılayacak, cezalandıracak düzenlemeleri ‘‘Deprem suçları işlemişlere ilişkin ceza ve imar affı çıkarılamaz‘‘ maddesini anayasasına koymalıdır.

Konu yani mutlaka yargıya taşınmalı, Adalet Bakanlığı bünyesinde deprem suçlarını soruşturma büroları kurulmalıdır ki bir sonraki deprem faciasında bunlar bir daha yaşanmasın.

Ama bu felaketin siyasi sorumlularıda bir türlü bağımsız yargı önünde hesap vermelidir.

Artık bu hükümet gidici çünkü ORC araştırmalarına göre depremin ardından AKP‘nin oy oranının artık yüzde 30‘un altına düştüğü söyleniyor.

Deprem nedeniyle yıkılan binalarda, taksirle ölüme, ve yaralamaya sebep olma suçları bekımından suç tarihi, binanın yıkıldığı tarih olarak kabul edilir ( Yargıtay 9. Ceza Dairesi, 2001/2636 Esas, 2001/2009 Karar)

Depremde insanların nasıl toplu gömüldüğünü hepimiz gördük, insanlar bazı akrabalarını canlı bazılarının cenazelerini kendileri çıkardılar.

Bu büyük felaket geride çok derin acılar bıraktı. Unutmak diye bir şey yok bu acı unutulmaz, bu suçları işleyenler asla affedilmemeli

Ailesinden yakınlarını kaybedenlere tekrar başsağlığı, yaralılara acil şifalar dilerim.

02.03.2023, Almanya