HSYK, MİT, İNTERNET paket yasalarından sonra Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden bir “Paket” daha geçti.

“Demokrasi paketi!”

Paket meclisten geçince meclis de tatile geçti!

“Demokrasi”yi paketlemek ne kadar “Demokratik”, o ayrı konu, yeni pakette özetle neler var, neler daha “Demokratik” oldu?

1- “Özel okullarda” Kürtçe öğrenilebilecek!

Yani: Kur özel okulunu, öğren dilini!

Kur ilkokulunu, orta okulunu, liseni, üniversiteni…
Devletin o kadar okulu dururken, bir Kürt kendi ana dilini çocuklarına öğretebilmek için neden “Özel okul” kursun?

Kaç “Zengin” Kürt çocuğunu Kürtçe öğrensin diye özel okula gönderebilir?

Bu özel okullardan mezun olan kaç Kürt piyasada kendi diliyle iş bulabilir?

2- Seçimlerde farklı dil ve lehçelerde propaganda yapılması serbest.

Mecliste, devlet dairelerinde, mahkemelerde Kürtçe konuşulabilecek mi?

O halk istediği zaman türkülerini zaten Kürtçe söylemiyor mu?

3-Köylere “Eski isimleri” geri verilebilecek.

O köylerde o isimler bilinçlerden zaten hiç silinmedi ki, yeni olan tabelaların değişecek olması mı?

4- Dil, ırk, milliyet, renk, cinsiyet, engellilik, siyasi düşünce, din veya mezhep farklılığından kaynaklanan nefret suçu bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacak.

Meydanlarda her gün, her saat “Bunlar zaten dinsiz, bunlar zaten ateist, bunlar zaten sosyalist-komünist” diye bağırarak nefret saçan diktatör de cezalandırılacak mı?

Geliyoruz araya sıkıştırılan en önemli iki maddeye:

5-Dini ibadet veya ayinlerin toplu olarak yapılmasını engelleyenlere üç yıla kadar hapis cezası verilecek.

O ülkede Hıristiyanların istedikleri yerde kilise kurması hala yasak değil mi?

Silahsız külahsız yapılan barışçı protesto gösterilerine TOMA ile, zehirli gazlarla, silahla, copla saldıran polisler ve onlara emir verenler ne olacak?

Gençlerin öldürülmesi emrini veren diktatör mahkeme önüne çıkarılacak mı?

6- “Şapka Kanunu” yürürlükten kaldırıldı.

Fes, takke, külah, sarık serbest bırakıldı.

7-Toplantı ve gösteri yürüyüşü yapılacak yerler, belediye başkanları, siyasi partiler, meslek örgütleri ve sendikaların görüşü alınarak belirlenecek.

Yok öyle “Ben gider Taksim’de gösteri yaparım” hikayesi.

Yürüyeceğin, toplanacağın yolu ağalar belirleyecek. Sana “Yazıda, yabanda, kent dışındaki boş arsalarda toplanma, bağırma” diyen mi var?

Başka “Demokratik” maddeler de var elbette.

Partiler “Eş başkan” seçebilecekler.

Seçimlerde %3 oy alırlarsa devlet yardımı da alabilecekler.

Pekiiii, özgürlükler?

Konuşma, yazma, çizme, yayınlama?

KCK’li olabilme?

“Parti okullarında” siyaset dersi verme?

“Düşünebildikleri” için cezaevlerinde yatan “Teröristler”?

“Demokrasi paketi” denilen paket Kürt Sorunu’nu böyle ele almış işte.

“Dağdakilere” bir şey yok!

Zindanlarda çürüyenlere bir şey yok!

Kürt oldukları için tutuklananlara bir şey yok!

1980 yılından beri ülkesinden uzakta yaşayan Kürtler’e bir şey yok!

Solcuya, komüniste bir şey yok!

“Gezi” göstericilerine bir şey yok!

Gösterilerde öldürülen, sakat bırakılan, hala komada yatanlara hiçbir şey yok!

Hırsızlık, yolsuzluk, rüşvet ile ilgili bir tek tümce yok!

Bu paketin demokrasiyle falan hiçbir ilişkisi yok!

Ama paket işte.

Geçti meclisten.
Koyunlara mübarek olsun!

“Çözüm süreci” denilen aslında ne?

-Kürtler’e özerklik, federasyon mu?

-Kürt ulusunun haklarının anayasa ile tanınması mı?

-Yakılan-yıkılan 4 bin köyün yeniden imarı mı?

-Köylerinden sürgün edilen insanlara tazminat ödenmesinin kabulü mü?

-Ulusal mücadeleye katıldıkları için zindanlara doldurulanlara özgürlük mü?

Hiç biri değil!

“Çözüm süreci” denilen ucube; “Dağda yaşayanları nasıl indirebiliriz, nasıl içeriye tıkabiliriz, nasıl cezalandırabiliriz” düşüncesinin ötesinde bir şey değil.

Onun için yıllardır “Pişmanlık yasası yürürlükte, gelsin teslim olsunlar” denilmedi mi?

“Barış grubu” olarak silahsız gelenler tutuklanıp, zindanlara konulmadı mı?

Kürt milletvekilleri, politikacıları (Örneğin Hatip Dicle) hala hapiste değil mi?

Diktatör nasıl bağırıyor meydanlarda:

“Kasetleri yayınlayanlardan tazminat alacağım, göreceksiniz!”

Rüşvetin, yolsuzluğun, soygunun tazminatı..

Sahi, o ülkede gelinen nokta ne?

Aziz Nesin’in deyimiyle “Memleketin birinde hoptirinam!”

Sevgiler hepinize.