Günümüzdeki Türkiye, Rus oligarkların sığınağı konumunda gözüküyor. 

AB ve ABD'nin Rusya'ya yönelik yaptırımlarını uygulamayan tek NATO ülkesi Türkiye. 

Türkiye'yi Rus oligarşisi rahat edeceği bir ülke çabası haline getirilmesi için Erdoğan, devamlı ikili ve kaypak oynuyor. 

Bu durum Türkiye için savaş uzadıkça ilerisi için çok tehlikeli sonuçlar da doğurabilir.   

Rus oligarşisi, Roman Abramovich'in sahip olduğu iki süper yat, Türkiye'de su yüzüne çıktı. 700 milyon euroluk süper yat "Eclipse", hafta ortasından beri Türkiye'nin Ege limanı Marmaris'te. 600 milyon euroluk "Solaris"in Bodrum'a demirlediği söyleniliyor. 

ABD, İngiltere ve AB hükümetlerinin Rus oligarşilerine yaptırım uyguladığından beri, onlarında durumlarının pek iç açıcı olmadığı dikkati çekiyor. 

Rus oligarkların Özel jet ve Yatları yakından takip edilir durumundadır. 

NATO üyesi (İtalya da dâhil olmak üzere) bazı devletler, Avrupa limanlarındaki gemilerine el koyuyorlar. . 

Bu durumda, Rus oligarklar için Türkiye gerçekten güvenilir bir ülke midir? 

Şu anda Türkiye'deki Rus oligarklar, kendilerine ve milyar euroluk servetlerine, kelimenin tam anlamıyla güvenli bir sığınak bulmuş görünüyorlar. Çünkü Türkiye, AB ve ABD’nin Rusya'ya yönelik yaptırımlarına katılmayan tek NATO ülkesidir. 

Böylece Türkiye, Rus oligarşileri için sadece bir sığınak haline geliyor. 

Rus oligarşilerinin kendilerini güvende hissettikleri tek ülke Türkiye değil. 

Rus süper zenginlerine ait bir dizi gemi, şu anda Maldivler açıklarında demirli durumda – örneğin çelik patronu Viktor Rashnikov'a ait 140 metrelik “Ocean Victory” yat. Türkiye’nin böylece tek ülke olmadığını söyleyebiliriz. 

Böylece buralar, Rus oligarklar ve yatları için güvenli bir park yeri olarak hizmet etmekle kalmıyor, aynı zamanda Dubai ile birlikte Rusya ile Batı arasındaki hava trafiğinin kalan en önemli merkezi konumunda. 

Diğer birçok NATO üyesi ülkenin aksine, Türk hava sahası Rusya'dan gelen uçaklara kapalı değil. 

Türkiye’nin her konuda devamlı ikili oynadığı AB ve ABD taraflarınca çok iyi biliniyor. 

Böylece Türkiye’yi, bazı şeylerine göz yumarak Putin’in kucağına itmemeye özen gösteriliyor. 

Ayrıca, AB'den farklı olarak Rus vatandaşları halen, birçok Türk ATM'sinden yurtiçi banka kartları ile para çekebilmektedir. 

AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu daha savaşın başında Ukrayna ve Rusya ile ilişkileri sürdürmek istediğini vurgulamıştı. 

Ancak savaş ne kadar uzar ve Ukrayna'daki ölüm ve yıkım ne kadar ürkütücü duruma gelirse, Türkiye’nin bir NATO ülkesi olarak bu tutumunu böyle sürdürmesi de o kadar zorlaşır hale gelecek. 

Şimdiye kadar, NATO ortakları Türkiye'nin ikili oynamasına başından beri göz yumdu. Ayrıca Ankara, savaşan taraflar arasında arabuluculuk yapmaya çalıştığı için de bu ilişkiye ses çıkarmadılar. 

Bununla birlikte, Erdoğan'ın çatışmadaki tutumu, tehlikeler doğurmayacağının garantisini de kimse veremez. 

Türkiye; ne insansız savaş uçakları ile donattığı Ukrayna'yı terk etmek, ne de ülkeden yıllık turist akışı nedeniyle büyük bağımlılıklar yaratan Rusya'ya yabancılaşmak istemiyor. 

Bu arada, Türkiye'nin ittifaka bağlılığına kesinlikle ikna olması gereken NATO müttefikleri giderek daha fazla şüpheci hale geliyor. 

Türkiye’nin dış politikasının pek tutarlı bir politika olmadığı gibi ikili oynaması da uzun süre içinde güveni zedeleyeceğini gösteriyor. 

Türkiye bir NATO ülkesi ve aynı zamanda Avrupa ortak pazara üye olmak istiyorsa Kopenhag Kriterleri'ni bir an önce yerine getirmelidir. 

Bu durumda AKP-MHP hükümetinin AB üyeliği için Kopenhag Kriterleri'ni büyük olasılıkla yerine getiremeyeceği günümüz koşullarında öngörülmektedir.