1984 yılında Malatya’da dünyaya gözlerini açtı. O dünyaya geldiğinde öğretmen olan babasının bir öğretmen olarak Ortadoğu’da yaygınlaşan savaşa ve Türkiye’deki Kenan Evren öncülüğündeki Faşist Askeri Darbeye karşı çıktığı için tutuklandı, işkence gördü.

Ölümden dönmesi bir mucize oldu. Babası ve annesi yıllarca sürekli askeri darbe yönetimince baskı gördü, babası sık sık tutuklanarak işkence edildi. Sonuçta Özlem Alev Demirel’in Almanya’nın Bielefeld kentinde işçi olan dedesi ve büyük annesi onları yurt dışına çıkarmalarına ikna ettiler.
 
 

Böylece Özlem Alev Demirel, 5 yaşındayken Almanya’ya iki ağabeyi ve anne ile babasıyla politik göçmen olarak geldi. Bilefeld kentinde okulla başladı daha sonra ailesiyle Köln’e göçtü. Hep sınıf ve okul sözcüsü oldu.  Almanya’da Alman ve göçmenlerin eşit haklara sahip olmasını savunan DİDF Federasyonun çocuk ve gençlik kollarıyla tanıştı.  Almanya’da daha kaliteli bir eğitimi savundu. Göçmen çocukların okulda hakir görülmesine dışlanmasına karşı çıktı, eşitçe, sevgi içeren bir eğitim istedi. Lise öğreniminden sonra, Bonn Üniversitesi’nde Siyasal Bilimler Fakültesi’nden mezun oldu. DİDF Gençlik Merkez Yönetim Kurulu, Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti Öğrenci Temsilciği, Köln Belediyesi Meclis Üyeliği, Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti (NRW) Parlamentosu Milletvekilliği ve DİDF Yönetim Kurulu üyeliği görevlerinde bulundu. Evli ve iki çocuk annesidir.
 
Özlem Alev Demirel bu çalışmaları yaparken hiç bir zaman anne ve babasının politik acılarını kullanmadı. Onlarla birlikte Almanya’ya göçmen olarak gelen ve kendisi gibi lise sıralarında ve yüksekokulda başarılı olan ağabeylerin kanadına da sığınmadı.

O sürekli okudu, çevresini gözledi. Ailesiyle birlikte yaşadığı zorlukları, göçün acılarını incelemekle kalmadı. Almanya’ya aynı kaderi paylaşarak dünyanın çeşitli ülkelerinden göçen yüzlerce ailenin yaşadıklarını inceledi. Bu çalışmaları içinde onların acılarına nasıl merhem olacağını düşündü, inceledi. Ama sürekli ırkçılıktan, gericilikten, insanı insandan koparacak politik tutumlara ve çalışmalardan uzak durdu. İnsanın insan olarak yaşam boyunca eşit haklara sahip olmasını ve insanca barış içinde yaşamasını savundu.

Dünyanın neresinde olursa olsun işkence, savaş ve baskılara karşı bir insan hakları savunucusu olarak aklıyla, bilimle karşı çıktı.

Özlem Alev Demirel’in çok az politikacıdan, insandan bulunan bu güzel özellikleri nedeniyle Almanya’da NRW Parlamentosunda bizi layık ile temsil edecektir. Kulağımız gözümüz olacaktır. Bu nedenle bizlerde eşitliği, insan haklarını, insanca yaşamı savunan isteyen birer birey olarak onu desteklememiz gerekir.

Mayıs 2017