Bugünkü yazımda Almanya'daki göçmen çocuklarının ve gençlerin eğitim sorunlarını ele alacağım.

Almanya'nın 82,4 milyonluk nüfusunun 18,6'sını çeşitli ülkelerden gelmiş göçmen azınlık teşkil ediyor. Almanya da yaşayan her beş kişiden biri göçmen kökenlidir.

Gençler, Almanya'ya göç etmiş veya burada doğmuş büyümüş göçmen nüfusunun yüzde 8,5'ini teşkil etmektedir.

Alman toplumunda 5 nesildir göçmen kökenlilerin yaşadığı bir gerçektir

Almanya da ki göçmen gençler arasında, kendilerini dünyalı olarak görme düşüncesi daha ağır basıyor.

Bu gençler artık izinlerini dahi ailelerinin doğduğu ülkelerde değil, yeni kültürlerle tanışacakları ülkelerde geçiriyorlar. 

Gençler içinde, kendilerini tek ulus kökenine değil de gelişen dünya kültürü ve konjoktürüne ayak uydurmaya çalışanlar da var.

Almanya da nüfus oranına göre beş yaşın altındaki her üç çocuktan biri( yüzde 38,1) istatistiklere göre, göçmen kökenli gözüküyor.

Bunun bir nedeni, göçmen kökenli kadınların ortalama olarak %1,85 oranında çocuk yapıyor olmaları.

Göçmen kökenli olmayan kadınların doğum oranları ise, %1,43 olarak bildiriliyor.

Göçmen azınlık (etnik kökenli) ailelerden gelen beş yaş altı çocukların oranı yüzde 87,7'dir.

Bunlar Almanya'da doğmuştur, hiçbir göç deneyimi olmadığı ve ailelerinin geldiği ülkeyi dahi tanımayanlar var.

Almanya da 2000 yılından sonra doğan çocuklar çifte vatandaş olarak kabul   görüyorlar.

Batı Almanya'da Berlin dahil, altı yaşından küçüklerin yüzde 42,4'ü göçmen kökenli olarak lanse edilirken,

Doğu Almanya'da sadece yüzde 13,2. Bremen'de ise; 15 yaşın altındaki tüm sakinlerin yarısından fazlasının göçmen ailerinin çocukları teşkil ediyor.

Almanya da, her yıl ülke çapında yaklaşık 50 bin genç diploma almadan okuldan ayrılıyor

"Bu oldukça çok yüksek ve korkutucu bir rakamı teşkil ediyor. Bu konuda özellikle siyasetçilerin yeniden iyice düşünmesi gerekir. Bavyera Eğitim ve Bilim Birliği Başkanı Martina Borgendale, okullarda ortak öğrenime ve tüm çocuklar için en başından daha iyi koşullarda eğitim olanakları sağlanılmalıdır vurgusu yapıyor.

Almanya Ekonomisi için vasıflı işçi eksikliği olsa da okulu, diploma almadan terk edenlerin sayısı yıllardır istikrarlı bir şekilde yükseliyor.

Bertelsmann Vakfı'na göre Almanya'da binlerce çıraklık yerinin boş olmasına rağmen, okuldan işe geçiş yapamayan 630.000 genç var. 2021'de Almanya'daki tüm gençlerin yüzde 6,2'si ortaokuldan mezun dahi olmamışlardır.

Gençler içinde 20 ila 34 yaşları arasındaki okul bitirme sertifikası olmayan genç yetişkinlerin üçte ikisi de mesleki eğitimden yoksundurlar.

Bavyera eyaletinde bu, yaklaşık yüzde beş ile Almanya'daki en düşük orana sahip.  Bremen'de yüzde on ile çok arkadan geliyor

Almanya'da toplam 6.154 genç, 2021 raporuna göre Bavyera okul sisteminden niteliksiz olarak tespit edilmiştir.

Alman vatandaşı olmayan yani göçmen gençleri kız ve erkek çocuklar özellikle gelecekleri büyük bir risk altındadır.

Her yerde vasıflı işçi eksikliğinden şikâyet edilirken hiçbir şansı olmayan bu gençleri, vasıflı hale getirecek eğitim sistemine almak gerekiyor.

Almanya'da dört kademeli okul sistemi, eğitim eşitliği açısından genel olarak başarısız olduğuna ve göçmen çocuklarının başarı oranının daha düşük olduğuna vurgu yapılıyor.

Gençlerin aileleri, eğitimciler ile birlikte el ele çalışmadığı takdirde, gençlerin gelecekte şansının olmadığı bir acı gerçektir deniliyor.

Göçmen genç ve çocuklar, toplumda daha iyi bir eğitim ve çok dilliliği dikkate alan bir eğitim sistemiyle geleceğe hazırlanmalıdır.

GEW (Eğitim ve Bilim Sendikası) Bayern Başkan Yardımcısı Florian Kohl, tüm Alman ve göçmen gençleri için iyi öğrenme koşulları yaratılmadığı sürece eğitimde eşitlik sağlanmaz diyor.

Eğitimci Prof. Klaus Klemm, eğitimin daha kapsayıcı okul sistemi ve ortak derse ihtiyacı durumda okullar da daha donanımlı hale getirmek gerekir diye vurgu yapıyor.

GEW yöneticisi Martina Borgendale, eğitimde tüm çocukların eşit ve ihtiyaçlarına göre öğretimi daha profesyonel hale getirmelidir diyor.

Okul sistemi değiştirilerek  göçmen çocukları ve genlerinin ihtiyacına cevap verecek şekilde düzenlenmelidir.

Öğretmen eğitimini göçmen çocuklarına ve gençlerinde eğitimine cevap verecek şekilde eğitilmelidir.

Almanya'da eğitimin çocukları korona nedeniyle çok başarısız ve ihtiyaca cevap vermediği gerçeği devamlı vurgulanıyor.

Korona devam ederken Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısı ve çok sayıda Ukraynalı çocuğun da ülkelerini terk etmek zorunda kalmalarını unutmayalım.

Ukrayna'dan gelen gençler ve çocukların eğitim ve ihtiyaçlarının karşılanması ister istemez okullarda ki zorlukları da beraberinde getirmiştir. Tüm bunlar insancıl olarak ve insan haklarına uygun olarak çocukların eğitimi aksatmadan devam etmelidir.

Her türlü eğitim ihtiyaçları karşılanmalı ve insanca yaşama ve eğitim olanakları sağlanmalıdır.

Aynı şartlarda, 2015 yılında da çok sayıda Suriyeli çocuklar ve gençler ülkesini terk etmek zorunda kalmışlardır

Bu çocukların da okullarda eğitimi için zorluklar ile üstesinden gelmeye çalışıldı ve çalışıyorlar.

Tüm zorluklara rağmen sorunları çözerek eşit şartlar altında eğitim sistemini göçmen çocuklarına yararlı olacak şekilde değiştirip yaşamı devam ettirmek gerekir.

Ekonomik olarak da şartların değişmesine rağmen, göçmen çocuklarının eğitim ve mesleki eşitlikleri sağlanmamıştır.

Almanya'da eğitim çok uzun ve pahalıya mal olduğu için, dışarıdan vasıflı ucuz iş gücü getirmek istiyor.

Tüm bu sorunlar bir bütün olarak ele alınıp yeni dönemde göçmen gençlerinin işsizlik ordusu haline gelmemeleri için yeni çözüm öneriler, yöntemler ve metotlar ışığında çözüm önerileri sunulmalıdır.

Toplumda değişik katagoriler ve uygulamalar yaratmadan sorunlar eşit şartlar altında bir bütün olarak ele alınıp bütünleştirici olanaklar ve çözümler üretilmelidir.

Eğitim eşitliği sağlanarak göçmen çocuklarının okullarda karşılaştığı sorunlar çözülmelidir.

Eğitim toplumun temel ihtiyaçlarından bir olduğu halde, Alman eğitim sistemi, göçmen çocuklarının ihtiyacına  cevap veremiyor.

Bu eğitim sistemi değiştirilerek göçmen ve Alman çocuklarının ihtiyacına cevap veren bir eğitim sistemi uygulanmalıdır. Eğitim toplumların daha sağlıklı gelişmesi için çok önemli faktörler içindedir.