Almanya, 1973 yılında dış ülkelerden getirdiği iş gücünü durdurdu. Sonraki yıllarda göçmenlerin aile birleşimi nedeniyle ailelerini yanlarına almalarıyla birlikte, sınırlı da olsa bir iş gücü akışı yeniden başladı. 

90'li yılların başından itibaren ise Avrupa, özellikle Örtadoğu ülkelerinden bir iltica akımı ile karşı karşıya kaldı. İnsanlar ülkesindeki savaş, politik-dini-cinsiyetçi baskı vb birçok zararlardan dolayı ülkelerini terk etmek zorunda kaldılar. Dünyayı saran yeni bir göç dalgası ile insanlar ülkelerini terk ederek Avrupa’ya akın etmeye başladı.  

AVRUPA’YA SIĞINMACI GÖÇÜ 

Avrupa ülkelerinin bazıları, sığınma yasalarının engellerinden dolayı yasayı reforma etmek zorluğu ile karşı karşıya kaldılar. Avrupa ülkelerine iltica talebinde bulunanların doğal ki insanca yaşamaları gerekiyordu. İlk başlarda zor şartlar altında yaşamlarını sürdüren sığınmacılar, son yıllarda iltica yasasında bazı iyileştirmelere imza atan Avrupa ülkelerinin yeni uygulamaları sonucu daha insancıl koşullara kavuştular.  Böylece Avrupa’nın sığınmacılara karşı insancıl tutumu ile durum biraz da olsa değişti. 

Ortadoğu'daki savaşlar, ayaklanmalar, Afganistan da Taliban örgütüyle hükümet arasındaki çatışmalar, bazı insanların (El Nusra, IŞİD vb.) Irak ve Suriye de bir Müslüman devleti kuracağım diye insanların kafasını kesmesi, Ezidiler’e saldırıp ve Ezidi kadınlarını köle pazarlarında satmaya başlaması vb. nedenlerle Ortadoğu’da ki insanlar topraklarını terk ederek göçe başladı. Böylece 1 milyon Suriyeli Avrupa ya ve Almanya ya gelerek iltica talebinde bulundu. 

 Almanya başbakanı Angela Merkel 'Mülteci sorununu halledeceğiz' ('Wir schaffen das') diyerek göçmenleri şehirlerde belli merkezlere yerleştirtti. Sığınmacılara yatacak yerler tedarik edildi ve iltica yasası gereği ayda bir kendilerine temel ihtiyaçlarını karşılayabilecek para verildi. Almanca ve Uyum kurslarına gönderildiler. Kursa gitmeyen sığınmacılara verilecek parayı sosyal daire kesiyordu.  

Suriye’deki savaş Türkiye'yi daha çok etkiledi. 3 milyon Suriyeli Türkiye geldi ve buradan Avrupa’ya geçmek istiyorlardı. Almanya,  Avrupa'ya gelecek sığınmacıların Almanya’nın ve diğer ülkelere 'sorun' olacağını anlayınca, Türkiye ile bir anlaşma yaptı. Almanya ve Avrupa birliği, Türkiye ye belli bir miktar para vererek Suriyeli, Iraklı ve Afganistan’dan gelen ilticacıların Türkiye de kalmalarını sağlamış oldular.  

Afrika ülkelerinden gemiler ile Akdeniz’den İtalya ve Yunanistan’dan gelen sığınmacılar arasında çocuklar ve kadınlardan bir kısmı denizlerde boğuldu. 

Yunan adalarına Türkiye üzerinden çok sayıda insanlar gelerek oralarda iltica talebinde bunuyorlar. Yunan adalarında çok sayıda sığınmacı bulunmaktadır. Bunların içinde çok sayıda kimsesiz çocuklar da bulunuyor. Yunanistan adalarında çok sefil bir şekilde yasayan sığınmacılar pek tabi ki Avrupa'ya gelmek istiyorlar.  

Moria adasında çıkan yangında 13 bine yakın sığınmacı yersiz yurtsuz kaldı. İçlerinde çok sayıda küçük yaşta çocuklar da var. Avrupa ülkeleri simdi ne yapacaklarını düşünüyor: Önce küçük çocukları, sonra da diğer sığınmacı adaylarını Avrupa ülkelerine dağıtmayı tartışıyorlar. Bazı Avrupa ülkeleri karşı çıktıkları gibi çok azı sığınmacıyı kabul etmek istiyor.

Almanya, Yunanistan'daki Moria kampından iltica dilekçesi kabul edilmiş 1500 sığınmacıyı almayı açıkladı ama bu yetersizdir.

Avrupa ülkeleri zor durumda olan bu insanları ülkelerine alıp insanca muamele yapmalıdır!