Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan partisinin bugünkü grup toplantısında 2023 seçileri için 14 Mayıs’ı işaret etti. Seçimlerin bu tarihte yapılması durumunda muhalefet seçimlere hazır mı? Birkaç haftadan beri iktidar çevresinden ve Cumhur İttifakı'nın ortağı MHP’den de seçimlerin mayıs ayında yapalacağına resmi olmasa da dikkat çekilmişti. Bu durumda Muhalefetin seçim stratejisi nasıl olacak? Seçim güvenliğinin nasıl sağlanacağı konusunda genel açıklamalar dışında somut olarak nasıl bir çalışma başlatılacağı ve ne tür hazırlıkların yapıldığı, özellikle de Kürt seçim bölgelerinde alınacak önlemlerin ne olacağı konusunda Altılı Masa tarafından komuoyuna net bir açıklama yapılmadı.

2023 seçimleri Türkiye’nin geleceği açısından, parlamenter sisteme geri dönüş ve yeni bir Anayasa ile Demokrasi, temel hak ve özgürlüklerin güvenceye alınacağı, ülkenin tek adam rejiminden kurtarılarak, özellikle son on yıldan beri yaratılan tahribatın yeniden inşaası ivedilik kazanmaktadır.

Türkiye’de Altılı Masa‘nın HDP’yi ötekileştirmeden, onlarında taleplerini gözardı etmeden tek adam rejiminden, kürt seçmenlerinde rahatça desteğini alacak ortak bir Cumhurbaşkanı adayı belirlemeleri pekala mümkün. Fakat bunun için hiç bir ön koşul öne sürmeden, adı cumhurbaşkanlığı sistemi olan bu ucube sistemten kurtulamak, Türkiye’yi Cumhuriyet’in ikinci yüzyılda nasıl bir sistemle yönetileceğini, açık ve net olarak tüm toplumsal katmanların da taleplerini içeren bir programla kamuoyu önüne çıkmaları gerekmektedir. Bunun için geç kalındı. Buna rağmen Atı alan henüz Üsküdar'ı geçmedi.

Yurt dışında ve özellikle’de en yoğunluklu seçmen kitlesinin bulunduğu Federal Almanya’da ne yapılmalı? Burda nasıl bir seçim güvenliği sağlanmalı ve muhalefet nasıl bir seçim stratejisi izlemeli? Bu konuda şimdiye kadar herhangi bir bilgi sahibi değiliz. Halbuki 1 veya 2 oranında oya sahip Partiler Türkiye’deki Altılı Masa'nın önemli aktörleri olarak görülürken, toplam seçmen içindeki oy oranı % 5‘ e yakın olan yurt dışı oyları küçümsenmeyecek bir ağırlığa sahiptir.

Yurt dışında gerek daha rahat seçim çalışmaları yapmanın imkanları olduğundan muhalefet bir bütün olarak, Altılı Masa ve HDP geç kalmadan Yurt dışındaki seçmenlere yönelik çalışmalarına bir an önce başlamalıdır. Seçim çalışmalarına mümkün olduğunca sivil toplum örgütlerinin ve aktörlerinin katılımı sağlanmalı ve önerileri dikkate alınarak bir seçim stratejisi izlenmelidir.

24. Haziran 2018 Milletvekilli Seçimlerinde ki oy dağılımına baktığımızda %52,88 (473.143) oy oranıyla en çok oy alan AK Parti’nin burda seçmen üzerindeki ağırlığına bu seçimlerde iyi bir çalışmayla son verilebilir ve bu mümkündür. 2018 seçimlerinde HDP’nin oy aranı %17,12 (153.193, CHP %15,91 (142.372) İYİ Parti % 3,62 (32.385) oy oranına sahip. Altılı Masa'nın oluşturduğu diğer partilerin oylarını da hesaba kattığımızda muhalefetin % 40'a yakın bir oya ulaştığını görmekteyiz. Bu durumu tersine döndürmek ve AKP’nin yurt dışındaki seçmen üzerindeki etkinliğine son vermek hayal değildir. Burda en önemli görev CHP başta olmak üzere Altılı Masa’yı oluşturan tüm partilere düşmektedir. Demokrasi’nin temeli özgürlüklerden oluşmaktadır. Her türlü anayasal güvencenin sağlandığı, insan hak ve özgürlüklerinin eşit vatandaşlık ve yerel yönetimlerde toplumsal katılımcılığın sağlandığı bir sistemde sorunların çözümü daha da kolay olacaktır.

Kürt siyasetçi Ahmet Türk’ün Duvar Gazetesine verdiği Röportaj’da dikkat çektiği gibi HDP Dialoğa açık ve Altılı Masa’nın bir adım atarak, en azından „DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın açıkladığı ‘DEVA Partisi Temel Haklar Eylem Planı’ndaki Kürt sorunu ile ilgili maddeler Altılı Masa için yol gösterici olabilir. Sayın Babacan’ın açıklamasında anadilinde eğitimden tutun eşit yurttaşlığa kadar birçok başlık vardı. Ben onu küçük bir manifesto olarak kabul ediyorum. Altılı Masa DEVA Partisi Genel Başkanı'nın bu sözlerini bir manifestoya çevirsin bizim açımızdan sorun kalmaz.“, diyerek Kılıçdaroğlu’ndan ve Akşener’den bir açıklama beklediklerine dikkat çekmektedir.

Ahmet Türk’ün HDP seçmeninin tercihini Kılıçdaroğlu’ndan yana olacağını belirtmesi ise Altılı Masa’ya net ve açık bir şekilde destek verecekleri adayın Kılıçdaroğlu olduğununun mesajıdır.

Ahmet Türk tercihlerinin neden Kılıçdaroğlu olması gerektiğini ise şöyle açıklamaktadır:

„Kılıçdaroğlu tecrübeli bir siyasetçi ve her gün kürsüde halka vaatlerde bulunuyor. Başka bir aday ortaya çıkarsa bu vaatler de havada kalır. Bence Kılıçdaroğlu uygun bir aday. Konuşulan isimler içinde de en deneyimlisi. Ama bizim de taleplerimiz var. Demokrasi adına, hak ve özgürlükler adına masanın neleri yapacağını, projelerini açıklaması lazım.

Altılı Masa’nın aday kararına ilişkin bir söz söyleyemem. Bizim seçmenimizin tercihi yine Altılı Masa’nın aday kararına ilişkin bir söz söyleyemem. Bizim seçmenimizin tercihi yine Kılıçdaroğlu’ndan yana olur. Kılıçdaroğlu tecrübeli bir siyasetçi ve her gün kürsüde halka vaatlerde bulunuyor. Başka bir aday ortaya çıkarsa bu vaatler de havada kalır. Bence Kılıçdaroğlu uygun bir aday. Konuşulan isimler içinde de en deneyimlisi. Ama bizim de taleplerimiz var. Demokrasi adına, hak ve özgürlükler adına masanın neleri yapacağını, projelerini açıklaması lazım.“

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ıın bugünkü seçim tarihine ilişkin açıklamasıyla resmen olmasa de seçim startı verilmistir, şimdi Altılı Masa’nın bir an önce adayını açıklaması ivedidir. Toplumdaki algı ise Altılı Masa açıklamasada Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı adayı olacağıdır. Seçmendeki beklenti de bu yöndedir.