Bir tiyatrocu ve benim için yakalama kararları nasıl geldi

Bir devlet, bir tiyatro oyunuyla yıkılabilir mi? Sözkonusu devlet Türkiye ise yıkılabilir. En azından savcılar buna inanabilir.

Tiyatro sanatçısı Mehmet Ali Alabora, 2013 başında "Mi Minör" adlı bir oyun sahneledi. Oyunda, temsili bir ülkenin başkanına karşı ayaklanan insanlar vardı.

2013 baharında Gezi isyanı patlak verdi. Alabora da Gezi’deydi. Hükümet 5,5 yıl bekledi. Seçime 4 ay kala, dikkati ekonomik krizden başka bir yere çekmek için yeni bir "düşman" gerektiğinde Gezi akla geldi. Alabora hakkında, "oyunuyla Gezi eylemlerinin provasını yaptığı" iddiası ve "hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçlamasıyla yakalama kararı çıkarıldı.

Hemen ardından benim yakalama kararım geldi. Türkiye’de genelde neyle suçlandığınızı iktidar medyasında okursunuz önce… Savcılar, dosyayı basına sızdırıp kamuoyunu hazırlar. Ben de bir sabah, "Gezi olaylarının medya ayağını yönettiğimi" öğrendim manşetten… "İktidara teslim olmuş merkez medyaya alternatif bir medya kurma"ya kalkışmakla suçlanıyormuşum. Böyle bir suç olduğunu bilmiyordum. Bu, hakkımdaki beşinci yakalama kararı… Daha önce de Cumhuriyet gazetesini yönetmek, gazetede hükümetin silah kaçakçılığını deşifre etmek, yaptığım bir konuşmada barışı savunmak gibi "suçlar"dan hakkımda yakalama kararı çıkarılmıştı.

Bu kez, üstüne üstlük bir de talimat almakla suçlanıyorum. Kimden? Osman Kavala’dan… Kavala, Türkiye’de sivil toplumun yeşermesinde büyük emeği olan, ilerici bir işadamı… Erdoğan’a göre ise "parasını dünyada milletleri bölmek için harcayan Macar Yahudisi Soros"un" Türkiye’deki adamı… Kavala, bir yılı aşkın süredir, neyle suçlandığını bilmeden hapis yatıyordu. Böylece hakkındaki suçlamayı Erdoğan’dan öğrenmiş oldu. Cumhurbaşkanı’nın konuşmasının ertesi günü Soros’un Açık Toplum Vakfı, Türkiye şubesini kapattı.

Peki ya Erdoğan’ın iktidara geldikten hemen sonra Davos’ta Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliği için Soros’tan yardım isterken çekilen fotoğraf…?

Bu fotoğrafı hatırlatıp yayınlayarak Erdoğan’ın iki yüzlülüğünü sergileyen Cumhurbaşkanlığı eski basın danışmanı Ahmet Sever hakkında bir anda dört dava birden açıldı geçen hafta…

Türkiye’nin nasıl yönetildiğini anlıyor musunuz?   

(Can Dündar Özgürüz websitesinin Genel Yayın Yönetmeni’dir. Türkiye’nin güncel durumu ile ilgili haftada bir Die Zeit gazetesindeki köşesinde yazı yazıyor.)