Bugünkü yazımda çocukların ve gençlerin şiddete nasıl maruz kaldıklarını dile getireceğim.
Okullarda, kulüplerde ve gençlik merkezlerinde özenli öğretmenler ve sosyal hizmet uzmanları, çok sayıda çocukların şiddete maruz kaldığına vurgu yapıyorlar.
Pandemi yıllarında çocukların şiddete maruz kalacağı uzmanlarca söylenmiş fakat buna şüpheyle bakılmıştır.
Süreç içinde konuya dikkat çeken uzmanların bu konuda haklı oldukları ancak yavaş yavaş ortaya çıkıyor.
Bu konunun; danışma merkezlerine ve sığınma evlerine yapılan soruşturmalar gereği şiddetin çocuklar ve gençler üzerinde önemli ölçüde olumsuz etkileri olmuştur.
Sosyal hizmet uzmanları, neredeyse her okul sınıfında pandemi döneminde ortadan kaybolan çocuklar olduğunu dile getiriyorlar.
Pandemi döneminde kayıp olan çocukların büyük bir şiddetin kurbanları olduğuna kesin gözüyle bakıyorlar.
Almanya’nın büyük şehirlerinde şiddete maruz kalan çocukların ve gençlerin sayısında bir hayli artış gözüktüğüne vurgu yapılıyor.
Almanya’nın bazı eyaletlerinin büyük şehirlerinde, çocuk ve gençler için koruma evlerinin olduğu ve bu evlerin yetersiz kaldığı söyleniyor. Bu konuda daha fazla çocuk ve gençlerin, sığınma evlerine ihtiyaç duyduğunu uzmanlar lanse ediyorlar.
Devletin bu konuda çocuk ve gençlerin şiddete maruz kalmamaları için sosyal bir sorumluluğu yerine getirmesi öneriliyor.
Çocukların ve gençlerin şiddete sadece vücutsal olarak maruz kaldıklarını algılamak gerekmiyor.
Psikolojik olarak şiddetin çocuklar üzerinde giderek çok yoğun olarak artığı ve travma yaşadıkları, konunun uzmanları tarafından ifade edilmektediri.

Göçmen ve sığınmacı aileler içinde de çocuklara karşı şiddetin daha çok artığı tespit edilmiştir.
Göçmen ve sığınmacı ailelerin, genellikle küçük, dar evlerde oturması ve çocukları ayrı odalarının olmayışının yaşanan şiddet ortamını tetiklediği açıklanmaktadır.
Öten yandan sığınmacı ailelerinin sığınma evlerinde kalmaları, kaldıkları yerlerin yaşama uygun olmayışı ve tüm ailenin bir arda yaşayışı, bu sorunların cefasını çocuklar ve gençlerin çekmesine yol açıyor.
Göçmen ve sığınmacı ailelerin çocukların ve gençlerin eğitiminde de genellikle şiddete başvurulduğu kaydedildi. Genellikle kız çocuklarının üzerindeki fiziksel ve psikolojik şiddet olayının daha da fazla olduğuna vurgu yapılıyor.
Göçmen ve sığınma evindeki ailelerin kız çocuklarının eğitimi, erkek çocuklara göre değişik olduğu için, kızlar üzerinde katmerli fiziksel ve psikolojik şiddetin olduğuna parmak basılıyor.
Erkek çocukları daha serbest ve kız çocuklarına getirilen yasaklar poslojik olarak onları daha çok yaralıyor.
Bu konuda uzmanlar, göçmen ve sığınmacı aileler içinde çocuklara ve gençlere karşı fiziksel ve psikolojik şiddetin olmaması için çalışma yapılmasını öneriyorlar.
Genellikle sığınmacılar kısa bir süre Alman toplumunda yaşadıkları için, temel kural ve kaidelere iyi uyum sağlayamıyorlar.
Bu konuda uzun yıllar Almanya’da yaşamış göçmen aileler, bazı konularda kendilerine uygun bir sentezi yakalamışlardır.
Şiddetin her türlüsü insan yaşamında başvurulmaması gereken metotlardan biridir.
Her türlü şiddet insanlık düşmanıdır ve suça teşvik edenler de cezalandırılmalıdır.