Sevgili okuyucular,


Uluslararası Para Fonu IMF'ye olan ülkemiz Türkiye’nin borcu gerçekten, ‘bitti’mi? AKP kurmaylarına, Başbakan R.T.Erdoğan’a göre ülkemizin, dış borcunun ‘önemli bir toplamını teşkil eden’ IMF olan borcu ‘bitmiş’ gibi görünüyor.


15 Mayıs 2013 Çarşamba günü, AKP kurmayları zurnalı, davullu bir ‘kutlama’ yaparak, birde üzerine, ‘milli içkimiz’ ayranı yudumlayarak dış ‘borcumuzun bittiği’ kutlamasını gerçekleştirdiler.


Evet,Türkiye’nin uluslararası para Fonu IMF'ye olan borcu bitmiştir. IMF ile olan borçlanma teorik olarak sona ermiştir.


IMF ile olan borçlanmanın sona ermesi, Türkiye’nin dış borçlarının sona erdiği veya dış borçlanmanın azaldığı anlamına gelmemelidir. AKP kurmayları ve Başbakan R.T. Erdoğan sürekli olarak IMF ‘borcumuzun bittiği’ söylemlerini sık-sık tekrarlamaktadır. Burada amaç, toplumu manipüle ederek, sanki Türkiye’nin dış borçlanmasının ‘bittiği’ veya ‘azaldığı görünümünü verme uğraşındadırlar.


Türkiye’nin dış borçlanması, AKP döneminde azalmamıştır. Tam tersine Türkiye daha çok borç batağına sürüklenmiştir.


AKP iktidar devir aldığında dış borçlanma 130 Milyar ABD Doları iken, içinde bulunduğumuz 2013 yılında Türkiye’nin dış borcu 340 Milyar ABD Doları düzeyindedir.


Buna birde Türkiye Cumhuriyeti Devletinin iç borçlanması da eklendiğinde, Devletin borçlanma yükünün giderek ivme kazandığı ve frenlenemez olduğun u görmekteyiz.


Türkiye’nin cari açığı, yani ithalat ve ihracattan kaynaklanan, açık bir makasın iki ucu gibi giderek açılmaktadır.


Cari açığın oluşumu ülkemiz Türkiye’nin başka ülkelere, üretmiş olduğu ürünleri başka ihraç etmekten çok, başka ülkelerin ürettiği metaları ülkemize ithal ederek oluşan bir açıktır.


İthalatla, ihracat arasındaki makas ithalatın lehine giderek açılmaktadır. Böylece cari açık oluşmaktadır. Cari açığın kapatılması için, ülkemizdeki zenginlik kaynakları AKP tarafından hovardaca harcanarak, tüketilmesini de beraberinde getirmektedir.


IMF ile olan borçlanma ilişkileri sona ererken, yerküredeki farklı Finans kurumlarından, Bankalardan borçlanmalar tüm hızıyla devam etmektedir.

Yine başta Almanya Bankaları olmak üzere, ABD, Kanada vb. ülkelerin, Banka ve Finans kurumlarına, ülkemiz Türkiye’nin dış borçlanması, rekor düzeydedir.


AKP kurmayları ve Başbakan R.T.Erdoğan IMF olan borçlanma ilişkilerinin sona ermesiyle, ülkemizin borç stokunun azaldığı manipülasyonu, bir yalandan ve aldatmacandan ibarettir.


AKP kurmayları ve Başbakan sürekli olarak Merkez Bankasındaki rezervin kendi dönemlerinde arttığını söyleyerek övünmektedirler. Aslında artan Merkez bankasındaki rezervlerin, doğal süreç içinde bir artış değildir. Tam tersine zorunluluktan kaynaklanan bir artıştır.


Bir ülkenin dış borçlanması ne kadar artarsa, Merkez Bankasındaki bulundurduğu rezerv de, orantılı olarak artmak durumundadır. Türkiye’de olanda budur. Yoksa ülke ekonomisinin verdiği üretim fazlalığı veya ülke ekonomisinin yarattığı olumlu değerlerden kaynaklanmıyor.  


Bu durum övünülecek bir gerçeklik değildir. Ülke ekonomisinin giderek batağa sürüklenmesini sağlayan ve gelecekte doğabilecek bir kriz ortamında, felaket ve sosyal patlamaların kaçınılmaz bir gerçeklik olacağını tahmin etmek için kâhin olmaya gerek yok.


Kısacası IMF, uluslar arası Para Fonu ile olan borçlanma sona ermiştir. Ülkemiz Türkiye’nin dış borçlanmasının sona ermediği ve tam tersine dış borçlanmanın olağanüstü arttığı gerçeğini gözden kaçırmamalıyız. 


IMF'ye olan borçlanmanın sona ermesinde doğal yollardan yaratılan ekonomik girdiler rol oynamamıştır. IMF'ye olan borçlanmayı ödemek için, AKP iktidarı ülkenin önemli ekonomik ve istihdam kaynaklarını yabancılara pazarlayarak elde ettiği gerçeğini de, gözden kaçırmamalıyız.


AKP Kurmayları ve Başbakan R.T. Erdoğan’ın bu durumu övünç meselesi yapması, aslında beyhude bir durumdur!


15.Mayıs 2013