Aday belli: Kemal Kılıçdaroğlu

Demokrasi kelimesinin ne olduğu ve ne anlama geldiği üzerinde binlerce kez yazılıp çizilmiştir. Kısaca belirtmek gerekirse halkın yönetimi anlamına gelir. Başka bir ifadeyle halkın devlet üzerindeki egemenliğidir. Yani egemen olan halktır, devlet değil. Demokasilerde siyasi kararlar nüfusun çoğunluğunun iradesiyle alınır, ama bu demek değidir ki azınlık hakları yok sayılarak çiğnenmelidir.

Demokrasilerde çoğunluğun iradesi özgür seçimlerle belirlenir ve eşit şartlarda yapılan seçimler sonucunda halk tarafından seçilen temsilciler meşruiyet hakkını elde eder. Bu demektir ki seçimle meşruiyet kazanan halkın temsilcileri bir sonraki seçime kadar halk için halka hizmet için vardırlar. Bu temsili demokrasi demektir. Ama demokrasinin en temel özellikleri ise ifade özgürlüğü, özgürce ve serbestçe siyasi faaliyet sürdürme ve örgütlenmedir. Muhalefetin varlığı ve kuvvetler ayrılığı olmadan ve korunmadan demokrasiden bahsetmek imkansızdır. Seçimden seçime yanlızca oy kullanmak ve siyasette yer almak demokrasi demek değildir. Böyle olmuş olsa totaliter sistemlerde göstermelikte olsa yapılan seçimler meşru olarak görülür. Türkiye’de de yapılan seçimler her ne kadar özgür bir ortamda yapılıyor görünsede iktidar ve muhalefet için eşit şartlar hiç bir zaman olmamıştır. İktidar her zaman kendisinin iktidarda kalmasının şartlarını kendisine en uygun bir şekilde yaratmıştır, son seçim değişikliğinde olduğu gibi. Seçimler ve oy kullanmak yanlız başına demokrasinin kıstasları olsa, dünya da diktatör kalmaz. Hele güçler ayrılığının tümden yok edilerek tek adam rejiminin inşaa edildiği bir ülkede, seçilen belediye başkanlarının görevden alınarak, yerel yönetimlerin başına kayyumların atandığı bir ülkede ve dahası hemen hemen tüm kurumların - buna yargı da dahil – bir tek adam tarafından yönetildiği bir ülkede demokrasiden bahsetmek ne kadar gerçekçidir?

Kısaca tek adam sistemiyle yasama, yani halk iradesinin Parlamento da kullanımı ortadan kaldırıldı. Parlamento fiilen işlevsizdir. Bu durumda yasama gücünden bahsetmek söz konusu değildir. Yürütme ve yönetim, yani hükümet tek bir kişiye bağlıdır. Dahası tek bir kişidir. Bir tek kişi tarafından atanan bakanların hiç birinin icracı serbestliği yoktur. Bu durum kendisini Maraş merkezli depremlerin yol açtığı büyük felakette çok açık bir şekilde gösterdi. Günlerce tek bir adamdan ne yapılması gerektiği beklendi. Sonuç daha çok ölüm, daha çok yıkım. İdari makamlar, Valilikler günlerce bekleyerek halkın yaşadığı bu büyük yıkıma seyirci bırakıldı.

Demokrasinin temel taşlarından biri olması gereken yargı ise içler acısı. Tek adam tarafından yaratılan korku ortamı ve liyakat sahibi olan yargı insanlarının görevlerinden alınarak pasifleştirilmesi, - binlerce yargı görevlisinin görevlerinden alınarak işten atılmış olması veyahut ayrılmak zorunda bırkılmaları - liyakatsız, yukardan gelen emirle hareket eden bir yargı kurumu yaratıldı. Yargı organları bugün işlevsiz bir konumda, dönem dönem mahkemler tarafından olumlu kararlar alınmış olsa da.

Bu ortamda tek adam rejiminin inşaa ettiği bir sistemde büyük bir ihtimalle 14 Mayıs 2023 tarihinde yeni Cumhurbaşkanı ve Parlamento seçimleri yapılacak. Muhalefetin adayı sancılı bir doğum sonucunda da olsa belirlendi.

Kemal Kılıçdaroğlu Altılı Masa ve Millet İttifakı tarafından ortak aday gösterilmiş olsa da tüm toplumsal katmanların ve hareketlerin tek adam sisteminden kurtulmanın ortak adayıdır da. Şimdi yapılması gereken tek adam rejiminden kurtulmak için, demokrasiyi inşaa etmek ve özgürlükler için hep birlikte mücadele etmektir.

Toplumsal değişimi farklılıklarımıza rağmen ancak birlikte hareket edersek sağlayabiliriz. Bu değişimin önceliği demokrasi ve demokrasiyle sağlanacak olan temel hak ve özgürlüklerdir. Toplumsal katılımcılığı hedefleyen yeni bir demokrasi hareketine her zamandan daha çok ihtiyacımız vardır. Bunun için Kemal Kılıçdaroğlu doğru bir seçimdir. Türkiye tarihinde ilk kez kimlik siyaseti üzerinde yapılan tüm ayrıştırmalara, düşmanlıklara ve ırkçı politikalara karşı bütün renkleri birleştiren bir adayın desteklenerek var olan bu sisteme son verilmesi için - amasız – bir arada olmalıyız.

Aşağıda demokrasiyle özdeşmiş bazı tarihi kişiliklerin demokrasinin ne olması gerektiğine ait söylem ve alıntılarını mümkün olduğunca çevirerek sizlere sunuyorum.

 „Demokrasi temel olarak, sosyal anlamda, hepimizin birbirimizden sorumlu olduğunun kabulüdür.“

Heinrich Mann, Alman yazar

******

„Demokrasi, sorunlarının çözümü için kendine de müdahale demektir.“

Max Frisch, İsveçli Yazar

******

„Nasıl ki özgürlük, demokrasi için bir ön koşul ise, daha fazla demokrasi ise, özgürlüğün uygulanabileceği bir alanın yaratılmasıdır.

Willy Brandt, SPD eski başkanı ve eski Federal Almanya Şansölyesi

******

„Biz daha fazla demokrasi istiyoruz. Daha fazla özgürlük sunan ve daha fazla sorumluluk talep eden bir toplum istiyoruz.“

Willy Brandt

******

„Demokrasi bir çıkar sorunu değil, ahlak sorunudur.“

Willy Brandt

******

„Demokrasi, sıradan insanlar için çok büyük veya çok karmaşık soruların olduğu bir sapkınlıktır. Böyle bir düşünce kabul edilirse teknokrasiye, uzmanların yönetimine, oligarşiye doğru ilk adım atılmış olur. Politika erişilebilir ve herkes tarafından etkilenebilir olmalı. İşte burası demokrasinin merkezi noktasıdır.“

Olaf Palme, dünya‘daki barış mücadelesinin önemli şahsiyetlerinden, eski İsveç Başbakanı. 28.Şubat 1986 yılında barış için verdiği mücadeleden dolayı öldürüldü.

******

„Anladığım kadarıyla demokrasi, en zayıfların en güçlülerle aynı fırsatlara sahip olmasını sağlamalıdır.“

Mahatma Gandi, Hintli avukat ve pasifist

******

„Demokrasinin en iyi siyasi sistem olduğu bilinen bir gerçektir, çünkü ceza almadan ona hakaret edilebilir.“

Ephraim Kishon, Macar hicivci

******

„Herkesi ilgilendiren bir sorun, sadece herkes tarafından çözülebilir. Bir bireyin veya bir grubun, herkesi ilgilendiren bir konuyu çözmeye yönelik herhangi bir girişimi başarısızlıkla sonuçlanır.“

Friedrich Durrenmatt, İsviçreli yazar

******

„Diktatörlükte adalet ve insan onuru için savaşmak direniştir, özgür demokraside ise anayasal bir görevdir.“

Helmut Schmidt, Eski Almanya Şansölyesi

******

„Demokrasi ve özgürlük sadece kelimeler değil, hayatı şekillendiren değerlerdir.

Theodor Heuss, Federal Almanya eski Cumhurbaşkanı

******

„Kimi, avantajı (çıkarları) için kendini hükümdar yapıyor. Ama biz çıkarlarımız için bizi anlayanı seçmeliyiz.“

Johann Wolfgang von Goethe

******

Demokratik seçim periyodunun, potansiyel yetenekleri yetersiz bırakma gibi bir dezavantajı ve belki de daha da önemlisi, kimsenin uygunsuz bir şekilde iktidara gelmesi için hiçbir alan bırakmaması gibi bir avantajı vardır.

Hans Kasper

******

Genel olarak, demokratik bir anayasada büyük siyasi karakterlerin (bireylerin) gelişmesine en çok yer verilir; çünkü demokratik anayasa öncelikle bireylerin yeteneklerini kullanmalarına izin vermekle kalmaz, aynı zamanda onları cesaretlendirir.

Georg Wilhelm Friedrich Hegel

******

„Demokrasi, Halkın halk tarafından halk için yönetimidir.“

Abraham Lincoln

******

„Gelecek yeni bir şey olarak demokrasiden bahsediyorum. Demokrasi eski hükümet biçimlerinden farklı olarak yalnızca yeni atların koşulması değil: yollar hala aynı ve tekerlekler hala aynı ise değişen bir şey olmayacak.“

Friedrich Wilhelm Nietzsche

******

„Demokrasi, halkın halk tarafından halk için ezilmesi değildir.“

Oscar Wilde

******

„Demokrasi, tüm vatandaşların eşitliğini sağlar ve burda vatandaşların sayısal çoğunluğunu değil, herkesin tüm haklarını dikkate alır.„

Aristoteles