Sevgili okuyucular,

Kürt sorunu ülkemizin son 100 yılın en önemli ve belirgin sorunlarındandır. Kürt sorununda çözüm, ‘kazan, kazan'dan ’ geçmektedir. Bu gerçeği ülkemiz Türkiye’nin halkları kadar, ülke yönetiminde bulunanlarda başta olmak üzere, herkesler dile getirmektedir.

Peki, ‘kazan, kazan’ ne anlamına gelmektedir? Kürt sorunun çözümünde, toplumun her kesimi kazanacaktır. Kürtler, Türkler, Ermeniler, Süryaniler, Rumlar, Lazlar, Çerkezler ve tüm azınlık milliyetler kazanacaktır.

Müslümanlar, Aleviler, Museviler, Hıristiyanlar ve tüm inançlar, çözüme yönelik olarak atılan, ‘kazan, kazan’dan’ çıkarları vardır ve kazançlı çıkacaklardır.

Sendikalar, Emekçiler, Kamu Emekçileri, Köylü Kooperatifleri, emek eksenli tüm örgütlemeler kazançlı çıkacaklardır.

Sosyalistler, Devrimciler, Demokratik kitle örgütleri, çözüm sürecinde, ‘kazan, kazan’ politik önermesinden, kazançlı çıkacaklarıdır.

Ülkenin iş çevreleri, esnafları, ticaret erbapları bu süreçten kazançlı çıkacaklardır.

Ülkede akan kan duracak, 30 yılı aşkın süren kirli savaş son bulacak, silahlar susacak ve barış rüzgârları alabildiğince esecektir.

Savaş ortamının sona ermesi, ülkede ekonomik canlanmanın sağlanmasını beraberinde getirecektir. Ekonomik canlanma, GSMH gayri milli safi hâsılanın artması ve refah düzeyinin yükselmesini beraberinde getirecektir.

Kürt sorununda çözüm sürecinde ‘kazan, kazan’ ülkemiz halkları için aslında önemli bir kazanım olarak önümüzde durmaktadır.

Çözüm sürecinde ‘kazan, kazan’ müzakeresinde karşılıklı olarak, verilecek tavizlerinde olmasını beraberinde getirecektir. Bu süreçte burnundan, ‘kıl aldırmayan’ tavır çözümden çok tıkanmayı, çözümsüzlüğü tetikler.

Bu nedenle ‘kazan, kazan’ tarafların, Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Kürt gerilla güçleri, PKK ve tüm tarafların karşılıklı olarak kazançlı çıkacakları anlamına gelmektedir.

AKP kurmayları da, Başbakan R.T. Erdoğan da, dâhil olmak üzere dönem, dönem ‘kazan, kazan dan’ dem vurmaktadırlar. Önemli olan bir konuda sürekli olarak, ‘dem’ vurmak değil,önemli olan,  o konuda samimi olmak ve arkasında durmaktır.

AKP kurmayları, Başbakan R.T. Erdoğan gerçekten Kürt sorununda bir çözüm sürecine girilmesi ve sonuç alınmasını istiyorlarsa, ‘kazan, kazan’ politikasının arkasında durmalıdırlar.

Ülkemizin parlamentosu'nda yer alan ve Türkiye halkından, ‘onay’ aldıklarını iddia eden, partiler, parlamenterler, ‘kazan, kazan’ın’ arkasında durmak durumundadırlar. Türkiye halkları kendilerine, ‘onay’ verirken, bu savaşın son bulması, kanın akmaması, gençlerimizin yaşamdan koparılmaması taleplerini gündemde tutmaktaydılar.

Türkiye halkları bu gerçeği, ‘kazan, kazan’ gerçeğini kavramayan ve Kürt sorununun çözümüne yönelik politik zeminlerden uzak duranlardan, zamanı geldiğinde hesap soracaktır.

Kürt sorunun çözümünde, ‘kazan, kazan’ önemli bir çıkış noktasıdır, arkasında durulmalıdır!