12 Kasım Köln Mitingi son günlerin tartışmasına önemli bir vesile oldu. 12 Kasım Mitingini konu alan tartışmaların olması doğaldır. Tartışma kendi doğal sürecinde yürütülürse, yaşanılan olumsuzlukların su yüzüne çıkması ve eksikliklerimizi ortaya çıkarılarak, giderilmesine ilişkin yol gösterici olur.

Ama tartışma ve kritize etme yerine, 'eleştirilerini' hedef şaşırtmak için kullananların samimiyeti de sorgulanmalıdır. 12 Kasım Mitinginde ortaya çıkan, istenilmeyen, ama pratik olarak yaşanan vakanın sürece zarar vereceği gerçeğini gözlerden kaçıramayız.

Bu nedenle yaşanılan bu vaka nezdinde yüzleşmek durumundayız. Amacımız, 'bağcıyı dövmek değil' amacımız, 'üzüm yemek' olduğu gerçeğinden hareket etmek ana noktamız olmalıdır. Miting alanında yaşanan olumsuzluk, Mitinge katılanlarında tasvip ettikleri bir durum değildir. Bu nedenle bu olumsuzluğun gelecekte yürütülecek demokrasi mücadelesine zarar vermemesi için, Mitingde yer alan omuzdaşlarımızın ders çıkararak yenilerinin yaşanmaması için gereken adımları atmalarıdır. Burada önemli olan bakış açısı, eleştiri-özeleştiri mekanizmasını işletebilmektir.

Gelelim bazı, 'aklı-selimlerin' daha doğrusu, fikir fukaralarının, 12 Kasım Mitinginin düzenleyicisi, motorize gücü olan, AABK Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonunu, 'hedef alan' açıklamalarına. Bunların bir kısmının samimiyeti sorgulanmaya değerdir. Her şeyden önce bu, 'aklıselimlerin' bir kısmı, Mitinge dahi katılmamışlar veya alanda yer almamışlardır.

Ne hikmetse, durum böyleyken kendilerinde, Mitingi, düzenleyicileri, AABK'ı, sorgulama, 'hakkını' bulabilmektedirler. Pes doğrusu... Bu tarz sorgulamaları yaparken, 'bir nalına, bir mıhına' vurmayı da eksik etmiyorlar. Yaşanılan olumsuzlukları kritize edip, bir daha yaşanamaması için çaba harcayacağına, AABK yöneticilerinden, 'intikam alma' şovuna dönüşen eleştiriler, Avrupa Alevi hareketi'ne zarar amaçlıdır.

Bazı 'aklıselimlerde' demokratik Kürt hareketi ve devrimci demokrat hareketlerle, AABK Avrupa Alevi hareketi arasına 'girerek' ortak mücadele alanlarından uzaklaşmalarını, 'ellerini ovuşturarak' beklemekteler. Daha çok beklerler...

AABK Avrupa Alevi hareketi, ülkemizdeki özgün koşullardan dolayı, AKP devleti, Saray ve geleneksel devlet aklının açık faşizme doğru yol aldığını yakından gözlemleyebilmektedir. AABK, Avrupa Alevi hareketi, açık faşist diktatörlüğe karşı, barış, demokrasi, özgürlük, laik ve demokratik Türkiye talepleriyle, halkların kardeşliği projesini ön plana çekerek, bu mücadelede omuzdaşlarıyla yan-yana durmayı hedeflemektedir.

Bugün ayrışmaya değil, birlikte faşizme karşı omuz-omuza mücadelemizi ortaklaştırmak, asli görevlerimiz arasındadır. Omuzdaşlığımız, eksikliklerimizin sorgulanıp giderilmesinin önünde engel teşkil etmemektedir. Demokrasi güçleri birlikte mücadele ederken, yürürken hata yapacaklardır. Ama hatalarından dersler çıkararak, eksikliklerini giderip, yollarına devam edeceklerdir

Halk arasında söylenceler çoktur. Bunlardan bir tanesi ve öne çıkanlarından, ''çamur at izi kalır'' çamur, attığı yerde yapışıp kalmasa da, 'izi kalır' mantığı ile hareket edenlerin bilmesi gereken bir gerçek daha vardır. Her zaman çamurun, 'izi' kalmayabilir.

15 Kasım 2016