Uzun yıllardır Brüksel’de yaşayan ve Avrupa’daki Kürdistanlı ve Türkiyeli göçmenlerin gerçek durumlarını iyi tanıyan sevgili Doğan Özgüden 10 Nisan 2023 tarihli yazısında yurt dışından seçimlere katılanlarla ilgili önemli bilgiler vermişti. Doğan ağabey yazısına “Yurt dışındaki seçmenin sol duyulu seçimi…” başlığını atmıştı. Biz de o yazısına ek olarak bazı bilgiler paylaşmak ve yurt dışındaki seçmenin Almanya örneğinde neden ağırlıklı olarak AKP’yi seçtiğini irdelemek istiyoruz.

Bilindiği gibi 24 Haziran 2018 seçimlerinde Almanya’da AKP’ye yüzde 55, CHP’ye yüzde 15,4, HDP’ye yüzde 14,6 ve MHP’ye yüzde 8,3 civarında oy çıkmıştı. Her defasında olduğu gibi, ardından “Türkiye’de sağcı, Almanya’da solcu” efsanesi tekrarlandı. Aslına bakılırsa bu söylem göçmenlerin toplumsal gerçekliği ile hiçbir alakası olmayan boş bir söylem, bir göç efsanesidir. Neticede Türkiyeli göçmenler de – ister Alman ister Türk vatandaşı olsunlar – siyasi tercihlerini sınıfsal konumlarına göre belirlemektedirler.

Şöyle açıklayalım: Türkiyelilerin büyük bir kesimi 1960 veya 1970lerde olduğu gibi fabrikaların yakınlarındaki barakalarda veya kentlerin gettolarında ikamet etmek yerine ya daha varlıklı mahallelerde ya da banliyölerdeki müstakil evlerinde yaşamaktadırlar. Hâlihazırda Türkiyeli işçilerin önemli bir kesimi Alman işçi sınıfı içindeki çekirdek kadroların oluşturduğu “imtiyazlı kesimler” arasında yer almakta ve artan sayıda kendi işyerleri veya şirketlerini kuranlarla birlikte Almanya toplumunun orta katmanlarına katılmışlardır.

Sınıf atladıkları hissinde olan bu göçmenler “nöbetleşe yoksulluk” bağlamında gettoları mültecilere ve yoksul kesimlere bırakmışlardır. Tabii, Kürdistanlı ve Türkiyeli göçmenler arasında yoksullar yok değildir, ancak bu oran Almanya’daki ortalamadan farklı değildir. Nihâyetinde çoğunluğu oluşturan muhafazakâr Türkiyeliler siyasal tercilerini Almanya’da ve Türkiye’de muhafazakâr partilerden yana kullanmaktadırlar.

AKP’ye bu denli yüksek destek çıkmasının bir nedeni de Türkiyelilerin gelir ve varlık durumlarıdır. AKP-Saray-Rejiminin neoliberal politikaları sonucunda TL’nin değer kaybetmesi, orta ve uzun vadeli yatırımlarını Euro bazında yapan göçmenler açısından önemli avantaj olarak görülmekte ve AKP’ye desteği gerekçelendirmektir.

Bununla birlikte AKP Avrupa’da güçlü bir örgütlenmeye sahiptir. Gerek 1980 sonrası başlatılan lobileştirme çalışmaları, DİTİB camileri, dernekler, gerekse de konsolosluklar ve AKP yanlısı federasyonlar üzerinden Türkiyeliler arasındaki etkisini artıran AKP-Saray-Rejimi, aynı zamanda Alman devletinin desteğinden de yararlanmaktadır. “Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı” olanaklarıyla AKP’nin yurt dışı örgütlenmesi kökleştirilmekte, imamlar, öğretmenler ve sekiz bin MİT elemanıyla Türkiyeli göçmen kitlesi rejimin kontrolü altında tutulmaktadır. AKP-Saray-Rejimi her türlü olanağı kullanarak, özellikle Türkiyelilerin son kuşaklarını siyasal ve kültürel kıskaca almıştır.

Sonuç itibariyle Türkiyelilerin büyük bir kesim Alman ve Türk devletlerinin istedikleri yöne manevra edebildikleri bir kitleye dönüşmüş, muhafazakâr-milliyetçi Türkiyeliler AKP-Saray-Rejiminin gönüllü lobiciliğini üstlenerek, rejimin iç ve dış politikasını savunur hâle gelmişlerdir. Bu bağlamda Almanya’daki muhafazakâr-milliyetçi Türkiyeliler arasındaki Kürt düşmanlığının Türkiye’dekinden daha fazla olduğunu söylersek, yanlış tespit yapmış olmayız.

Hâlihazırda Emek ve Özgürlük İttifakına destek vermek için bir araya gelen ve şüphesiz özverili, angaje ve yoğun çalışma yapan devrimci-demokratik göçmen örgütleriyle Almanya’daki Alevi ve Kürt kurumları açıkçası bu gelişmeye etkin bir yanıt vermekten uzaktırlar. Kısa süreli eylem birlikleri, “projecilik” anlayışı ve kendi “uzayında” kendine yetme yaklaşımı bu olumsuz gelişmeyi tersine çevirecek basireti gösterme olanaklarını kısıtlamaktadır. Göç gerçeğini çalışmalarının merkezine alan, enternasyonalist, antifaşist, antiemperyalist ve devrimci-demokrat anlayışlı bir göçmen örgütlenmesi ile sürece müdahale edilemediği müddetçe meydan “kurtlara” bırakılmaya ve AKP desteği artmaya devam edecektir.