AKP devleti, Saray, R.T. Erdoğan ve A.Davutoğu ikilisi savaş konseptinde, dayatmasında ısrar etmektedir.

AKP devleti ve Sarayın savaş dayatmasına karşın, demokrasi güçleri, halklarımız, barıştan yana olan toplumsal güçler, inadına barış çığlıklarını yükseltmelidir. AKP devleti, R.T. Erdoğan 7 Haziran 2105 seçim yenilgisini içine sindirmede zorlanmaktadır. HDP Halkların Demokratik Partisi'nin, R.T. Erdoğan'ın başkanlık hayalini elinden alan, 'seni başkan yaptırmayacağız' söylemi giderek ete kemiğe bürünmüş ve AKP devleti, R.T. Erdoğan'ın ezberlerini bozmuştur.

AKP devleti, R.T. Erdoğan, geleceklerini, 'türk tipi' başkanlık sistemine uygun olarak tasarlamaktaydılar. Kamu mallarını talan ve yağmaları dahi, tasarladıkları gelecekleri ile ilintiliydi.

Bu tasarımlarının, kendi deyimleri ile '2023' '2053' '2073' planları altüst olmuş, tüm ezberleri bozulmuştu. Bırakalım, 'türk tipi' başkanlık sistemine geçmeleri, 13 yıla yakın zamandır, tepe-tepe kullandıkları iktidarı, kamu imkânlarını kaybedecekleri korkusu, yeni planlarını devreye koyma çabalarına sürüklemiştir. AKP devletinin, Sarayın tüm planları, 'gladyo' kontra gerilla güçlerini devreye sokarak, savaş konsepti dayatması ile kaybettiklerini yeniden geri alma girişimlerine başladılar.

Genelde ülke coğrafyamızda, özelde Kürt coğrafyasında en vahşi ve yöntemlerini devreye sokarak, Kürt halkına, halklarımıza, demokrasi güçlerine karşı savaş konseptini dayatmaktadır. Bugün Şırnak Cizre de yaşanan, 'sokağa çıkma yasağı' adı altında, ilçe abluka altına alınarak, Kürt halkına karşı adı konmamış bir savaş başlatılmış durumdadır. Sarayın, 'gladyo' güçleri sürekli olarak sivil halka yönelik acımasızca davranarak, katliam yapmaktan çekinmemektedir.

Son 9 gün süren, 'sokağa çıkma yasağı' gerekçe gösterilerek, 21 sivil insan, Sarayın 'gladyo' güçleri tarafından katledilmişlerdir.

Katliamlarını, yeterli görmeyen AKP devleti, Saray, R.T. Erdoğan, Kürt coğrafyasında birçok il ve ilçede, 'sokağa çıkma yasağı' gerekçe gösterilerek, savaş konsepti dayatması ile yeni katliamlara girişmek için, fırsat kollamaktadır. Ülke, Kürt coğrafyası savaş konsepti dayatması paralelinde, 1 Kasım 2015'de 'tekrarlanacak' olan parlamento seçimlerine gitmektedir.

1 Kasım seçimlerinin güvenli bir ortamda yapılıp, yapılmayacağı, toplumsal güçler açısından tartışma konusu olarak gündemde yerini korumaktadır. AKP devletinin, Sarayın, R.T. Erdoğan'ın, tüm saldırgan, savaş konsepti dayatmasına, politikasına karşın, halklarımız, demokrasi güçleri, barıştan yana olan toplumsal güçler, inadına barış çığlıklarını en yüksek perdeden haykırarak, ülke geneline ve uluslar arası camiaya duyurmalıdırlar.

Başta Kürt coğrafyasında halklarımız olmak üzere, demokrasi güçleri, barışı savunan toplumsal güçler, AKP devletinin savaş konsepti saldırıları karşısında, hukuksal çerçevede demokratik savunma haklarını sonuna kadar kullanmalıdırlar.

AKP devleti, Saray 'gladyosu' sadece resmi kurumlarıyla saldırmayı yeterli görmemektedir. AKP devletinin, R.T. Erdoğan'ın, 'dindar' ve 'kindar' gençlik yetişme planlarının bir organizasyonu, Osmanlı Ocakları adı altında örgütlenen faşist sivil kurumlar, son günlerde saldırganlıklarını giderek yoğunlaştırdılar.

Bu faşist, tecavüz çetelerinin, 'kürt kimliği' taşıyan her varlığa saldırmaları, insanlık düşmanı yüzlerini görmemiz açısından bizlere yeterli veriyi sunmaktadır.

Sarayın, 'gladyo' güçleri, sivil faşist, tecavüz çetelerinin savaş dayatması karşısında, barış bloku oluşturan toplumsal güçlerin barış talebini her fırsatta savunalım. Böylece, AKP devletinin Sarayın, savaş konsepti dayatmasını boşa çıkarabiliriz.

İnadına Barış! İnadına Barış! İnadına Barış!

Bir sonraki yazımda buluşmak üzere,
Twitter: AliekberP
Facebook: aliekberpektas