Haber Merkezi

Süleyman Taşköprü'nün ismi öldürüldüğü sokağa verilmiyor.

26.06.saat 11:00 de (yarın) Almanya'daki Uyum, Göç ve Mültecilerden sorumlu Devlet Bakanı Aydan Özoğuz ( SPD) ve Yeşiller Eşgüdüm Başkanı Cem Özdemir ile Altona Belediyesi yetkilileri tarafından, vurulduğu sokağın paralelindeki Kühnenhöhe (Kohlentwiete) sokağına verilecek olması, tartışma başlattı. Haftalar önce Yeşiller partisi Meclis üyesi Yusuf Uzundağ ile Altona Sol Parti Meclis Üyesi Hasan Burgucu arasında sosyal medyada başlayan tartışmaya, Alman inisiyatifleri de karıştı.

Tartışmalara farklı yelpazeden bakan işte o açıklama:

Bir Sokağa İsmini Vermek, Olayı Açıklığa Kavuşturma Yerine Geçemez

Süleyman Taşköprü 27 Haziran 2001’de Hamburg’da sağcı terör ağı NSU (Nasyonal Sosyalist Yeraltı Örgütü) tarafından öldürüldü. Onüç yıl sonra şimdi bir sokağın adı değiştirilerek O’nun ismi veriliyor.



Biz de bugün Süleyman Taşköprü’yü anıyor ve isminin bir sokağa verilerek sürekli anılmasını selamlıyoruz. Ancak ismi verilen sokak, içinde öldürüldüğü dükkanın yer aldığı Schützenstrasse değil, onun paralelindeki Kohlentwiete adlı sokaktır. Büyük bir bölümünde kimsenin oturmadığı harabe bir alan olan ve insanların gelip geçmediği sapa bir sokaktır burası. Neden Schützen­strasse’nin adının değiştirilerek onun isminin verilmediğinin gerekçesi olarak, Hamburg’da tarihi sokakların isimlerinin değiştiril­meyeceğine ilişkin bir yasa öne sürüldü. Oysa 2013 yılında Wandsbeker Strasse’nin adı Hamburglu işadamı Werner Otto için Werner-Otto-Strasse olarak değiştirilmesi mümkün olurken, aynı şey Süleyman Taşköprü için geçerli olmuyordu.

Hamburg Kenti, bir sokağa NSU kurbanlarından birinin adını vermekle açıktan övünüyor. Kassel’de NSU tarafından öldürülen Halit Yozgat’ın isminin orada bir meydana verildiği bu arada unutuluyor. NSU 2011’de artık açığa çıktığında, Hamburg’un resmi makamları olayın eksiksiz açıklığa kavuş­turu­lacağı sözü verilmişti. Yaklaşık üç yıl sonra durum şudur: Sorumlu devlet daireleri –polis, anayasayı koruma örgütü ve savcılık- her türlü açıklığa kavuşturma çabasını engelliyorlar. Resmi ağızların söylemine göre, Aslında Hamburg’da her şey yolunda gidiyor!

Ancak yakından bakıldığında üzerinde çalışılması gereken temel noktalar var.

Almanya çapında olduğu gibi, Hamburg Polisi için de kurumsal ırkçılığı içeren tek yanlı soruşturmalardan söz etmek gerekir. Hamburg’da tanıklarca olayın arkasında ırkçılığın yattığını belirten pek çok bilgiye rağmen, sürekli organize suç yönünde soruşturma yapılmıştır. Hamburg Eyalet Kriminal Dairesinin olayların arkasında “neonazi motifler” olup olmadığı da titizlikle” incelendi şeklindeki açıklamasını doğrulayacak hiçbir kanıt dosyada bulunmamaktadır. Hamburg Savcılığı 2003’de soruşturmayı durdurmuştur ve seri cinayetler devam etmesine rağmen bu 2005’de kadar  öylece kalmıştır. Daha sonra Almanya çapında kurulan Boğaziçi adlı özel soruşturma komisyonunda Hamburglu görevliler, olaylarda neonazilerin olabileceği yönündeki bir durum analizini derhal reddetmişlerdi. Böylece bu yaklaşım asla kamuoyuna açıklanmadı.

Hamburglu önde gelen neonaziler 1990’ların başında Doğu Almanya’da neonazi ve sağcı terörist yapıların örgütlenmesinde belirleyici idiler ve Türingen ile çok sıkı ilişkileri vardı. Oralardaki eylemlerin Hamurg’dan yönetildiğine ilişkin ifadeler de sözkonusudur. Mundlos, Böhnhardt ve Zschäpe ile şahsi buluşmalarda belgeli olarak kanıtlanmıştır. Hamburg Anayasayı Koruma Örgütüne inanacak olursak, o bu çevreyi yakından izliyormuş ve hala da izlemekteymiş, ama sonradan tayin edici önemdeki istihbarat bilgileri ya atlanmış ya da bugüne kadar korunmuş.

Hamburg Anayasayı Koruma Örgütüne,  naziler içindeki bir ajanı tarafından “NSU/NSDAP” etiketli bir CD verildiği, Mayıs ayında kamuoyuna duyuruldu. Hamburg Eyaleti Anayasayı Koruma Örgütü başkaca bilgi vermekten sakındı. Kayanağını saklamak, olayları açıklığa kavuşturma görevinin önüne geçti.

Cinayet kurbanının kızkardeşi Aysen Taşköprü, Cumhurbaşkanı Gauck’a yazdığı bir açık mektupla cevap istedi. Onun tek istediği buydu. Tam da bu istek, Hamburg devlet makamlarınca ısrarla yerine getirilmedi. Dahası komisyon toplantılarında bu cevapları arayanlara gülündü

Şurası artık açık-seçik bilinmelidir: Hamburg için açıklığa kavuşturulacak çok bir şey vardır. Bir sokağa isim vermek, açıklığa kavuşturma görevinin yerine geçemez. Öyle bir çizgi çekilerek, bu dosya kapatılamaz. Buna karşılık, Taşköprü Ailesi adına müdahil avukatların Hamburg’da bir parlamento araştırma komisyonu kurulması talebi doğrudur. Hessen ve Kuzey Ren Vestfalya eyaletlerinde mümkün olan şey, Hamburg’un gündeminde de yer almalıdır.

 İmzalayanlar:

Hamburger Bündnis gegen Rechts

Radiosendung (FSK) „Ein Prozess – Ein Land – Keine Gesellschaft – Viel NSU“, Vorbereitungsgruppe der Veranstaltungsreihe „Vom rassistischen Normalzustand zum Nationalsozialistischen Untergrund“

Internetprojekt www.nsu-tatort-hamburg.org