2016 ya girerken tüm insanlara sağlık, mutluluk huzur ve BARIŞ içinde bir yaşam diliyorum.

Dünya´da yaşayan insanların yarısını oluşturan kadınlar ülkelerine, dinlerine ve kültürlerine göre yaşamlarını farklı bir şekilde sürdürüyorlar. Kimi yerlerde az bir kesim de olsa huzur içinde yaşarken, kadınların çok büyük bir bölümü zor koşullarda yaşam mücadelesi verdiği biliniyor.

Avrupa'da, Asya'da, Afrika'da ve diğer kıtalardaki kadınların yaşam koşulları üzerinde durulması gerekir ama ben bu yazımda Avrupa'da yaşayan bir kısım Türk kadınlarının durumu üzerinde durmak ve çığlıklarını okuyucularımla paylaşmak istiyorum.

Almanyalı, Avrupalı da diyebiliriz; Türk kadınlarının durumu nedir?

Avrupa'da yaşayan Türk kadınlarının imajı nasıldır?

Sokakta dolaşırken ilk karşılaşıldığında Türkiye kökenli olduğu nasıl anlaşılır?

-Bizler ne sadece islam, ne sadece Türk ve ne de sadece Alman kültürünün kalıplarının içinde yaşamayan, tüm kültürleri içinde barındıran, kadınların insanca ve çağdaş ölçüler içinde yaşamasını benimsemiş, içinde bulunduğu topluma uyumlu olan kadınlarız, diye çığlık atarcasına söze başlıyorlar.

-Dinci kadınlar değil, inanancını çağdaşça yerine getiren, içinde yaşadığı ülkenin dilini bilen ama kendi ana diline de sahip çıkan, farklı kültürleri tanımayı arzulayan ve aynı zamanda da kendi kültürüyle yabancılaşmayan kadınlarız.

-Başkalarının yaşam biçimine saygı gösteren ama kendi yaşam biçimimize de saygı gösterilmesi gerektiğinin bilincinde olan kadınlarız.

- „Avrupalı Türk Kadınları“ olarak ailesine sahip çıkan, çocuklarını iyi yetiştirme çabası içersinde olan, erkek baskısına boyun eğmeyen ama eşine saygı duyan aynı zamanda kendisine de saygı gösterilmesini isteyen, eşinin arkasında değil eşiyle kolkola yürüyen kadınlarız.

-Alman veya Avrupa basınlarında ve yayınlarında Türk kadını olarak gösterilmeyen, yer verilmeyen, görüşleri alınmayan Türkiye kökenli Almanyalı kadınlar olarak tanınmak istiyoruz.

-Biz „Gökten zembille inmedik“. Biz Atatürk Türkiyesi'nin, Türkiye'nin evrensel uygarlıkla bütünleşen eğitim ve kültürüyle yetişmiş kadınlarız. Türk kadınları gündeme geldiğinde neden biz yok sayılıyor, gözönünde bulunduruluyor muyuz!? Avrupalıların, Almanların giyim, yaşam tarzına uymayanlar mı sadece „Türk kadını“ oluyor!

-Sokağa çıktığımızda neden bize İtalyan mısın, Yunanlı mısın, İspanyol musun, İranlı mısın hatta Güney Amerikalı mısın (?) gibi sorular soruluyor da, en fazla göçmen nüfusu olan Türk müsün? diye sorulmuyor.

-Alman toplumuna, bizi görmeyen veya görmek istemeyen, imajımızla tanımak ya da tanıtmak istemeyen kurumlara, yetkililere çağrıda bulunuyoruz;

BİZ DE BURADA YAŞAYAN TÜRKİYE KÖKENLİ ALMANYALI TÜRK KADINLARIYIZ.

-Türkiye kökenli çok iyi yetişmiş, eğitim almış ve kariyer yapmış; öğretmenleri, işyerlerinin merdivenlerini başarıyla çıkmış yöneticileri, politikacıları görebilirsiniz, yeter ki görmek, tanımak ve de tanıtmak istensin.

-Türk kadını; sadece sizin basında gösterdiğiniz, kendi ölçülerinizin dışında giyim-kuşam içindeki gördükleriniz veya gösterdikleriniz değil; bizleri de Türkiyeli olarak tanımanızı ve tanıtmanızı istiyoruz.

TÜRKİYE KÖKENLİ ALMANYALI ÇAĞDAŞ TÜRK KADINLARI OLARAK KENDİMİZLE DE GURUR DUYUYORUZ ve TANITILMAK İSTİYORUZ.