Sevgili okuyucular,

Bir ülkenin başbakanı düşünün ki, bir başka ülkenin işgal edilmesi ve bu ülkeye karşı savaş açılması için kışkırtıcılık yapmaktadır.

Komşu ülkemiz, sınır boylarında yaşayan ülkemiz vatandaşlarının bir çoğunun akrabaları ve 'kız alıp verdikleri bir' ülke, Suriye işgal edilmekle karşı karşıya.
AKP, Başbkan R.T. Erdoğan ve Dışişleri bakanı Ahmet Davutoğlu, komşu ülke Suriye nin, ABD ve batılı emperyalist sermaye çevreleri tarafından işgal edilmesi için ellerinden geleni yapmaktadırlar.

Gerekçe; Suriye de demokrasinin olmadığı, tezini ileri sürmektedirler. Suriye'de, demokrasinin olmadığı gerçeğinin altını çizmede yarar var.

Suriye'de demokrasinin olmadığını ileri süren AKP, Başbakan, R.T. Erdoğan'ın idare ettiği, iktidar koltuğunda oturduğu Türkiye'de, demokrasiden bahs edebilir miyiz?
Türkiye'de, 'ileri demokrasi' adına, AKP faşizmi, R.T. Erdoğan'ın uygulamalarını görmezlikten gelebilir miyiz.

Türkiye halkı, AKP faşizmini, baskısını iliklerine kadar işlendiğini bilinmektedir. Türkiye'de, Demokrasinin, 'D' sinden söz etmek dahi, hayal ürünüdür.
Yine, Suriye'ye karşı, koalisyon oluşturan, Türkiye, Katar, ve Arap ülkelerinin hangisinde demokrasi var. Bu ülkelerin bir çoğunda açık faşist diktatörlükler, alenen uygulanmaktadır.

Yukarıdaki gerekçelerle adı geçen ülkelere ve yöneticilerine karşı durmak adına, savaş kışkırtıcılığı yapmak mı, gerekmektedir?
Suriye'de, kimyasal gaz kullanıldı ve katliam yaşandığını gerekçe gösterilerek, ABD ve batılı emperyalist sermaye çevreleri, Suriye'ye karşı saldırıya geçmek istiyorlar.

Kimyasal gaz kullanılarak bir katliam gerçekleştirilmiştir. Kimyasal katliamı paramiliter grupların, çetelerin gerçekleştirdiği savı ağırlık kazanmaktadır. Bu konuda hala bilgi kirliliği, yandaş medyanın yardımıyla devam etmektedir. 2 yılı aşkın süredir, Suriye halkına kan kusturan, Emperyalist çevreler ve piyonları olan bölge ülkeleri, 100 bin'i aşkın Suriyelinin katliamından birincil derecede sorumludurlar.

Türkye başbakanı R.T. Erdoğan ve AKP kurmayaları her fırsatta, Suriye devlet başkanı Beşar Esad'ın iktidardan indirilmsi için, her türlü vahşete başvurma çabasındadırlar.
AKP iktidarı, Başbakan R.T. Erdoğan, Suriye'deki kirli savaşın başından beri, paramiliter çetelere destek sunmakta ısrarlıydılar. El kaide ve El Nusra gibi faşist ve şeriatçı çetelere logistik destek sunmaktan çekinmemişlerdir.

Örtülü ödeneklerden sunulan parasal destekler, kamuoyunun bilgisi dahilindedir.

Gelinen aşamada, AKP, başbakan R.T. Erdoğan 'kraldan, daha çok karalcı' geçinmesi ve savaş kışkırtıcılığı yapması kamuoyunun şidddetle tepkisini çekmektedir.
AKP, Başbakan R.T. Erdoğan, ABD ve batılı emperyalist çevrelerinin Suriye'ye düzenleyecekleri, 'kısa süreli' hava saldırılarını, 'yetersiz' görmektedir. Saldırıların dahada vahşileşmesini ve 'Esad'ın, iktidardan düşürülmesine' kadar devamlılığını savunmaktadır.

Başbakan R.T. Erdoğan, daha çok kan akıltılması ve daha çok insanın katledilmesinden yanadır. Suriye ye karşı düzenlencek olası hava saldırılarının süresinin uzaması, Suriye halklarından daha çok insanın katledilmesi demektir.

Türkiye, Başbakan R.T. Erdoğan tarafından bir maceraya sürüklenmek istenmektdir. Orta doğu bataklığına sürüklenmek, ülkemizi sonu olmayan bir maceraya sürüklemek anlamına gelmektedir.

Ülkemiz halkları, Başbakan R.T. Erdoğan'nın, saldırgan ve savaş kışkırtıcı tavrının, faşizm'in karekteristik özelliğinden kaynaklandığı gerçeğinin altını çizmektedir.
Türkiye halkları, savaş kışkırtıcısı bir başbakanla yönetilmeyi hakketmemektedir. AKP'nin ve başbakan R.T. Erdoğan'ın, halkımızın gencecik çocukalarını, Suriye halkları ile boğazlaştırmak istemektedir.

Demokrasi güçleri, Türkiye'nin değişik milliyetlerden ve inançlardan halkları, AKP'nin, Başbakan R.T. Erdoğan'ın savaş kışkırtıcı, faşist emellerine karşı inatla direnmelidir.
Türkiye halkları, gerektiğinde, savaşa karşı barışı savunmak için sokakları mesken tutmalıdırlar.

Suriye halkları, kendi sorunlarını kendilerinin çözümü doğrultusunda hareket noktasına sahip olmalıyız. Bizler kendimizi, Suriye halkına demokrasi mücadelesinde, enternasyonal desteğimizi sunmakla yükümlü kılmalıyız.

Bu nedenle, 1 Eylül barış gününde sokaklarda barışı savunan yandaşlarımızla omuz omuza, mücadele alanlarında yerlerimizi almalıyız!

 31.08.2013