Deniz Çelik, "İnsanlar örgütlenip kendi haklarına sahip çıktıkça, vekillerinde etkili muhalefet yapma olanağı güçleniyor. Halktan ve toplumsal hareketlerden kopuk meclis çalışmalarının başarılı olma imkânı çok zayıf. Dayanışma ve ortak mücadele sonucu elde edilen kazanımlar ve bana ulaşan pozitif tepkiler beni motive ediyor, bana büyük güç veriyor." dedi

İşte Sol Parti-Die Linke Eyalet Milletvekili Deniz Çelik'le yaptığımız o söyleşi:

Hamburg Eyalet Parlamentosu'na iki dönem seçildiniz. Yaptığınız başarılı çalışmalar nedeniyle Meclis Başkan Yardımcılığına kadar ilerlediniz, hem eyalet meclisindeki başarılarınız, hem de sokağın nabzına bakınca, Federal Parlamento'ya seçilme olasılığınız yüksek görülmektedir. Özellikle pandemi sürecinde sağlık alanında çok çalıştığınızı biliyoruz. Temponuz dikkat çekici, bu gücü nereden buluyorsunuz?

Deniz Çelik: Öncelikle bana, okurlarınıza kendimi tanıtma fırsatı verdiğiniz için teşekkür ederim. Milletvekili olarak seçildikten itibaren, toplumsal hareketlerle birlikte hareket etmeye özen gösteriyorum, örneğin hastanelere daha fazla personel alınarak, sağlık hizmetlerinin iyileştirilmesi için Hamburg eyaletinde çok güçlü bir halk inisiyatifi oluştu, ben onların sorunlarını ve taleplerini meclise taşıdım. İnsanlar örgütlenip kendi haklarına sahip çıktıkça, vekillerinde etkili muhalefet yapma olanağı güçleniyor. Halktan ve toplumsal hareketlerden kopuk meclis çalışmalarının başarılı olma imkânı çok zayıf. Dayanışma ve ortak mücadele sonucu elde edilen kazanımlar ve bana ulaşan pozitif tepkiler beni motive ediyor, bana büyük güç veriyor.

Federal Parlamento'ya gideceğinizi düşündüğümüz de; Seçildiğinizde hangi konulara ağırlık vereceksiniz?

Deniz Çelik: Seçilmem durumunda, Federal Parlamento´da tekrardan sağlık alanında veya sendikal alanda çalışmak istiyorum ama görev dağılımı meclis grubunda ortak bir kararla belirlenecek.

30 yıl sonra ilk defa tüm yönetim kadınlardan seçildi 30 yıl sonra ilk defa tüm yönetim kadınlardan seçildi

Partiniz Sol Parti`nin (Die Linke) göçmenlerle kurduğu ilişkide eksiklikler nelerdir? Siz bu eksikliklerin giderilmesi için neler yapmayı düşünüyorsunuz?

Deniz Çelik: Göçmenlerin topluma eşit haklara sahip vatandaşlar olarak katılımı için güçlü taleplerimiz var, mesela yaşam merkezi Almanya olan herkesin oy kullanma hakkına sahip olmasını savunuyoruz. Irkçılığa ve ayrımcılığa karşı mücadele veriyoruz ama ilişkileri güçlendirmek için sadece basın üzerinden demeç vermek yeterli olmuyor. Semt grupları veya işyerlerinde insanları ziyaret ederek, hakları için verdikleri mücadelede yanlarında olarak ilişkilerimizi güçlendirip, güven kazanmalıyız. Bu yönde Hamburg´da çalışmalarımızı yürütüyoruz.

Açıkça sormak istiyoruz; Siyasi partiler genellikle Alman vatandaşlığına geçmiş ve oy kullanma hakkını kazanmış göçmenler ile daha yakın ilişki kurmaktalar. Partinizde böyle bir pragmatizm gözlemlediğiniz oldu mu?

Deniz Çelik: Hayır, biz Alman vatandaşı olsun veya olmasın herkesin hakları için mücadele veriyoruz.

Sizin çalışmalarınıza tüm göçmenlere çifte vatandaşlık hakkının verilmesi damgasını vuruyor, bununla ilgili çok kapsamlı bir kampanya yürütüyorsunuz. Neden çifte vatandaşlık hakkı verilsin? Entegrasyona karşı mı çıkıyorsunuz?

Deniz Çelik: Hayır, tam tersine entegrasyonu daha ileri taşımak için mücadele veriyorum. Ben vatandaşlık önündeki tüm engellerin kalkmasını talep ediyorum. Bazı insanlara yeterli kazancı olmadığı için, ileri seviyede Almancaya hakim olmadıkları için veya Türk vatandaşlığından çıkmak istemedikleri için Alman vatandaşlığı verilmiyor, Tüm engellerin kalkması gerekiyor. Ayrıca herkes için oy hakkının, çifte vatandaşlıktan daha önemli olduğunu düşünüyorum. Birde; Türkiye’deki seçimler için Almanya’da oy kullanılmasını doğru bulmuyorum ama çifte standartlara karşıyım, eğer bir Amerikan vatandaşına çifte vatandaşlık veriliyorsa, diğer insanlara da bu hak verilmeli.

Türkiye politikasını takip ediyor musunuz?

Deniz Çelik: Evet, Türkiye'de demokratik hakları için mücadele eden insanlara uygulanan baskıları, anti-demokratik uygulamaları ve birçok insanın suçsuz yere cezaevlerinde bulunmasını endişe ve üzüntü ile izliyorum. Her zaman ilerici, demokratik kesimler ile dayanışma içindeyiz ve onlara destek olmaya çalışıyoruz.

Türkiye`de hak ihlallerine maruz kaldığı için buraya gelmek zorunda kalan çok sayıda politik göçmen var. Türkiye'den gelen gazeteci, akademisyen, sanatçılar ve politik mültecilere yönelik dayanışmanız ne düzeyde?

Deniz Çelik: Türkiye´den bir çok gazeteci, akademisyen veya politik mülteciyi davet ettik ve ediyoruz. Beraber paneller düzenleyerek Alman kamuoyunu bilgilendirmeye çalışıyoruz. Alman hükümetinin iş birlikçi tavrını ve bu gelişmelere sessiz kalmasını da şiddetle eleştiriyoruz.

Seçim yarışında siyasi partiler arasında daha şimdiden koalisyon tartışmaları başladı ve olası koalisyonda Sol Parti, bütün diğer geleneksel partiler tarafından 'NATO'yu içtenlikle kabul etme' şartı ile karşılanıyor. Bu ne anlama geliyor? Siz NATO'ya neden karşısınız?

Deniz Çelik: Sol Parti her zaman savaş politikalarına ve silah ihracatına karşı çıkmıştır. NATO, batının emperyalist çıkarlarını askeri müdahalelerle savunan bir kurumdur, Afganistan bu politikalarının iflas ettiğinin en son örneğidir. NATO´yu içtenlikle kabul etme talebi, beraber koalisyon kurmamak için bahane üretme girişimidir, çünkü SPD ve Yeşiller diğer tarafta muhtemel koalisyon ortakları FDP´den asgari ücretin 12 Euro´ya yükseltilmesini veya zenginlerin daha fazla vergi ödemesini içtenlikle kabul etmesini talep etmiyor. Neden acaba?

Edebiyat ile aranız nasıl? Bize önerebileceğiniz kitaplar, yazarlar var mı? Mesela en çok sevdiğiniz Türkiyeli iki yazar ve kitaplarını önerebilir misiniz

Deniz Çelik: Yaşar Kemal'in “İnce Memed” ve Kemal Tahir’in “Karılar Koğuşu” romanlarını çok beğeniyorum.

''Politika dışında yaptığınız en iyi iş nedir?'' diye size sorsalar, ne söylersiniz? Örneğin; Evde, mutfakta, bahçede, sokakta, dernekte.

Deniz Çelik: Dernek'te veya özel hayatımda organizasyon işlerini çok iyi yaparım.

''Beni susturamazlar!'' dediğiniz neler var? Bize susamayacağınız 3 şeyi söyler misiniz?

 Deniz Çelik: Savaş, ırkçılık, emek ve doğa sömürüsü karşısında susamam.

Deniz Bey, seçimlere birkaç gün kala ve bunca koşturmacanın içinde bize zaman ayırdığınız için çok teşekkür ederiz. Umarız bir sonraki röportajımızı Berlin'de Federal Parlamento'da yaparız. Size bol şans diliyoruz.

Deniz Çelik: Ben teşekkür ederim.