Sevgili okuyucular,

Ülkemiz Türkiye yeniden heyecan dolu günlere gebe. Türkiye nüfusunun önemli toplumsal katmanlarından aleviler, tekrar sokaktalar!

AKP devletinin ötekileştiren politik öngörüleri sonucu, Türkiye toplumsal güçleri, başta aleviler olmak üzere, AKP devletine dur demek ve sorunlarını Türkiye’nin toplumsal güçleriyle paylaşmak için sokaklara indiler.

Alevilerin ileri sürdükleri talepler, sadece kendilerini ilgilendiren taleplerle sınırlı değildir. Alevilerin talepleri, Türkiye toplumunun genel taleplerini de içermektedir.

Alevilerin talepleri; demokrasi, insan hak ve hürriyetlerine saygı, barış, insanlık tarihine kara bir leke olarak eklenen, kirli savaşlara son verilmesini içermektedir.

Alevilerin talepleri; ülke sathında yaşayan tüm farklı inançlara, etnik kimliklere, hacimlerinin ne kadar olduğuna bakmaksızın, haklarının verilmesine ve kendilerini özgürce ifade etmelerini dile getiren bir duruştur.

AKP devletinin zorlamalarıyla, Sünni mezhebine mensup olmayanların, zorunlu din dersleri adı altında, başta aleviler olmak üzere asimilasyona tabi tutulmalarına karşı kararlı bir çıkıştır.

Alevilerin talepleri; Cem evlerinin kendi ibadet merkezleri ve mabetlerini bu Cem evelerinde, kendi inanç ekseninde yaptıkları alanlar olduğunu, AKP’ye inat, haykırmak için çıkışın adıdır.

Alevilerin talepleri; devletin dini olmaz, devlet inançlar karşısında herkese aynı mesafede olmalı, diyanet işleri başkanlığının, Sünni İslam inancını, devlet zoru ile başka inançları asimile etmenin bir aracı olarak faaliyet yürüten bir kurumdur. Diyanet işleri başkanlığının lav edilmesi veya Sünni inancı mensuplarının kendilerine özgü bir kurum olması ve devletin diyanette, diyanetin devletten elini çektiği sekuler laik bir devlet olması için, bir mücadeledir.

Alevilerin talepleri; komşu ülkelerimizle barış içinde kardeşçesine bir arada yaşama, birbirlerinin içişlerine karışmama ve saygılı davranma için bir haykırıştı.

Alevilerin talepleri; Somada, Ermenek’te katledilen madencilerin, ailelerinin soluklarına soluk, sofralarına aş, yaralarına mehrem olmak için bir çıkıştır.

Alevilerin talepleri; sokak ortasında cinsiyet ayırımcılığına karşı, toplumumuzun yarısının kadınlardan oluştuğu, kadınlarında bütün haklarının teslim edildiği, egemen erkek duruşa karşı bir direnişti.

Alevilerin talepleri; doğanın tahrip edilmesine, sermayenin çıkarlarını esas alan ve kar hırsı için doğayı, çevreyi yaşanılmaz hale getirenlere, karşı bir eylemdir. Denizleri, ormanları, tarım alanlarını, yer altı sularını korumak ve ‘kaçak saraylar’ yaparak, çevreyi kirletenlere karşı bir dirençtir.

Alevilerin talepleri; ülke genelinde yaygınlaşan, toplumsal çürümeye, yozlaşmaya, kamu mallarının talan edilmesine karşı bir duruştur.

Alevilerin talepleri; yolsuzluklara, rüşvete, ihalelere fesat karıştırma, kamu bankalarının içini boşaltmalara,  bakanların, başbakanların çocuklarının, ‘paraları sıfırlamasına’ bir tepki ve karşı duruştur.

Alevilerin talepleri; yukarda ifade etmeye çalıştığımız, noktalarla sınırlı değildir. Bu vb. talepleri çoğaltabiliriz.

Aleviler sokaklara çıktılar, 8 Şubat 2015 Pazar günü İstanbul Kadıköy iskelesinde alanları doldurdular. Türkiye’nin bütün renklerini, demokrasi mücadelesi verem herkesi rıhtımı doldurarak selamladılar.

Aleviler, demokrasi bileşenleri bu faaliyetlerine paralel olarak, 13 Şubat Cuma günü, AKP devletinin tekçi, ırkçı, farklılıkları yok sayan, gerici eğitim sistemini protesto edeceklerdir.AKP devletinin eğitime yönelik baskılarını protesto etmek için boykot yaparak çocuklarının okullardaki derslere girmeyeceklerini kamuoyuna deklare ettiler.

Aleviler, artık sistemin horladığı, ötekileştirdiği toplumsal güç olarak, devletin sıkıştığında, ‘emniyet sibop u  gözü ile bakılanlar olmayacaklardır.

Aleviler sokaklara çıktılar, çünkü haklarını talep ediyorlar, Türkiye’nin, özgür ve eşit vatandaşları olmak istiyorlar.

Bir sonraki yazımda buluşmak üzere,

10 Ocak  2015

Face:aliekber.pektas

Twitter: @AliekberP