Sevgili okuyucular,

Coğrafyamız son dönemlerin en sıcak günleri yaşamaktadır.

Coğrafyamızdaki çatışma ve gelişmeleri fırsat bilen AKP iktidarı savaş çığırtkanlığı yapmaktadır.

Cumhurbaşkanı r.T. Erdoğan, başbakan A. Davutoğlu ve AKP kurmayları her fırsat ta, coğrafyamızdaki sıcak çatışmaların içinde yer almak ve Suriye topraklarını işgale yönelmek için fırsat kollamaktadır.

Coğrafyamızda ki, gelişmeler, Bermuda üçgenine benzemektedir. Bu şeytan üçgenine girmek var, bir daha çıkmak zor anlamına gelmektedir.

Bölge halklarının, Türkiye’nin, topraklarını işgal etmemeleri konusunda avazlarının çıktığı kadar bağırmasına rağmen, AKP devletinin, ısrarla bu toprakları işgale yeltenmesi kabul edilir bir durum değildir.

AKP devletinin, haksız bir şekilde böyle bir işgale kalkıştığı durumda, bölge halklarının bir katliama uğrayacağı Türk silahlı Kuvvetlerinin bu katliama haksız bir şekilde katılacağı gerçeğini görmek durumundayız.

Böyle bir işgal girişimi, gerek bölge halklarının ve gerekse bölge ülkelerinin tüm bileşenlerini karşısına almak anlamına gelmektedir. Bu ise bölgede yoğunluklu bir savaş ortamına sürüklenmek anlamına geldiği gerçeğini gözlerimizin önüne sermektedir.

AKP devletinin savaş çığırtkanlığı yaparak, coğrafyamızı ve ülkemizi kan gölüne çevirecek bir savaşın içine sürüklemesi kabul edilemez, bir durumdur. AKP devletinin ihtirasları için, gencecik Çocuklarımızın kanlarını akıtılmasına, asla izin verilmemelidir. AKP etrafında organize olmuş yeşil sermaye çevrelerinin, karlarına kar katmak için, savaş baronlarının çıkarlarını korumak için, ülkemiz anlamsız bir savaşın içine sürüklenmek istenmektedir.

Yukarda da vurguladığım gibi, AKP’nin ve R.T. Erdoğan, A. Davutoğlu’nun Suriye halklarına ve bölge halklarına düşmanlığının, ihtiraslarının asla kabul görmeyeceğini vurgulamak isterim. Bu ihtirasların, ülkemizi Bermuda üçgeni, (şeytan üçgeni) ateş çemberinin için sürüklenmesi durumunda, zaten felç durumda olan Türkiye ekonomisi, içinden çıkılmaz bir durum alacaktır.

En küçük bir ‘kıvılcımda’ onlarca insanımızın yaşamdan koparıldığı bir dönemde, AKP devletinin başta Kürt coğrafyaları olmak üzere, Suriye ve Irak topraklarının işgali durumunda, ülke ekonomimizle birlikte, toplumsal kaosunda baş göstereceği gerçeğini kavramak durumundayız.

Yüz yıllardır bir arada yaşadığımız Kürtler ve komşularımızla, aramız inanılmaz uçurumlar oluşacaktır.

Arzulamasak ta, sokaklarımız yeniden kan gölüne dönecek, yaratılacak kaos ortamında sadece savaş baronları kazançlı çıkacaklardır. Savaş baronlarının çıkarları, AKP çevresinde organize olmuş yeşil sermaye tacirlerinin çıkarları için gençlerimizin yaşamdan koparılmasına asla göz yumulamaz.

Birileri evlerindeki milyonlarca ABD Dolarlarını sıfırlama ve kasalarını doldurmak için ülkemizi, komşu ülke ve bölge coğrafyamızdaki ülkelerin halkları ile ‘boğazlaşmasına’ sürüklemeye sessiz kalamayız.

Yarın, geç oldu dememek için, ülkemizin, halklarımızın gencecik çocuklarının kan revan bir ortama sürüklenmesine karşı sesimizi yükseltelim. Ülkemizin başka ülkelerin taşeronu olarak, bu haksız savaşta yer almasına karşı, savaş karşıtı duruşlarımıza ivme kazandıralım!

Savaş kışkırtıcılığı yapanların, savaş baronlarının, ganimet peşinde koşanların, bu savaş ortamının yaşandığında, kendileri, çocukları, kendi sırça köşklerinde günlerini gün edeceklerdir. Sırça köşklerinde, TV seyir ederken, savaşın kanlı yüzünü izlerken, halklarımızın çocukları, emekçiler, bir kaşık çorba, bir parça ekmek peşinde koşanlar, bu savaşın kurbanı olacaklardır.

AKP devletinin ve R.T. Erdoğan, A. Davutoğlu’nun, savaş suçuna ortak olmayı istemiyorsanız, sessiz kalmayın. Sessiz kalmakta savaş suçuna ortak olma anlamına gelmektedir.

Savaşın, halklarımıza, ülkemize kazandıracağı hiçbir şey bulunmamaktadır. Aksine kaybedeceğimiz, çok şeyler olacaktır.

Ülke ekonomimiz tümüyle felç olacaktır. Suçsuz günahsız insanlarımız canlarından olacaklardır. Uzun yıllar, travmasını atlatmayacağı bir sürüklenecekler. Komşularımızla sorunlu olan ilişkilerimiz, daha da fazla sorunlu olmaya devam edecektir.

Bu vb. birçok nedenlerle, AKP devletinin savaş suçuna ortak olmayalım.

Bu haksız savaşı, çıkmadan engelleyelim!

Türkiye halkları, demokrasi bileşenleri, vicdan sahibi tüm insanlar, AKP devletinin ve R.T. Erdoğan, A. Davutoğlu’nun savaş kışkırtıcı politikalarına karşı tavır belirlemeli ve dik duruş sergilemelidirler.

Bir sonraki yazımda buluşmak üzere,

11 Ekim 2014

Face:aliekber.pektas

Twitter: @AliekberP