Sevgili okuyucular,


1 Mayıs işçi sınıfının Birlik, Dayanışma, Mücadele ve Zafer günü konusunda, her yıl bir makale yazarak kutlamaya katılırdım.


Bu yıl makalemi, 1 Mayıs öncesi yazmak yerine, kutlamaların sona ermesinden sonra yazmayı uygun buldum. Bu yazımı, 1 Mayıs 2013 kutlamalarının hemen arkasından, akşam saatlerinde yazmak durumunda kaldım.


Bu yıl 1 Mayıs konusunda, Türkiye Cumhuriyeti Devleti, AKP hükümeti, Başbakan R.T. Erdoğan, İçişleri Bakanı, İstanbul Valisi ve Emniyet Müdürü, yakından ilgiliydiler.


Bu kurum ve şahısların, 1 Mayıs’la ilgilenmelerinin anlamak, pekde gizemli değildi ve uzun sürmedi. İstanbul’da 1 Mayıs’ta yaşananlardan sonra, ‘yakından ilgilenmelerinin’ nedenini anlamak zorda olmadı.


AKP hükümeti, Başbakan, içişleri Bakanı, Vali, Emniyet Müdürünün günler öncesinden açıklama ve hazırlık yaparak, 1 Mayıs etkinliklerini İstanbul’da yasaklamak ve kutlamayı engellemeyi planlamışlardı.

Bu yasaklama, kutlalamaları engellemenin gerçekleşebilmesi için, yandaş medyada gereken özeni gösterdi.


Yandaş, yazılı ve görsel medyanın, işçi sınıfına düşmanlığı artık had safhaya varacak kadar alenendi. Günlerce 1 Mayıs kutlamalarının, Taksim'de yapılmasının engellenmesi ve katılımcıların Taksim'e gelmemesi için yayın yaptılar. Yandaş medya, tıpkı efendileri gibi işçi sınıfına düşmanlığını her fırsatta sergiledi.


Başbakan R.T. Erdoğan’ın ve bürokratlarının, işçi sınıfına düşmanca davranmasının ve genelde İstanbullulara trafik işkencesi yaşatmasının birçok nedeni bulunmaktadır.


Türkiye işçi sınıfı, 1970 yıllarda örgütlenmelerinin, Türkiye sermayesine korkulu anlar yaşattığı ve Burjuvaların, inlerine çamur tıktığı bilinmektedir.


1 Mayıs 1977 etkinlikleri İstanbul Taksim'de, kutlamalar esnasında, DİSK Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu başkanı Kemal Türkler'in konuşmasını takiben, Kontrgerilla ve karanlık güçlerin saldırıları sonucu bir katliam yaşanarak, kana buladılar.


1 Mayıs 1977 de, işçi sınıfı 35 şehit verdi. Kana doymayan, Türkiye sermaye çevreleri ve hizmetlerindeki uşakları tarafından, 1 Mayıs etkinliklerini yasaklaması gündeme getirilmiştir.

1 Mayıs kutlamalarını kutlamayı engellemeye gücü yetmeyen sermaye çevreleri, Taksim meydanında kutlanmasını engellemek istemişlerdir. Uzun yıllar, 12 Eylül askeri faşist darbesi dolayısı ile 1 Mayıs kutlamaları uzun bir süre engellenmiş veya taksimde yapılması, yasaklanmıştı.


Taksim de 1 Mayıs kutlamalarına katılmak, Taksim de kutlamak, Türkiye işçi sınıfı için özel bir öneme sahiptir. İşçi sınıfının ve örgütleri Sendikaların nazarında, Taksim Meydanının isminin, 1 Mayıs Meydanı olarak değiştirilmesi gerçeği bulunmaktadır. 

Türkiye sermaye çevreleri ise, işçi sınıfının bu istemlerinden korkmakta, geçmişe dönülebileceği ve yeniden korkulu rüyalarını yaşamak istemiyorlar.


Bir noktanın altını çizmede yarar var. Türkiye işçi sınıfı, Taksim meydanın isminin, 1 Mayıs meydanı olarak değiştirilmesi ve 1 Mayıs kutlamalarını, taksim meydanında yapmaya muktedir ve kararlıdır.


Başbakan, R.T. Erdoğan, İçişleri Bakanı, İstanbul Valisi ve emniyet Müdürü, boşa çaba harcamaktadırlar.

Emirlerindeki emniyet güçlerinin tüm saldırganlıklarına, gaz bombasına, tutuklamalarına ve işçi sınıfına düşmanca davranışlarına rağmen, 1 Mayıs kutlamalarını engellemeyeceklerdir.


1 Mayıs 2013 İstanbul Taksim'de kutlanması, faşist yöntemlerle engellenmiş olabilir. Ama İşçi sınıfının, 1 Mayıs’ı Taksim'de kutlama arzu ve kararlılığını, hiç bir zaman engellemeyeceksiniz.  


Bir gün mutlaka, Taksim 1 Mayıs Meydanı olarak tarihe geçecek, işçiler 1 Mayıs'ı, bu alanda arzuladıkları gibi kutlayacaklardır.


1 Mayıs 2013