Haber / Yorum
1- Kış mevsimi ve Pazar günü olmasına rağmen salon tamamen dolmuştu.
2- Konser tümüyle ele alındığında, genelde ,önceki yıllara göre daha canlıydı.
3- Koro içindeki Solistler’in seçiminde bu defa daha isabetli davranılmıştı..
4- Dinleyicilerin şarkılara zaman zaman eşlik etmeleri konusunda yılların usta yorumcusu Handan Kara ile TRT sanatçısı Gökhan Sezen başarılı oldular ama diğer solistler nedense dinleyecilerle bütünleşmeyi tam olarak sağlayamadılar.
5- Koro’nun seslendirdiği ilk 4 parçadan biri, biraz hareketli tarzda olabilir miydi acaba ?
6- Elif Ergün proğramı başarıyla sundu, ama.. Proğramın sonunda Gökhan Sezen’le düet olarak seslendirdiği ve nisbeten ağır bir parça olan bestesi İbrahim Özoral’a ait ‘’Herşey bitmiştir artık’’ı seçmesi, pek uygun düşmedi. Mesela Yunus Bülbül’ün bestesi olan ‘’Doğum günün bana geldiğin gündür’’ parçası, kendi doğum günü vesilesiyle sanırım daha sükse yapardı.
7- İlk bölümün sonunda Handan Kara- Erdoğan Sipahioğlu çiftinin seslendirdikleri rahmetli Zeki Müren’in ‘’Beklenen Şarkı’’sının seçimi ve icrası dört dörtlüktü.. 'Gözlerinin içine başka hayal girmesin' derlerken, mutluluklarının da reçetesini açıklıyorlardı sanki !..
8- Proğramın finalinde hep birlikte söylenen ve hareketli bir parça olan ‘’Aşka gönül vermem’’ seçim ve icra olarak muhteşemdi.
9- Usta Sazendelerin hepsi de fevkalade idi.. Taksim geçişleri süperdi.. Keman’da Abdurrahman Özyay ve Cemal Malkoç, Klarnet’te İsmail Bergamalı, Ud’da Sadık Bayram, Kanun’da Alaaddin Demirliler ile diğer sazendeler proğramı ustaca yönlendirdiler ve 'Müzik ruhun gıdasıdır' sözünü de gönüllere nakşettiler.
10- TRT Sanatçısı Gökhan Sezen hakkında fazla yorum yapmaya gerek yok herhalde.. Ancak, önceden bir repertuar yapmadan, irticalen seçtiği parçaları güzel sesi ve ritmik hareketleriyle başarıyla sunan Gökhan Sezen’in, 16 şarkıdan oluşan proğramının neredeyse yarısında ‘’Hasret ve yalnızlık’’ kokan parçaları seslendirmesi ise, ‘’Gönlünün boş olduğu’’ hissini veriyordu. ''Elveda Meyhaneci'' ile ''Burası Agora Meyhanesi''ni peşpeşe okuması ise sıkıcı oldu.
Programının son kısmında sahneden inip dinleyecilerin arasında şarkılarını okuyan Sezen, Orhan Gencebay'ın 'Ne sevenim var' parçasıyla başladığı konserinde, 'Gündüzüm seninle', 'Bir sevgi istiyorum', 'İnleyen nağmeler', 'Dilek taşı', 'Havam yerinde', 'Gönlüm Yaralı', 'Nasıl geçti habersiz', 'Şimdi uzaklardasın' ve 'Çile bülbülüm çile'yi pürüzsüz sesiyle yorumladı.
11- Ve.. ‘’Düşen bir yaprak gibi’’.. Handan Kara ile Gökhan Sezen’in düetiyle bir parça bu kadar mı güzel, duygulu ve içtenlikle okunur ??? İkisine de tebrikler !..
12- Başkonsolos Devrim Öztürk, TGH Başkanı Nebahat Güçlü, Bremen’li gazeteci Birol Tan ve diğerlerinin ellerinde hediyeler ve çiçeklerle sahneye çıkıp, yaptıkları konuşmalarla sanatçıları tebrik etmeleri de herkese gurur ve mutluluk verdi.
13- Bayanlar ve Baylar Korosu, koro halinde söylenen şarkılarda fevkalade bir ahenk sergiledikleri gibi, solistlere de aynı şekilde uyumlu ve coşkulu bir katılım sağladılar.
SOLO OKUYANLAR SANATÇILAR İÇİN YORUM :
ŞENAY ÜÇÜNCÜ: Alaaddin Demirliler’in o güzel Kanun taksimini takiben mikrofona gelen Şenay Üçüncü, bir bölümü hayli hareketli olan ‘’Ben seni unutmak için sevmedim’’ parçasını, hemen hemen baştan sona ellerini dua eder gibi açarak okudu. İlk defa solo okuyor havasında, oldukça sıkılgandı. Şarkısını fena okumadı ama, parça biter bitmez, doğru dürüst bir selamlama bile yapmadan, sanki kaçarcasına yerine döndü.
ABDULLAH DAMAR: Sadık Bayram’ın Ud taksiminden sonra ‘’Bir sevda geldi başıma’’yı okurken, sol elini nedense hep yumruk yapmış halde tuttu. Kusursuz okudu ama biraz da ritme uygun hareketler yapsa daha güzel olabilirdi.
NEJAT NALLAR: Usta kemani Abdurrahman Özyay’ın insanın kalbine dolan o muhteşem girişininin ardından sahneye gelirken, her solistten beklenen ama kimilerinin unuttuğu selamlamayı ihmal etmeyen Nejat Nallar, ‘’Seninle tattım ben her mutluluğu’’ icra ederken, gayet rahat bir duruş ve ses tonuyla ama bazı kelimeleri kesik kesik okudu. Oysa ki şarkı sözlerindeki bazı sözleri kesik kesik değil, yerine göre uzatarak okumak gerekiyordu. Parçadaki sözlere göre, bazen mesela kalp, göz veya kulağın işaret edilmesi gerekirken, bunların hiç bir ne yazık ki yapılmadı.. Şarkının bitiminde Koro Şefi Handan Kara’nın elini öpmesi ise artı puanıydı.
HÜSEYİN DEPER: Zeki Müren’in ‘’Gece kirpikli kadın’’ parçası için mikrofona gelen Hüseyin Deper’in icrası kusursuzdu. Ama bir konserde sadece kusursuz okumak yetmez.. Şarkının bazı yerlerinde değişik bakış ve hareketlerle parçaya vurgu da yapmak gerek.. Bu solist, şarkıyı sanki stüdyodaymış gibi en küçük bir ritmik duruş sergilemeden, başladığı gibi bitirdi.
ZERRİN DOĞAN: Keman girişiyle birlikte mikrofona gelen Zerrin Doğan, ‘’Böyle ayrılık olmaz’’ı gayet kusursuz bir şekilde okurken, sağ eliyle yapıştığı mikrofonu bir daha bırakmadı. Sol el ile şarkıyı yönlendirdi.. ‘’Bir elin nesi var, iki elin sesi var’’ diyenler, bu sözü boşuna söylememişler.. Şarkıda ‘’Hani ?’’ diye başlayan bir söze uygun olarak iki elini soru sorar gibi açması gerekirken, o ise sağ elini hep devre dışı bıraktı. Zerrin Doğan, şarkısını en rahat ve düzgün olarak okuyanlardan biriydi. Doğan, gelecekte daha başarılı olabilir.
Bir Türk Sanat Müziği Konseri hakkındaki dostça kritiklerimiz bu kadar !
Foto: Birol Tan