Eski adı Twitter olan X platformunda Alman polisini ırkçılıkla suçlayan paylaşımları nedeniyle polis akademisindeki işine son verilen öğretim görevlisi Bahar Aslan'ın akademiye karşı açtığı davada ilk karar çıktı. 

Acil başvuru davasında (Eilverfahren) mahkeme Aslan'ın işine dönebileceğine hükmetti.

Gazeteci Celal Başlangıç sürgünde hayatını kaybetti Gazeteci Celal Başlangıç sürgünde hayatını kaybetti

Gelsenkirchen İdari Mahkemesi Sözcüsü, açıklamasında Aslan'ın iş sözleşmesini yenilemeyen Polis ve Kamu Yönetimi Üniversitesi'nin bu kararı "gerekçeli genel değerlendirme yapmadan" aldığı tespitinde bulundu. Mahkeme, Aslan'ın bu nedenle ana davada karar çıkana kadar işine dönebileceğine hükmetti. 

Karara karşı Münster Yüksek İdare Mahkemesi'ne itiraz mümkün. Ana davanın ne zaman görüleceği ise henüz belli değil.

Aslan X platformundaki hesabından yaptığı paylaşımda kendisine destek verenlere teşekkür etti.

DW'nin Alman basınından aktardığı habere göre, Aslan'ı dava sürecinde destekleyen "Özgürlük Hakları Toplumu" (GFF) oluşumu, kararın "düşünce özgürlüğü bakımından önemli bir sinyal olduğu" değerlendirmesi yaptı. Açıklamada, "Üniversite, kötü haberin taşıyıcısını cezalandırma refleksine kapıldı ve şimdi de bunun faturasını ödüyor: Karar hukuka aykırıydı" denildi.

NE OLMUŞTU?

„POLİSİ GÖRÜNCE, KALBİM ÇARPIYOR“

Köln, Polis ve İdare Üniversitesi’nde „Kültürlerarası Yeterlilik“ konusunda ders veren Bahar Aslan isimli Türkiye kökenli öğretim görevlisi, „Artık ben veya arkadaşlarım polis kontrolünde yakalanınca kalp çarpıntısı yaşıyorum. Çünkü güvenlik makamlarının içindeki tüm kahverengi (aşırı sağcı) pislikler bizi korkutuyor. Bu sadece benim değil, bu ülkedeki bir çok insanın gerçeği“ diye tweet attı. Ayrıca „polis sorunu- polizeiproblem“ hashtag’ini kullanmıştı.

detail-photo-fancybox-1

POLİS SENDİKASI: „İŞTEN ATIN, CEZA DAVASI AÇIN“ 

Bunun üzerine polis sendikası ve sağcı partiler Bahar Aslan’a karşı harekete geçti. Hem sosyal medyaya hem da Alman basınına açıklama yapan Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti Polis Sendikası Başkanı Michael Mertens, „Yakından bakarsanız, bu ifadelerin hem ceza hukuku hem de iş hukuku bakımından kontrol edilmesi gerekir“ demişti. 

Mertens, kamu görevi yapanlarla ilgili bu açıklamaların toplumu bölme amaçlı olduğunu öne sürmüştü.