17. yüzyıl Fransız felsefecisi Rene Descartes insan dışındaki hiçbir canlının acı hissetmediğini, acıdan tecrübe çıkarmadığını savunmuş ve buna gerekçe olarak hayvanların insanlar gibi bir bilince sahip olmamasını göstermişti. 1980li yıllara kadar bilim dünyası hayvanların acı hissedip hissetmediği konusuna çok fazla eğilmedi. Ancak dünyadaki hayvan hakları örgütlerinin etkinliğinin artması ve özellikle Batılı ülkelerde bu konuda ortak bir bilincin oluşmasının ardından etleri için tüketilen hayvanların acı çekmeden ölmeleri için düzenlemeler yapıldı.

Bugün birçok ülkede faaliyet gösteren hayvan çiftçlikleri ve kesim merkezlerinde hayvan kesimlerinde katı kurallar uygulanıyor. Bu kuralların tümü karada yaşayan hayvanlar için geçerli. Henüz hiçbir ülkede denizlerde yakalanan canlıların “insani bir şekilde” öldürülmeleri için pratik düzenlemeler hayata geçmiş değil.

Eğer kimilerinin iddia ettiği gibi hayvanların acı çektirilerek öldürülmesi günahsa ve balıklar gerçekten büyük bir acı çekerek ölüyorsa balıkçıların girdiği günahın hesabını tutmak imkansız. Zira fishcount.org sitesinin verdiği rakamlara göre her sene 2.7 trilyona yakın balık insanların tüketimi için öldürülüyor. Tümü ağlarla ya da farklı tekniklerle yakalanarak gemi depolarında çırpınarak can veriyor.

BALIKLAR ACI ÇEKİYOR MU?

Hayvanlardaki nörolojik ve davranışsal tepkiler konusunda çalışmalar yürüten William Tavolga 1990ların başında tartışmalı bir deneye imza attı. Karasemender balıklarını bir akvaryuma koyan Tavolga, düzenli aralıklarla suya batırdığı bir iletken aracılığıyla hep aynı noktadan düşük voltlu elektrik verdi. Bir süre sonra balıklar Tavloga’nın elinde elektrik verdiği iletken çubukla akvaryuma yaklaştığını görünce, akımın verildiği noktadan uzaklaşmaya başladı. Tavolga uzun bir süre elektrik akımı vermese de balıklar aynı davranışı iletken çubuğu gördüklerinde tekrarlamaya başladı.

Bu deneyden sonra bilim insanları tarafından gerçekleştirilen tüm çalışmalar hemen hemen tüm balık türlerinin acıyı hissettiği savını destekledi. Hatta bazı balık türleri deneylerde öğrendikleri acıdan korunma davranışını tüm yaşamları boyunca sürdürdü.

BALIKLAR NASIL YAKALANACAK?

Her sene insanların tüketmesi için 2.7 trilyon balığın yakalandığı göz önüne alındığında bu alanda yapılacak düzenlemelerin nasıl olacağı büyük bir tartışma konusu. Özellikle bazı balık türlerinin yakalanması için canlı balık yemlerinin kullanılması bu alandaki etik tartışmalarının derinleşmesine neden oluyor.

Modern kriterlere göre tüketim için vahşi bir hayvanın yakalanmasının hemen ardından ölümüne kadar olan süreçte bilincinin kapatılması ve acı çekmemesinin sağlanması gerekiyor. Balıkların acı çekmemesi için yapılan bilimsel çalışmaların uygulamada nasıl kullanılacağı halen belirsiz. Ağlar ve trollerle bir anda yakalanan onbinlerce balığın insani bir şekilde(!) nasıl öldürülebileceği en büyük sorun.

DENİZLERDE YAŞANANLAR

İnsan nüfusunun dramatik bir şekilde artış gösterdiği 20. yüzyıl denizdeki yaşam için karanlık bir dönem oldu. Birleşmiş Milletler verilerine göre geçtiğimiz yüzyılda insanlar denizlerdeki büyük balıkların yüzde 70’ini yedi! 1990lı yılların başından itibaren büyük balıkların korunması için alınan önlemler ve avlanma yasakları kısmen sonuç verirken balık tüketiminin her geçen yıl sürekli artması en büyük endişe kaynağı.

Bu durumdan giderek artan endüstriyel balıkçılık sorumlu tutuluyor. Zira tek tek yakalanan ya da küçük ve orta ölçekli tekneler tarafından yakalanan balıkların hemen hemen tümü tüketiciye direkt ulaşıyor. Arada herhangi bir işlemden geçmeyen balıkların tüketimi büyük resimde küçük bir yer işgal ediyor. İşlenmiş et, hazır gıdalar, konserverler balık tüketiminin büyük bir bölümünü oluşturuyor. 1 kilo somon konservesi üretimi için en az 2.7 kilo somon balığı kullanılıyor.

RAKAMLAR TÜM HİKAYEYİ ANLATIYOR

Fishcount.org sitesindeki verilere göre 1999-2007 yılları arasında her sene 900 milyar ila 2.7 trilyon balık öldürüldü. Bunlardan her sene ortalama 1 trilyonu yemek ve balık yağı üretiminde kullanılırken balık çiftliklerinde ise 120 milyar balık üretildi.  

Balık türlerinin arasında en büyük mağduriyeti Japon uskumrusu yaşıyor. Bu uskumru ailesindan 20 milyar tanesi her sene insanların sofralarına geliyor.

Büyük balık türleri arasında da köpekbalıkları en mağdur tür konumunda. Her sene 100 milyonu aşkın köpekbalığı balıkçıların ağlarına takılıyor.