<span style="color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-family: Arial;"><span style="font-size: 16px;">Gecede<strong> Yasemen</strong> ile <strong>Deniz İlhan</strong> ve <strong>Kardelen Kadınlar Korosu</strong>'nun yanı sıra çok sayıda sanatçı ve grup sahne aldı. Demokratik İşçi Dernekleri Federasyonu'na (DİDF) bağlı derneklerin kasım ayı ortasına kadar Almanya'nın farklı kentlerinde düzenleyeceği gecelerden elde edilecek gelir Suruç Belediyesi kanalıyla Suriyeli sığınmacılara ulaştırılacak. </span></span></span> <p class="MsoNormal"><span style="color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-family: Arial;"><span style="font-size: 16px;"><span lang="TR"> “</span><strong><span lang="TR">AYAKKABISIZ KIŞI BEKLİYORLAR"</span></strong></span></span></span><span lang="TR" style="font-size: 14.5pt;font-family:"Arial TUR","sans-serif";mso-ansi-language:TR"><o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal"><span style="color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-family: Arial;"><span style="font-size: 16px;"><span lang="TR"> </span><span lang="TR">Köln Demokratik İşçi Derneği Başkanı <strong>Zeynep Sefariye Ekşi </strong>şunları söyledi: “Üç milyon Suriyeli ülkesini terk etmiş durumda. Türkiye'de bir milyon Suriyeli olduğu söyleniyor. Sınırda özellikle yaşlılar, hastalar ve çocuklar var. Ayaklarında ayakkabı olmadan kışı bekliyorlar. Bu yüzden gösterilecek dayanışma çok önemli. Toplanan paraları oradaki insanlara ve Suruç Belediyesi'ne kendi ellerimizle teslim edeceğiz ve bunu hesabını da size vereceğiz. Kadınlarımız kendi yaptıkları yemekleri buraya getirerek satıyorlar. Bunun dışında da çok güzel dayanışma örneklerine şahit olduk."</span></span></span></span><span lang="TR" style="font-size: 14.5pt;font-family:"Arial TUR","sans-serif";mso-ansi-language:TR"><o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal"><span style="color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-family: Arial;"><span style="font-size: 16px;"><strong><span lang="TR"> </span><span lang="TR">“BU İNSANLARIN SUÇU NE?"</span></strong></span></span></span><span lang="TR" style="font-size: 14.5pt;font-family:"Arial TUR","sans-serif";mso-ansi-language:TR"><o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal"><span style="color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-family: Arial;"><span style="font-size: 16px;"><span lang="TR"> </span><span lang="TR">Gazeteci <strong>Yücel Özdemir</strong> ise konuşmasına Türkiye'de maden ve trafik kazasında yaşamını yitiren işçileri anarak başladı. Bir süre önce Suruç'ta bulunan Yücel Özdemir izlenimlerini şöyle anlattı: “Suruç'un sokaklarında, evlerini terk etmek zorunda bırakılmış, yaşlı amcalar, çocuklar gördük. Yarının nasıl olacağını bilemeyen insanları gördük. Suruç sokaklarında biz, parklarda yatmak zorunda olan anneleri, kadınları ve bebekleri gördük. Evlerinde yaşamını sürdüren, tarlasında çalışan insanların yerinden yurdundan edildiği bir ortamla karşılaştık. Büyük bir trajedi. Mürşitpınar Sınır Kapısı'nda insan hep şu soruyu soruyor. Bu insanların suçu ne? Bu insanların suçu neydi ki evlerini terk edip başka bir ülkeye gelmek zorunda kaldılar?" </span></span></span></span><span lang="TR" style="font-size: 14.5pt;font-family:"Arial TUR","sans-serif";mso-ansi-language:TR"><o:p></o:p></span></p>