"Erdoğan'ın Vladimir Putin'e teşekkür etmeli. Çünkü Rusya Federasyonu Başkanı'nın Ukrayna'ya saldırısı haftalarca manşetleri işgal etti. Bu yolsuzluk skandalından, kendisini ve müttefiklerini korumak için tasarladığı gibi görülen, özgürlükleri sınırlayıcı bir dizi yasa nedeniyle uluslararası alanda az bir kınamayla kurtulmasını sağladı."
Erdoğan'ın seçmenlerin desteğine sahip olduğuna inandığına dikkat çeken dergi, 2002'de 'etkileyici bir seçim başarısıyla' iktidara gelen AKP'nin 2007'de yüzde 47'ye 2011'de de neredeyse yüzde 50 oya ulaştığını belirterek şöyle devam ediyor:
"Erdoğan koyu bir çoğunlukçu yaklaşım benimsedi. Seçmen desteği olduğu sürece muhalefeti, protestocuları, yargıçları, savcıları ya da Avrupa'yı dikkate almadan ne isterse yapmaya hakkı olduğunu düşündü. Kurumların zayıf olduğu, güçler ayrılığının yetersiz olduğu bir ülkede böyle bir görüş kaçınılmaz olarak otoriter rejime kayış demektir."
"30 Mart'ta Başbakan'ın halk desteği Gezi protestoları ve yolsuzluk soruşturmasından sonra ilk kez sınanacak. Erdoğan bu seçimi, kendisi ve partisi için referanduma dönüştürdü. Erdoğan seçimlerden iyi sonuç alırsa, halkın sert politikalarına onay verdiğini iddia edecek. Sonuç son derece belirsiz. CHP ve MHP zayıf. AKP, Bursa, Kayseri ve Konya dahil Anadolu'da hala güçlü. Ama son bir yıl içinde AKP'nin desteği azaldı. CHP, sessiz bir şekilde Ankara'yı alacağından emin. Hatta, AKP'yi Erdoğan'ın siyasi kariyerine başladığı İstanbul'da alt etmeyi umuyor. Eğer AKP kötü sonuç alırsa, bir bakanın öngördüğü gibi bölünebilir."