Hamburg Sanatçılar İnisiyatifi, Devlet Terörü ve Kanlı İşgal Üzerine Bir Çağrı

Kaç gündür memlekette savaş var, sesiniz soluğunuz çıkmıyor ithamında bulunuluyor. Yuh ve başka şeyler diyesi geliyor insanın. Savaşın esamesi okunmazken savaş karşıtı yazılar, yorumlar, eleştiriler ortada duruyor. Al kitapları, blogdaki denemeleri, internet gazetelerindeki makaleleri oku. Yıllardır Hamburg ve çevresinde kültürel ve sanatsal faaliyetler yürüten nice insana seslenmedim mi? Gelin bir platform, bir inisiyatif oluşturalım, bizler bu topraklarda kalıcıyız. Sanatımızı, sanatçı anlayışımızı burada sürdüreceğiz ama memleket ve dünya meselelerinden kendimizi soyutlayamayız, bu sınıf kavgasından da, ulusal kavgadan da daha kapsamlı, hayat kavgasının ta kendisi. Bizler gideceğiz ama böylesi bir inisiyatife duyulan ihtiyaç yine de var olacak. Savaşlar, saldırılar bitmez, gelir giderler. O zaman ayrı bir ciddiyetin, ağırlığın, güçlü bir sesin olur diye. Ben söyledim, ben işittim. Bu konuda vicdanım rahat. Bireysel yapabildiklerim ancak bu kadar.

Böylesi girişimlerin gerçekleşmemesinin ana nedeni tabii ki gelenlerin uyumsuzluğu, kibirleri, gariban egoları, eziklikleri, siyasi darlıkları, felsefe ve tarih bilinci yoksunluğu. Dinlemeye ve karşıt fikirlere tahammül edememeleri. Tek başına bir hiçiz, sanatçılar da örgütlenmeli dedik. Biz duyduk. Şimdi kalkmış barış bildirisine imza deniyor. Neden bu darlık, neden enternasyonal gericiliğe ve yobazlığa bir tekme atmak varken bir imzayla yetinelim? İşe yarayacağına inanıyorsan sen at, atmayana ama küfretme. Onun da o özgürlüğüne saygı göster. Sen iyi şeyler yapma niyetinde olursan ortaya iyi şeyler mutlaka çıkar, çünkü insanın doğası buna meyillidir. Sanatçı inisiyatifi değil savaş örgütü, illegal yapıda görev alacağım diye gelirsen ortaya bir şey çıkmamasından daha doğal ne olabilir?

Bir diğer engel buluşmaları gerçekleştirilebilecek bir mekânın olmaması. Ne garip bir dünya, Hamburg’da 500’den fazla göçmen derneği var ama sanatçıların buluşup faaliyetlerini yürütebilecekleri bir yerleri yok. Kapılarını açan da yok. Sorsan utanıp sıkılmadan Yönetim Kurulu’na yazılı dilekçe ver, der çıkarlar işin içinden. Evini idare edemeyen, derneğini idare edemeyen Türkiye’yi idare edebilecek havalardadır. Sanatçıya posta koymak en sevdikleri uğraşıların başında gelir. Demokratlıkları, ilericilikleri bu kadar.

Ona yakın internet yayın organı, altmış yazar, bir elin parmaklarından fazla radyo, ressam, şair, müzisyen, sinemacı, tiyatrocu yaşıyor bu şehirde. Ama müşterek konularda dahi bir araya gelip ortak bir tavır sergileyemiyorlar. Bir haftadır kanlı, haksız, kıran kırana bir savaş var. Devlet basını, besleme basın, uşak medya, sporcu, sanatçı, sosyete, politikacı topyekün teyakkuzda. Ama dünya halklarını vicdanı, ilgisi, sesi de ayakta. Bakmayın siz hükümetlerin Türkiye politikalarının karşıtlığına. Çıkar ilişkisi ve dipten gelen tepkiyi dindirmek için her şey. Ezilenlerin kalpleri Kürtlerle ve ezilenlerle atıyor. 170 binden fazla insan bugüne kadar yerinden yurdundan edilmiş. Göstermelik BM’in, yayınladığı rakamlara göre bunların 70 bini çocuk. Bu vahşet değil de, bu devlet terörü, istilâ, saldırganlık değil de nedir?

Demokrasi düşmanı ulu diktatörler bitmez o diyarlarda, biri gider diğeri gelir. İç politikada sonu gelen çakma pehlivan için yüzbinlerin, milyonların hayatının zerre kadar değeri ve anlamı yoktur. O ilkel milliyetçilikle beyinleri yıkamada çoktan uzmanlaşmıştır. Bunların karşısında politikanın, politikacının duracak gücü de, yüreği de yoktur. O ses halkların vicdanı sayılan sanatçılardan gelir, gelmelidir. İyi günlerde herkes gülücükler dağıtır. Karanlık günler korku yayar. Korku kadar ama cesaret de, umut da, korkusuzluk da bulaşıcıdır. Bu vesileyle vicdanı, aklı, beyni olan Hamburg ve çevresinde sanatsal faaliyetlerde bulunan her yaratıcı dosta bu çağrı ile gelin hep birlikte bir inisiyatif oluşturalım. Bu inisiyatifin alacağı ve uygulayacağı ilk karar savaşa son, hemen şimdi demek olsun, diyorum.    

15.10.2019

https://devecisueleyman.wordpress.com/