Ermenistan ve Azerbaycan arasında Karabağ’da yaşanan çatışmalarda birçok sivil yaşamını yitirdi.

Dağlık Karabağ’daki çatışmalar ile ilgili aralarında Sol Parti, Türkiye Komünist Partisi, Türkiye İşçi Partisi, Emek Partisi ve Türkiye Komünist Hareketi gibi sol ve sosyalist platformlardan “barış” ve “ateşkes” çağrıları yapıldı. 

Oda TV’nin derlediği açıklamaların bazıları şöyle:

Sol Parti PM Üyesi Alper Taş, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda şu görüşleri savundu:

“Ermenistan-Azerbaycan barışı aynı zamanda Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin de düzelmesidir. Kapalı olan sınır kapısının açılmasıdır. Bu barış her açıdan herkese kazandırır. Bu barış mutlaka sağlanmalıdır. Ermenistan-Azerbaycan barışı sağlansın. Ermenistan işgal ettiği 7 rayondan çekilsin. Azerbaycan Karabağ’ın özerkliğini tanısın. Kapalı olan Türkiye-Ermenistan sınır kapısı açılsın. Kapının adı iki halkın dostluğu adına Hrant Dink kapısı olsun.”

Türkiye Komünist Partisi (TKP) Genel Sekreteri Kemal Okuyan, Sol Portal’da yayımlanan röportajı:

“Karabağ sorununun bugünkü dünya düzeni içinde çözümü olamaz. Tek bir çözüm var. Ermenistan’da, Azerbaycan’da, bütün Kafkasya’da halk bu gerilimler sayesinde iktidarlarını koruyan küçük ve zengin bir azınlığın, ırkçılık pompalayan sahtekarların peşinden gitmek yerine eşitlikçi bir düzen için harekete geçecek. Üstelik bu onlar için daha kolay, geçmişte bunu becerdiler. Diğer türlü Karabağ sorunu çözülemez. Karabağ Azerbaycan’a aitti. Bu bağlamda Azerbaycan haklı. Ancak Karabağ’da nüfusun ezici bir bölümü Ermeni. O nüfusu bugünkü Azerbaycan’a nasıl bağlayacaksınız? Bütün demografik yapı değişecek, yine göçler, çatışmalar, karşılıklı katliamlar… Karabağ’ı bağımsız bir ülke olarak tanımak da bir çözüm değil, zaten şu anda kendisini bağımsız bir ülke olarak ilan etmiş bir yönetim var Karabağ’da. Ancak bunun karşılığı yok. Ayrıca Ermenistan’ın işgal ettiği Azerbaycan toprakları da söz konusu. Bu karmaşık sorunların, hele hele Azerbaycan’ın zengin enerji yatakları söz konusuysa ve büyük güçlerin tamamının bölgedeki ekonomik varlığı hesaba katılırsa, “milli” çözümü olamaz. Kafkasya’da çözüm sınıf mücadelesidir. Ermenistan’da işsizlik yüzde 20’lere tırmanmış durumda. Azerbaycan’da işsizlik daha düşük oranlarda ama ülkenin zengin enerji kaynaklarından halkın büyük bölümü yararlanamıyor. İnsanların buna bakması gerekiyor. Yoksa Hindistan’daki yoksullar Pakistan’daki yoksulları boğazlasın, Libya’daki yoksul aşiretler birbirini kırsın, Balkanlarda her ulustan ezilenler başka ezilenleri düşmanı bellesin; bu vahşet birilerinin işine geliyor.”

Türkiye İşçi Partisi (TİP) açıklamasında “Azeri ve Ermeni halkı çürümüş iktidarların piyonu olamaz! Barışın sağlanmasının tek koşulu her iki ülkedeki çürümüş iktidarların yıkılması, çatışma ortamına dışarıdan müdahale etmeye çalışan ülkelerin geri çekilmesi ve halkın iradesini yansıtan, bağımsız bir barış sürecidir” denildi.

Emek Partisi (EMEP) ise “Azerbaycan ve Ermenistan arasında derhal ateşkes uygulanmalı; emperyalistler bölgeden çekilmeli ve bölgedeki üçüncü devletler bu soruna müdahale etmemeli, yangına körükle gidilmemelidir. İki ülke halkı arasındaki barışın tesisi yıllardır paylaşım savaşının coğrafyası haline gelmiş olan Kafkasya ve Ortadoğu halklarının geleceği için de önemlidir” açıklaması yaptı.

Türkiye Komünist Hareketi (TKH)’nin “Milliyetçilik değil, emekçilerin kardeşliği sorunları çözebilir” başlıklı açıklamasında da şunlar belirtildi:

“Sovyetler Birliği döneminde resmi olarak Azerbaycan’a bağlı olan, şimdi ise Ermenistan kontrolünde kendisini ayrı bir cumhuriyet olarak gören Dağlık Karabağ’da yaşanan sorun, geçmişte yaşanan acı olaylardan sonra bugün Azerbaycan-Ermenistan arasında fiili bir savaşa dönüşmüş durumdadır.

Yaşanan bu gelişmenin, yıllardır birlikte yaşamış iki eski Sovyet halkının, Azerbaycan ve Ermenistan emekçi halklarının kardeşliğine darbe vurmasına izin verilmemelidir. Bugün ortaya çıkan ihtilafın, iki ülke arasındaki köklü, tarihi ve sınırdaş ilişkilere dayanarak bağımsız bir müzakere ile çözümünün yolu zorlanmalıdır.

Bölgesel ve emperyalist güçlerin yeni bir vekalet savaşına Kafkaslarda izin verilmemelidir. Emperyalizmin Doğu Avrupa’da ve Ortadoğu’da giriştiği istikrarsızlığın bir benzerinin Kafkaslarda ortaya çıkmasına karşı durulmalı, her türlü provokasyona karşı Azerbaycan ve Ermenistan emekçileri uyanık olmalıdır.

Milliyetçi bakış değil, emekçilerin kardeşliği sorunları çözebilir. İki ülke arasında yaşanan savaş ve çatışmanın derhal son bulması, acilen ateşkes ilan edilmesi ve diplomatik görüşmelere şartsız başlanması atılması gereken ilk adımdır.”