<span style="color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-family: Arial;"><span style="font-size: 16px;"><strong><span style="line-height: 15pt;">ARD’de</span><span style="line-height: 15pt;"> </span><span style="line-height: 15pt;">yayınlanan sabah</span><span style="line-height: 15pt;"> </span><span style="line-height: 15pt;">proğramına</span><span style="line-height: 15pt;"> </span><span style="line-height: 15pt;">katılan Yeşiller Partisi Grup Başkanı</span><span style="line-height: 15pt;"> </span><span style="line-height: 15pt;">Katrin</span><span style="line-height: 15pt;"> </span><span style="line-height: 15pt;">Göring-Eckardt</span><span style="line-height: 15pt;"> </span><span style="line-height: 15pt;">,”Sonuçta, Sayın Davutoğlu Avrupalılar için güvenilir bir ortaktı ve Türkiye'nin Avrupa'ya açılmasını istiyordu. Bunu Erdoğan için söylemek zor” dedi.<br /> <br /> </span></strong></span></span></span> <p style="font-family: Arial, sans-serif; font-size: 15.36px; line-height: 15pt; vertical-align: baseline; background-image: initial; background-attachment: initial; background-size: initial; background-origin: initial; background-clip: initial; background-position: initial; background-repeat: initial;"><span style="color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-family: Arial;"><span style="font-size: 16px;">Başbakan Davutoğlu’nun ayrılışının Türkiye’de iç siyasette de olumsuz sonuçları olacağını savunan Göring-Eckardt, özellikle hala itiraz etme cesareti gösteren muhaliflerin bundan etkileneceğini öne sürdü.</span></span></span></p> <p style="font-family: Arial, sans-serif; font-size: 15.36px; line-height: 15pt; vertical-align: baseline; background-image: initial; background-attachment: initial; background-size: initial; background-origin: initial; background-clip: initial; background-position: initial; background-repeat: initial;"><span style="color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-family: Arial;"><span style="font-size: 16px;">Hristiyan Demokrat Parti Dış Politika Uzmanı Norbert Röttgen de Başbakan’ın kararının olumsuz sonuçları olacağı görüşünde. Deuschtlandfunk’a,“Davuto</span></span></span><span style="font-size: 14.5pt; font-family: 'Arial TUR', sans-serif;"><wbr style="display: inline-block;"></wbr></span><span style="color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-family: Arial;"><span style="font-size: 16px;">ğlu, Avrupa için önemli olan tüm sorularda Türkiye’yi Batı’ya yakınlaştırmak istiyordu. Erdoğan bunu kesinlikle istemiyor” ifadelerini kullanan Röttgen, <strong>“Bu nedenle bu Avrupa ve Türkiye için kötü bir haber”</strong> diye konuştu. Rçttgen, Başbakan Davutoğlu’nun AB ile müzakerelerde Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan bağımsız olarak politik ağırlık kazandığını da söyledi.</span></span></span></p> <p style="font-family: Arial, sans-serif; font-size: 15.36px; line-height: 15pt; vertical-align: baseline; background-image: initial; background-attachment: initial; background-size: initial; background-origin: initial; background-clip: initial; background-position: initial; background-repeat: initial;"><span style="color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-family: Arial;"><span style="font-size: 16px;">Sol Parti milletvekili Sevim Dağdelen ise, Türkiye’nin bir dikta rejimine doğru ilerlediğini savundu. Partisinin uluslararası ilişkiler sözcüsü olan Dağdelen,<strong>”Kim Erdoğan’ın altında Başbakan olursa, etkisiz kalır” </strong>dedi. Spiegel Online’de yer alan haberde Dağdelen’in,<strong>” Bu olay Erdoğan'ın mutlak gücünü korumaya yönelik. Davutoğlu her zaman istekliydi ama, anlaşılan yeterince istekli değildi” </strong>ifadeleri yer aldı.</span></span></span></p>