1980'lerin başında barış hareketinin çok güçlü olduğu bir dönemde 'barış kültürü' burjuva kültür sahnesini de etkiledi.

Federal Meclis, kendi nüfusunun çoğunluğuna ve büyük protestolara rağmen füze savunma sistemini uygulamaya koymuş, silahlanma sarmalını sürdürmüş ve savaş riskini artırmıştı. 1982'de Eurovision Şarkı Yarışması'na Nicole olarak bilinen Alman şarkıcı Nicole Seibert 'A Little Peace' (Biraz Barış) adlı şarkıyla Eurovision Şarkı yarışmasını kazanan şarkıcı oldu. 

Duyguların, düşüncelerin, haberlerin, söylemlerin kısacası iletişim dilinin ideolojik düzene göre üretildiğinden yola çıkarsak; bu yıl düzenlenen Eurovision Şarkı Yarışmasını da Ukrayna adına 'Stefenia' adlı şarkısıyla Kalush Orchestra kazandı. Ukraynalı Orkestra grubu zafer kupasını, Ukrayna ordusu için insansız hava araçları satın almak amacıyla sosyal medyada açık artırmayla sattı ve yıllardır barış barış diye haykıranlar bu açık artırmayı büyük bir sempatiyle izledi ve alkışladı. 

'İdeoloji ve Devletin İdeolojik Aygıtları' teziyle iletişim dolayısıyla bugünü medya söylemleri arasındaki bağı en iyi şekilde kuran felsefeci Althusser'e göre bu araçların da aslında ideolojik güçleri vardır. Daha sonraki tüm araçsal ve görevsel genişlemeler, düzenlemeler bu ideolojik oluşuma göre belirlenir. Althusser'in deyimiyle burada ideolojik pratikle aygıtın pratiği örtüşmektedir. Sistem bireyleri belirli bir kalıba sokmakta, istediği modelde insan üretilmesini öngörmekte, bunu yaparken de ideolojiden onun araçlarından ve kurulu gücünden olabildiğince yararlanmaktadır. 

Yukarda alıntıladığım Althusser'in savunduklarıyla hareketle; iletişimi ve medyanın devletlerin ideolojik aygıtları olduğuna küçük bir medya analiziyle devam edelim. Almanya'nın en yüksek tirajlı ve kamuoyu oluşturmada etkili merkez sağ liberal Bild gazetesinin haber başlıklarını bir irdeleyelim:

''Neuer Brief: Ukraine-Unterstützer fordern mehr Waffen (Ukrayna Destekçileri Almanya'dan daha fazla silah bekliyor/ talep ediyor' ( Bild, 04.05.2022)

'Deutschland liefert weitere Waffen an Ukraine' (Almanya Ukrayna'ya silah göndermeye devam ediyor' (Bild, 23.03.2022) 

'Neue Töne bei den Grünen- Frieden Schaffen mit mehr Waffen' (Yeşiller'de yeni tonlar- Barış Daha fazla silah ile sağlanır' (Bild, 29.04.2022)

Yine aynı şekilde Alman sermayesini elinde tutan Axel Springer Verlag medya grubuna bağlı merkez sağ, liberal gazete Die Welt 'Die Ukraine muss gewinnen- Baerbock geht weiter als Scholz' (Ukrayna savaşı kazanmak zorunda. Baerbock Scholz'a göre bir adım daha ileri' (Die Welt, 02.06.2022)

Haftalık yayımlanan siyasi dergilerden 'der Spiegel'in' de savaş haberlerinde diğer merkez sağ medya söylemlerinden farklı olmadığını görüyoruz. 

'Annalena Baerbock sichert Ukraine Unterstützung zu.' (Baerbock Ukrayna ile dayanışma güvencesi veriyor) (Der Spiegel, 07.02.2022)

Bu türden haber örneklerini çoğaltmak mümkün. 

40 yıl sonra Yeşiller ve Federal Meclis'te temsili bulunan hemen hemen bütün siyasi partiler silahlanmada büyük bir artışa onay vererek gelecek savaşlara hazırlanmak, mevcut savaşları propaganda ve maddi araç olarak ısıtmak için tamamen siyasi söylemlerini birleştirdi. Yeşiller başta olmak üzere diyorum çünkü; Yeşiller 1980'li yılların başında silahsızlanma üzerine konuşmak istemediklerini belirtmişti. Daha sonra Yeşiller'in Alman askerlerinin Afganistan'a gönderilmesine destek vermesi Yeşiller'in siyasi argümanlarında o dönemlerden bu yana bir kayma belirmişti.

Yeşiller'i bu dönemde en fazla Alman Sosyal Demokratlar destekledi. Almanya Başbakanı Scholz 24 Şubat'ta Moskova birliklerinin Ukrayna topraklarına girmesinden birkaç gün sonra Federal Meclis'te yaptığı konuşmada kamuoyuna Almanya ordusundaki eksikliklerin tamamlanması için 100 milyar euro ilave savunma bütçesi ayrılacağını duyurmuştu. 

Almanya eski Cumhurbaşkanı Gauck bir demecinde kendisinin ve adamlarının o sırada Doğu Almanya'yı yıktıklarını iddia ettikleri "kılıçları saban demirlerine" sloganını boşuna kullanmadı. Yani en azından küçük bir savaş olmadan kapitalizmin var olmayacağının farkındaydı.

ETİK VE PROPAGANDA

Savaşa destek politikası önemli ölçüde sadece yüksek silah harcaması gerektirmekle kalmıyor, aynı zamanda iç cephenin de ahlaki açıdan istikrarlı olması gerekiyor. Bu Ukrayna için geçerlidir, bu nedenle yalnızca milyarlarca dolarlık silah değil, aynı zamanda muazzam psikolojik destek de sağlanmaktadır. Örneğin bu savaşta tüm savaşlarda olduğu gibi savaş karelerini tek taraflı olarak dünya kamuoyu görmektedir. Bu anlamda mevcut medyanın en basit gazetecilik standartlarını dahi ihmal ettiğini gerçek veya varsayılan her olayı kendi çıkarları, daha doğrusu NATO'nun çıkarları doğrultusunda tek taraflı olarak yorumladığını görüyoruz. 

Mevcut ve ortak bir siyasi dili tutmaya sağlayan devletler ve ideolojik aygıtları bası farklı düşünenler ya Anayasayı Koruma Dairesi tarafından gözetlenmekte ya da ötekileştirilmektedir. Bunun en tipik örneğini yakın tarihte Corona aşı karşıtlarının medyada 'nasıl sağ bir kulvara itiltiklerine ( her ne kadar içlerinde Alman sağcı gruplar yer alsa da tüm sokak hareketi oluşumunu ve onların 'Querdenken' ler (bağımsız, alternatif düşünme) olarak kategorize edilmelerine tanık olduk. 

Özetle Hegemonya Aracı ve İdeolojik Aygıt Olarak kitle iletişim araçlarının özellikle toplumsal aklı şekillendirmede ne denli etkili olduğunu savaş sürecinde daha iyi görmekteyiz. Kitle iletişim araçlarının devleti ideolojik aygıtlarından biri ve hatta en güçlüsü olarak toplum üzerinde rıza üretimini yapıyor olması, sistemlerin bu şekilde oluşturulmasının yanı sıra devamlılığının ve meşruluğunun kazanılması için de medyanın sürekli olarak kullanıldığı aşikardır.