Her akşam aynı hüzün: Yol gözler iki gözüm...

Üç köyün sahibi olan Haşim Beyin kızıdır Berivan. Asıl adı Keje’dir, akşama doğru koyun sürüsü köyün altındaki harman yerine geldiğinde Berivan genç kızlarla kadınlarla elinde bakracı ile süt sağmaya gittiği için kendisine Berivan diyorlardı .

Güzelliği dillere destandı, saçları iki bölük halinde kalçalarına kadar iniyordu. Ela gözlü ceylan bakışlıydı. Evlerinin bitişiğinde samanlıktan bozma bir evde oturan Yetim İbo’ya vurgundu. Her gün ama her gün onu görmese deli oluyordu. Yetim İbo kimsesizdi, küçük yaşta annesi ile babasını kaybetmişti. Uzun boylu yakışıklı delikanlıydı.

Haşim Beyin Berivanı Yetim İbo'ya vermesi söz konusu bile olamazdı, Gizli gizli buluşmalar sonucunda birlikte kaçmaya karar verdiler, gecenin sessizliğinde ayrıldılar köyden ,

Değirmenci Hilmi’nin değirmenine vardıklarında zifiri karanlıktan göz gözü görmüyordu. Değirmenci Hilmi bunları görünce şaşırdı, bir an ne diyeceğini bilemedi, sonra kendini toparlayınca ”Girin içeri girin, inşallah kimse görmemiştir sizi “diye söylendi, çok severdi Yetim İbo'yu, un çuvallarının arkasında onlara gizli bir yer yaptı ”Girip şurada saklanın sabah ola hayrola “dedi. Girip çuvalların arkasında gizlendiler.

Ertesi gün akşama kadar değirmende saklandılar karanlık çökmeye başlayınca yola koyuldular, Mastar dağının eteklerine geldiklerinde hava iyice kararmıştı, bir söğüt ağacının altında oturdular, Değirmenci Hilmi’nin hazırlayıp verdiği azık torbasında bir şeyler çıkarıp yediler, şafak sökünce yola çıkarız deyip oldukları yerde kıvrılıp uyudular.

Yetim İbo gözünü açtığında Jandarma Komutanı baş ucundaydı.” Çabuk kalk buralarda durma git oğlum Haşim Bey seni bulursa öldürür “dedi. Yetim İbo'ya acımıştı komutan, İbo büyük bir korku ve şaşkınlık içindeydi, Berivan'a döndü hüzünlü bir sesle “Geleceğim Berivan geleceğim” dedi, koşarak oradan uzaklaştı, Berivan ise Jandarmalarla köye dönüyordu.

Yetim İbo’nun gidişinden bu yana çok mevsimler, çok yıllar gelip geçmişti. Berivan hiçbir zaman umudunu yitirmedi ,belki bir gün Yetim İbo çıkar gelir diye hep yol gözledi, Bir haber alırım umuduyla Değirmenci Hilmi'nin yanına gidiyor soruyor ama bir haber alamıyordu. Kayıplara karışmıştı sanki.

Bir gün akşam vakitleri idi, bir silah sesi ortalığı çınlattı, sonra bir velvele koptu, ağlamalar, sızlamalar, kısa süre sonra ne olduğu anlaşıldı. Haşim Bey genç bir kıza zorla sahip olmak istemiş ve kız tarafından silahla başından vurularak öldürülmüştü.

Babasının ölümünden sonra Berivan annesi ve iki erkek kardeşi ile birlikte köydeki işlerin başına geçmişti. Yetim İbo'nun acısını unutmak için bir şeylerle uğraşmak istiyordu bu sebeple kendi tarlalarında köylülerle birlikte bir ırgat gibi çalışıyordu.

Yıllar yılları kovalarken çok şey alıp götürmüştü Berivan’dan saçlarında tek tük aklar belirmişti,

Bir sabah köylüler bir araya toplanmış telaşlı bir halde kendi aralarında gizli gizli konuşuyorlardı, sonra bütün köye yayıldı ne konuştukları. Köyün bekçisine Jandarma komutanı söylemişti, Yetim İbo Suriye sınırında kaçakçılık yaparken bir çarpışma sonucu öldürülmüştü. Berivan bu haberi duyunca olduğu yere yığılıp kaldı, saatlerce yerinden kalkamadı.

Kocaman bir kış geçti Berivan evden çıkmamış hastalanıp yataklara düşmüştü. Yaşayan bir ölü gibiydi sanki..

Baharın ilk günleriydi, evde kimsenin olmadığı bir gün Berivan perişan bir halde evden çıktı bitkin, yorgun bir şekilde yürüyordu, ayakları bedenini taşımıyor gibiydi, yürüdü yürüdü ve daha sonra ağaçların arasında gözden kaybolup gitti.

Bu sırada saçı sakalı birbirine karışmış, ayağındaki sakatlığı nedeniyle topallayarak yürüyen birisi köye doğru geliyordu.

Köyün yukarısında, Mastar dağının eteklerinde, kayalığın hemen yanında söğüt ağacının dibinde bir mezar vardır.

Mezar taşında şöyle yazar; Adı: BERİVAN…