Hamburg Eyalet Parlamentosu Milletvekili Sosyal Demokrat Parti (SPD) Güngör Yılmaz’ın “Alster’den Elbe’ye – Şehrimizi Tanıyalım” başlığı altında düzenlediği rehber Gerd Schmidt-Mildner eşliğindeki şehir turunda bu kez Elbe nehri kıyısındaki Landungsbrücken mahallesi gezildi.
Büyük ilgi gösterilen tur Landungsbrücken tren istasyonunun rıhtım bölgesinde başladı. Emekli öğretmen ve gönüllü rehber Gerd Schmidt-Mildner rıhtım boyundaki Landungsbrücken mahallesinin yaklaşık 200 yıl önce Hamburg’un şehir merkezinin sınırı olduğunu söyledi.
Semtin eski adı Hamburger Berg, 1833’de St. Pauli olarak değişti
Schmidt-Mildner, “Landungsbrücken mahallesinin dahil olduğu, bugün St. Pauli olarak bildiğimiz, semtin adı Hamburger Berg idi. Burada bulunan Havari Paulus'tan adını alan Protestan kilisenin adı ‘St. Paulus” idi. Süreç içinde semt bu adı aldı. Halen ibadete hizmet veren kilise yapılan idari bölge reformuyla komşu ilçe Altona’ya geçti. Yani St. Pauli semtinin isim babası olan kilise şimdi Altona ilçesi sınırlarında. Altona da 1864’e kadar Danimarka’ya ait idi. Kaybedilen savaşla Prusya’ya geçti ve 1937 yılına kadar bağımsız şehir iken, Nazi Dönemi’inde Hamburg ile birleştirildi” dedi.
Landungsbrücken 2. Dünya Savaşında çok büyük hasar gördü
Landungsbrücken’in 2. Dünya Savaşı sırasında çok büyük hasar gördüğünü söyleyen Schmidt-Mildner, donanma ve savaş sanayi için büyük önem taşıyan limanın müttefik güçler tarafından neredeyse yerle bir edildiğini kaydetti. Sadece 1907'de inşa edilen saat kulesinin ve ek binasının mucizevi şekilde neredeyse hiç hasar almadığını açıklayan rehber, “Bu yapı tarihi değer olarak koruma altında. Saat kulesi saatin yanı sıra Elbe'nin su seviyesi gösteriyor. Son yıllarda küresel ısınma ve iklim değişimi nedeniyle ortalama su seviyesi bir hayli arttı ve daha artacak” şeklinde konuştu.
Bernhard Nocht Tropik Hastalıkları Enstitüsü
Elbe kenarından kuzeye doğru yürüyerek katılımcılara yol üzerinde bulunan Bernhard Nocht Tropik Hastalıklar Enstitüsü hakkında bilgiler veren Schmidt-Mildner, enstitünün dünyadan dört bir köşesinden Hamburg'a gelen gemilerden tropik hastalıkların kentte yayılmamasını önlemek için 1900 yılında kurulduğunu söyleyerek, bulaşıcı tropik hastalık tespit edilen kişilerin, enstitünün camsız, her taraftan kapalı karantina odalarını bulunduğunu sözlerine ekledi.
Elbe altındaki ilk tünel
Eski Elbe Tüneli
Daha sonra eski Elbe Tüneli’ne gidildi. 1900'lü yıllarda limanın ve kentin Elbe'nin güneyine doğru hızla büyümesi üzerine sayısızca gemi sanayi tesisleri oluştuğu belirten Schmidt-Mildner, “Liman kent ekonomisinin en önemli unsuru haline geldi. Giderek büyüdü. Sadece Blohm + Voss Tersanesi'nde çalışan işçi sayısı 30 binin üstündeydi. İşçiler iki yaka arasında mekik dokuyan teknelerle Elbe'nin kuzey yakasından güney yakasına taşınıyordu. Bunun üzerine 1909'de Elbe'nin kuzey yakasını, güney yakasıyla birleştiren tüp tünel çalışmalarına başlandı. Dünyada o ana kadar benzeri olmayan bu tip tünel kazısını 30 yaşındaki bir mimar yönetti. 4 binden fazla işçinin çalıştığı 426 metrelik tünel Eylül 1911'de ulaşıma açıldı” dedi.
Gerd Schmidt-Mildner, katılımcılara solcu otonomların merkezi sayılan meşhur Hafenstrasse’nin ve onun daha ilerisinde bulunan Balık Pazarı tarihi hakkında da bilgiler vererek turu noktaladı.
Güngör Yılmaz, Schmidt-Mildner’e ve katılımcılara teşekkür ederken, “Yeni turlar düzenleyeceğiz. İlgi duyan, haberdar olmak isteyen sosyal medya sayfalarımdan veya [email protected] e-posta adresinden bana ulaşabilirler” dedi.