Bakan Ergin, şunları söyledi:


 “Bu konu şu an devam etmekte olan bir süreç. İlk derece mahkemesi iddia makamının taleplerinin aksine bir karar verdi. Bu kararın gerekçelerini de dün itibariyle yayınladı. Tabi şu anda bu karara karşı hem iddia makamının hem müdahillerin temyiz hakları var. Bu temyiz hakları büyük ihtimalle kullanılacak ve bu temyiz mahkemesine gidecek. Temyiz mahkemesinin kararı çıkıncaya kadarki süreçte de bir Adalet Bakanı olarak benim davanın özüne ilişkin somut bir şey söylemem Anayasa’nın 138. Maddesi karşısında sakınca içeriyor. DDK raporu yeni bir soruşturma süreci başlatır mı? Elbette yeni unsurlar ortaya çıkması halinde her zaman için yeni soruşturmaların açılması ve kalmışsa eğer gizli kapaklı, soruşturulmayan suçlar kalmışsa bunların her zaman irdelenmesi mümkün olabilecektir."


ÖZEL YETKİLİ MAHKEMELER İHTİSASLAŞMANIN GEREĞİDİR


Özel yetkili mahkemelere yönelik de değerlendirme yapan Bakan Ergin, şöyle konuştu:


 “Özel yetkili mahkeme dediğimiz mahkemeler, bildiğimiz ihtisas mahkemelerinden bir tanesidir. Bütün ülkelerin yargı sistemlerinde ihtisas mahkemeleri vardır. Burada suç, ihtisas mahkemesinin değildir. Şikayet, ihtisas mahkemesinin kendisinden yapılamaz. Olsa olsa o mahkemenin çalışma, yöntem ve usullerinden şikayet edilebilir. Çok farklı alanlarda farklı dava tiplerine bakan mahkemelerimiz var. Bunlar ihtisaslaşmanın gereğidir. Daha sağlıklı yargılama yapılabilmesinin de ön şartıdır. Özel yetkli mahkemelerden vaki olan şikayetleri değerlendirmek başkadır ama bu mahkemelerin kaldırılmasını istemek başkadır. Buna ilişkin 88 maddelik tasarımız TBBM’de alt komisyona sevk edilmiştir. Bununla beraber parti gruplarından değerli milletvekillerinin yapmış olduğu kanun teklifleri vardır. Alt komisyon çalışmalar esnasında bu öneriler tartışılacaktır. Uygulamadan kaynaklı sorunlar varsa, bunlara dönük çalışma yapmak gerekiyor, mevzuattan kaynaklı sorun varsa, bununla ilgili ayrı çalışma yapmak gerekiyor. Dolayısıyla sorunları teşhis ederken kaynağına inmekte yarar var diye düşünüyorum"


TUTUKLU GAZETECİLER


Ergin, tutuklu gazeteciler konusunun da , uzunca bir süredir hem Türkiye’de hem Avrupa’da tartışılan konuların içerisinde olduğunu belirterek, "Bizim hukuk sistemimize dönük yapmakta olduğumuz çalışmalar, reform hareketleri öteden beri Türk demokrasisinin, Türk yargısının daha güçlenmesi noktasında önemli mevziler elde etti. Ancak yasalardaki değişiklikler aynı ölçüde ve hızda uygulamalara yansımıyor" dedi.


YAZAR TUŞALP TAZMİNATA MAHKUM EDİLMİŞTİR


Yazar Erbil Tuşalp'ın Başbakan Erdoğan’a karşı kullandığı ifadelerden dolayı ceza almasını da değerlendiren Adalet Bakanı Ergin, “Bu cezadan öte bir tazminat meselesidir. Yazmış olduğu bir yazıda hakaret unsuru olduğu varsayımıyla dava açılmıştır. Açılan davada da ilgili yazar tazminata mahkum edilmiştir. Bu tazminata mahkum edilmesi kararını AİHM’e taşımıştır. AİHM de bunun ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gereken bir konu olduğunu bahsederek, bu yerel mahkemenin kararını ihlal olarak değerlendirmiştir" diye konuştu.


MEVZUATTA DÜZENLEME İLK DEFA YAPILMADI


Ergin, MİT Yasası için de şu değerlendirmede bulundu:


“Yasama organı yasaları yaparlar, yargı mevcut anayasa ve yasalara göre yargılama faaliyetini icra eder. Şayet bu yargılama faaliyeti içerisinde yasa koyucunun maksadını aşan birtakım uygulamalar ve yorumlar yapıldığı kanaati varsa, yürütme organının ya da yasama organının elinde farklı enstrümanı yoktur. Yargıya müdahale imkanları yoktur. Yapabileceği şey yasaların daha açık, net, anlaşılabilir hale getirilebilmesi için parlamentoda bu yanlış anlaşıldığını düşündüğü mevzuatta düzeltme hareketi yapmaktır. Bu ilk defa olmuş bir şey değildir. Geçmişte de birçok yasayla ilgili bu düzenlemeler yapılmıştır. Hatırlarsanız 2002 seçimlerinde Sayın Başbakanımızın aday olması engellenmiştir mevzuattaki kuralların yanlış yorumlanmasından kaynaklanmaktaydı bu engelleme. O dönemde hatırlarsanız ana muhalefet partisi CHP de bu düzenlemeye destek vermiştir. Yasanın doğru uygulanmasını sağlayacak düzenlemeyi beraber yapmışızdır CHP ile beraber. Dolayısıyla bu son yasama faaliyetini de bu çerçevede gördüğümü ifade ediyorum"


SAYIN BAŞBAKANIMIZA DÖNÜK FEZLEKELER VAR


Ergin, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik fezleke için ise “Sayın Kılıçdaroğlu’yla ilgili düzenlenen fezlekenin aynısına yakın benimle ilgili de fezleke düzenlenmiştir. Sayın Başbakan Yardımcımıza dönük, Başbakanımıza dönük fezlekeler var. Şunu söylemek istiyorum, savcılar, yargı kurumları, yargıçlar muhalefet partisi mensuplarına ayrı, iktidar parti mensuplarına ayrı bir tarz içerisinde değillerdir. Yasalarda varolan kurallar ihlal edildiyse bunun gereklerini yapıyorlar ve fezlekeleri parlamentoya gönderiyorlar. Bugün bütün siyasi parti gruplarına mensup milletvekilleriyle ilgili dokunulmazlık fezlekeleri parlamentoya geliyor. Dolayısıyla buna ayrı bir anlam atfetmenin çok doğru olmadığı kanısındayım." diye konuştu.


DK-YK (MK) (FOTOĞRAF)