<strong><span style="color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-family: Arial;"><span style="font-size: 14px;"><span style="line-height: 22px;">Adil Yiğit<br /> </span></span></span></span></strong><span style="color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-family: Arial;"><span style="font-size: 14px;"><span style="line-height: 22px;"><br /> Sternschanze semtinde saat 17:00 de biraraya gelen Demokratik Güç Birliği Platformu bileşenleri ve çeşitli kitle derneklerinden bir grup, taşıdıkları dövizler ve pankartlarla <strong>Uğur Kurt</strong>'un, Gezi olayları sonrası katledilen onuncu Can olduğunu açıkladılar.<br /> <br /> Türkçe ve Almanca yapılan konuşmalarda, <strong>Hrant Dink'</strong>ten <strong>Uludere</strong>'ye,<strong> Roboski</strong>'den <strong>Gezi'</strong>ye ve günümüze kadar işlenen devlet cinayetlerinin hiçbirinin faillerinin adalet önüne çıkartılmadığı belirtilerek, sorumluları ve katilleri hükümetin koruduğu iddia edildi.<br /> <img width="580" height="386" alt="" src="https://avrupa-postasicom.teimg.com/avrupa-postasi-com/images/upload/DSC_0619.JPG" /><br /> Az sayıda polisin bulunduğu gösteri esnasında Uğur Kurt'un anısına bir dakika saygı duruşu yapıldı.Daha sonra Alman tarihçi ve Junge Welt gazetesi yazarı <strong>Nick Brauns</strong> bir konuşma yaptı. Alman şair <strong>B</strong><strong>ertold Brecht'</strong>in bir kişiyi öldürmenin çeşit çeşit yöntemleri vardır sözünü, AKP hükümeti için örnek verdi. Bir devlet için muhalifleri susturmak istemenin ve katliam yapmanın çok yönlü metodları vardır Türkiye bunun açık örneğidir ifadesiyle, Uğur Kurt'un katledilmesini insanlık dışı bir girişim olarak nitelendirdi.<br /> <strong><img width="580" height="386" alt="" src="https://avrupa-postasicom.teimg.com/avrupa-postasi-com/images/upload/DSC_0608(2).jpg" /></strong><br /> 68 kuşağı devrimcilerinden <strong>Kalender Mike</strong> ise, yaptığı konuşmada şunları şfade etti : "Başbakan TOBB toplantısında kendisinin diktatör olmadığı iddia etti. Geçmişin diktatörlerinden Şili'li <strong>Pinoşet</strong> ile<strong> Erdoğan</strong> arasında ne türden benzerlikler olduğunu kamuoyu yakından bilmektedir. ikisi de kana doymak bilmiyor. Yalnız bir başka gerçek daha vardır ki, her diktatörün kendine has özellikleri vardır. Kimileri askeri üniformayla katliamlar gerçekleştirirken kimileri de, Gezi olayları ve sonrasında yaşanılanlar gibi toplumu sindirmek için polis şiddetinden bir saniye dahi geri durmayarak katliamlarına devam ederler. Soma'da taşeronlaşmayla işyeri güvenliği olmadan yüzlerce metre yerin altında çalışmaya zorlananları kimler açıktan ölüme sürükledi ?, yüzlerce işçinin katillerini biliyoruz. En sıradan gösterilerde polis kurşunlarına maruz kalan gençlerin ölümünden başbakan sorumludur" açıklamasında bulundu. <br /> <br /> </span><span style="line-height: 22px;">HEPİMİZ ALEVİYİZ DEME ZAMANIDIR<br /> <img width="580" height="386" alt="" src="https://avrupa-postasicom.teimg.com/avrupa-postasi-com/images/upload/DSC_0611(3).jpg" /><br /> Alevi Kültür Merkezi adına konuşmacı<strong> Baykal Arslanbuga</strong> ise, bu acılar ne zaman bitecektir diye söze başlayarak, nasıl ki Hrant Dink katledildiğinde Hepimiz Hrant'ız, Hepimiz Ermeniyiz dediysek, bugün de Hepimiz Aleviyiz diyerek kenetlenerek Can'larımıza sahip çıkmanın zamanıdır dedi.<br /> Gösteri esnasında 'Katil Erdoğan', 'Uğur Kurt'un katili Başbakan Erdoğan' sloganları atıldı.</span></span></span></span>