"Balyoz Planı" iddialarına ilişkin 249'u tutuklu 365 sanıklı davanın 85. duruşması başladı. İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nin yanında bulunan büyük salonda yapılan duruşmaya, eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Halil İbrahim Fırtına, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek, Eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan, MHP İstanbul milletvekili emekli Korgeneral Engin Alan ve emekli Albay Dursun Çiçek'in de aralarında bulunduğu 169 tutuklu sanık hazır bulundu. Hakim Albay Ahmet Zeki Üçok'un da aralarında bulunduğu 80 tutuklu sanık ise duruşmaya gelmedi. Hakkında yakalama kararı bulunan sanıklar emekli Orgeneral Ergin Saygun ve İkinci Ergenekon davası kapsamında tutuklu yargılanan bu davanın tutuksuz sanığı emekli Tuğgeneral Levent Ersöz ise duruşmaya katılmadı. 5 tutuksuz sanık da duruşma da hazır bulundu.


"MEKTUBUN HUKUKİ NİTELİĞİ YOK"


Mahkeme Başkanı Ömer Diken ses kayıtlarının dinlenmesine devam edeceğini belirtti. Bu sırada söz alan davanın tutuklu sanığı Kurmay Albay Mustafa Önsel geçen hafta mahkemeye gelen isimsiz mektupta kendi adınında yer aldığını, kendisiyle ilgili bölümlerinde olduğunu belirterek açıklama yapmak için söz istedi. Mahkeme Başkanı Ömer Diken de mahkemeye gelen isimsiz mektubun hiçbir hukuki niteliği olmadığını belirterek, "Kendinizi savunma yapmak zorunda hissetmeyin. Delikanlı olan üzerine ismini de yazar gönderir. Ben bu mektubu mahkemede okuma gereği bile duymadım. Bir deli bir kuyuya taş atmış. Kaldı ki 'A' şahsının ismi yazsa ne olacak" dedi.


MAHKEME BAŞKANI DİKEN: BİZİ TEHDİT EDENLER VAR


5 dakika konuşmak istediğini belirten sanık Önsel, "Mektupta adım geçiyor. Ve söz konusu mektup elden ele geçmiş, fotokopi ile çoğaltılmış. Öncelikle söz konusu mektubun kendimle ilgili bölümlerini şiddetle reddediyorum" diye konuştu.


Önsel mektubu isteyen herkesin mahkemeden alabildiğini söyleyince Başkan Ömer Diken, mahkemenin gelen yazıları gizleyemeyeceğini belirterek, ancak devlet sırrı olanlar ile gizli tanığın kimlik bilgilerinin söylenemeyeceğini anlattı. Diken, sanıklar tarafından istenilmesi üzerine mektubu verdiğini sözlerine ekledi. Sanık Önsel mektubun şahsının itibarını sarsmak için kaleme alındığını ifade ederek, "Doğruların arasında provakatif, manipülatif bilgiler eklenmiş. Amaç, arkadaşlarımızın arasında bizleri küçük düşürmek. Mektubu yazan sanıklardan birinin yakını gibi gözüküyor. Benim hiç bir arkadaşım yakınım böyle bir mektup yazamaz" ifadelerini kullandı. Mahkeme Başkanı Ömer Diken, "Bizim şahsımıza gelen mektuplarda var. Bizi tehdit edenler var. Ben biliyorum ki bu mektubu gönderenler sizlerden biri değil" diye konuştu.


"BİZ SIRTIMIZA ÇAMURU SÜRDÜRMEYİZ"


Sanık Mustafa Önsel, "Bu mektup olayı birinin çamurlu elini sırtımıza sürmeye benziyor. Biz sırtımıza bu çamuru sürdürmeyiz. Üzerinde yaşadığım bu toprağı ve bu toprak üzerinde yaşayan herkesi çok seviyorum. Herkesin inancına saygı duyuyorum. Ben ülkenin sazını, sözünü, türküsünü çok seviyorum. Bizi yıllarca bu değerler üzerinden ayrıştırdılar. Nazım Hikmet, Necip Fazıl, Mehmet Akif Ersoy, Yunus Emre, Mevlana ve Pir Sultan Abdal da bizimdir. Hepsini kucaklıyorum. Bu değerler üzerinden bizi ayrıştırdılar. Bu ayrıştırmak emperyalistlerin işine gelir" diya konuştu.


"MAHKEMEYE GELEN EVRAKI YOK EDEMEZSİNİZ"


Mahkeme Başkanı Ömer Diken, "Benim, hakim beylerin isimlerine tehdit mektupları gönderiliyor. Biz de gereğinin yapılması için savcılığa gönderiyoruz. Mahkemeye gelen evrakı yok edemezsiniz. Bu isimsiz bir mektup bile olsa bunu yapamazsınız. Evrakı çöpe atmak diye bir şey yok. Gelen evraklar mutlaka bir yerlere konulur" ifadelerini kullandı.


"GELECEK NESİLLER ONLARI LANETLEYECEKLERDİR"


Teknolojinin çok ilerlediğini belirten sanık Önsel, mektubu gönderen kişinin bulunmasını istediğini belitti. Önsel ayrıca, mahkemede artık tanık dinleme aşamasının bitip bitmediğini anlamadığını ifade ederek, eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök ve eski Kara Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Aytaç Yalman'ın tanık olarak dinlenmesini talep etti. Önsel, "Hilmi Özkök ve Aytaç Yalman bu davanın en önemli tanığıdır. Lütfen mahkemenin çağırmasına gerek kalmadan lütfetsinler. Gelsinler, gerçekleri anlatsınlar. Bu bize ve tarihe karşı sorumluluklarıdır. Gelmezlerse gelecek nesiller onları lanetleyeceklerdir" ifadelerini kullandı. Duruşma 5-7 Mart 2003 tarihinde 1. Ordu Komutanlığı'nda düzenlenen seminere ilişkin ses kayıtlarının dinlenmesiyle devam ediyor.


Deniz Kuvvetleri eski Komutanı emekli Oramiral Eşref Uğur Yiğit de duruşmaya izleyici olarak katıldı. Yiğit , duruşmayı izlemek ve silah arkadaşlarına destek vermek için duruşmaya geldiğini söyledi.


(BB)