<strong><span style="color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-family: Arial;"><span style="font-size: 16px;">Süheyla Kaplan<br /> </span></span></span></strong><span style="color: rgb(0, 0, 0);"><span style="font-family: Arial;"><span style="font-size: 16px;"><br /> <strong>İşte o açıklama:</strong><br /> <br /> Sendikalar ve sol partiler tarafından düzenlenen barış yürüyüşüne karşı gerçekleştirilen çifte saldırılarda 120’yi aşkın insan öldürüldü. Burada, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın politikasının ektiği kanlı tohumlar bir kez daha yeşermiştir.<br /> <br /> AKP Hükümeti, yıllardan beri “İslam Devleti” adındaki örgüt de dahil olmak üzere, Suriye’deki terör gruplarına lojistik ve silah desteği sunmaktadır ve bu gruplar Türkiye’yi geri çekilebildikleri güvenli bir bölge olarak kullanabilmektedir. Erdoğan, muhalifleri terörist diye karalayarak, bu güçleri, AKP’ye yakınlığıyla bilinen saldırgan bindirilmiş kıtaların Kürt yanlısı muhalif parti HDP’nin bürolarına ve günlük gazete “Hürriyet”in merkezine ve şimdi de barış gösterilerine karşı gerçekleştirilen saldırı örneklerinde olduğu gibi saldırıların hedef tahtasına yerleştirmiştir. Diyarbakır’da HDP’ye, Suruç’ta genç sosyalistlere karşı gerçekleştirilen önceki saldırılar hakkında sürdürülen soruşturmalardan bir sonuç elde edilmediği tecrübesi göz önünde bulundurulduğunda, devletin kovuşturma organlarının, bu saldırının arkasındaki azmettirici güçler hakkında etkili bir soruşturma yapacağı düşüncesinin kuşku götürdüğü görülmektedir.<br /> <br /> AKP Hükümeti, Kürtlere karşı savaşı devam ettirirken ve muhalifleri ve hükümeti eleştiren medya organlarını yoğun bir şekilde takibat altına alırken, PKK Cumartesi günü, meclis genel seçimlerinin özgür ortamda yapılmasını sağlamak için orduya ve polise yönelik silahlı saldırılarını durdurduğunu açıklamıştır. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP, artık daha fazla Federal Hükümet tarafından partner olarak görülmemelidir. Şansölye Angela Merkel’in, 1 Kasım’da gerçekleştirilecek meclis genel seçimlerine kısa bir süre kala Türkiye’ye gerçekleştirmeyi planladığı resmi ziyaret, demokrasi ve barışa karşı sürdürdüğü savaşta AKP’yi güçlendirmektedir. Çünkü Merkel’in, Türk Hükümetini sığınmacıların gelişini engelleme konusundaki çabalarına partner olarak dahil etmek adına, Erdoğan’ın antidemokratik politikasına karşı bir tek eleştirel laf etmeyeceğinden kaygı duyulmalıdır.<br /> <br /> <img width="425" height="215" alt="" src="https://avrupa-postasicom.teimg.com/avrupa-postasi-com/images/upload/sol(6).jpg" /><br /> <strong><br /> SOL PARTİ Federal Meclis Grubu, Federal Hükümetten şunları talep etmekte:</strong><br /> <br /> <strong> Şansölyenin Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yapacağı resmi ziyaret iptal edilmelidir;<br /> Ankara’daki saldırıları incelemek üzere, BM yönetiminde uluslararası bir araştırma komisyonunun kurulması için çaba göstermelidir;<br /> Türkiye’yi güvenli ülke ve güvenli üçüncü ülke olarak ilan etmemeli ve AB düzleminde bu konuda atılan adımlara açık ve net bir şekilde karşı çıkmalıdır;<br /> Erdoğan’ı sığınmacıların gelişini engelleme konusunda bir partner olarak tesis etmeye son vermelidir;<br /> Türkiye’ye yapılan silah ihracatını engellemelidir;<br /> Türkiye ile askeri, polis ve istihbarat teşkilatları alanlarındaki işbirliğine zaman geçirmeksizin son vermelidir;<br /> Federal Orduyu derhal geri çekmelidir;<br /> PKK’nin tek taraflı ateşkes ilanını selamlamalı ve AKP üzerinde, son verdiği barış sürecini tekrar başlatması konusunda etkide bulunmalıdır;<br /> PKK yasağını kaldırmalıdır.</strong></span></span></span><br />