Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Putin, Dolmabahçe'deki Başbakanlık Ofisi'ndeki ikili görüşmelerinin ve eşbaşkanlıklarında gerçekleştirilen Türkiye-Rusya 3. Üst Düzey İşbirliği Konseyi (ÜDİK) Toplantısı'nın ardından ortak basın toplantısı düzenledi. Başbakan Erdoğan yaptığı konuşmada, “Bu toplantılar hiç kuşkusuz ilişkilerimizin daha da güçlenmesini çok boyutlu bir ortaklığın niteliğini kazanmasını temel işaretlerinden biridir. Ülkelerimiz arasındaki işbirliğinin itici gücünü temsil eden ekonomik ve ticari ilişkilerimiz hızlı bir gelişim içindedir. Göreve geldiğimizden bu yana aramızdaki ticari ilişkilerin 7 kat arttığını görüyoruz. Rusya federasyonu Türkiye’nin ikinci en büyük ticari ortağı durumundadır. Rusya ile 2011 yılında 30 milyar dolar seviyesinde olan ikili ticaret hacmimiz 2012 Ocak-Eylül döneminde 24.5 milyar dolar olarak gerçekleşti. Bu yılın sonu itibariyle 35 milyar doları bulmasını bekliyoruz. Bizim girişimcilerimiz de Rusya’da 10 milyar doları aşan yatırım gerçekleştirdiler. Yatırımcıların önümüzdeki dönemde bu miktarı daha üst sevilere çıkartacağından eminim” dedi.




AKKUYU ÜLKEMİZDE BİR KALEMDE YAPILMIŞ EN BÜYÜK YATIRIM


Erdoğan konuşmasında inşaat şirketlerinin Rusya’daki başarılı hizmetlerine de değinerek, “Rusya Federasyonu Enerji Kuruluşu Rosatom Akkuya’da yapılacak nükleer santral için Türkiye’ye ilk sermaye girişimi 700 milyon dolarla başladı. Rosatom’un 800 milyon dolar daha sermaye aktarımı kararı almasını memnuniyetle karşıladığımızı belirtmek isterim. Toplamda 1.5 milyar dolara ulaşan sermaye aktarımı 2.4 milyar dolara yükseltilecek. Bu güçlü sermaye aktarımı projemizin gayet hızlı ilerlediğinin göstergesidir. Toplam yatırım büyüklüğü yaklaşık 20 milyar dolar olan Akkuyu santrali ülkemizde bir kalemde yapılmış en büyük yatırım olacak” dedi.

11 anlaşma imzalandığını ve Rus bankası Sberbank'ın Denizbank’ı almasını hatırlatan Erdoğan, “Bunu ekonomik alandaki ilişkilerimizin memnuniyet veren yaklaşımlar olarak görüyorum. Bugün bu alanların yanı sıra iki ülke arasındaki insani ve kültürel ilişkilerin de etraflıca ele alma imkanı bulduk” dedi.

SURİYE BAŞTA OLMAK ÜZERE ORTADOĞU’NUN DURUMUNU DEĞERLENDİRDİK

Toplantıda Suriye başta olmak üzere, özellikle Orta Doğunun durumunu da değerlendirme fırsatı bulduklarını belirten, Erdoğan, “Filistin’in BM’de gözlemci üye statüsüyle oradaki tanınması noktasında Rusya Federasyonu’nun vermiş olduğu katkıya özellikle teşekkür ettiğimi tekrar ifade etmek isterim. Ve bu dış politika prensibimizin dostumuz Rusya ile ilkesel temelde örtüştüğünü görmek elbette ki memnuniyet vericidir. En büyük temennimiz Suriye’de sürmekte olan çatışmaların ve akan kanın da bir an önce durmasıdır. Bu konuyla ilgili de tekrar dışişleri bakanlarımıza daha yoğun bir şekilde çalışma suretiyle burada netice almaya yönelik adımları atmaktır. Suriye halkının özgür iradesinin hakim kılınması, komşumuz Suriye’de barış ve istikrarın yeniden tesis edilmesi hiç kuşkusuz hem ülkemiz, hem bölge hem de uluslar arası toplum için hayati bir öneme sahiptir. Yaptığımız görüşmede tüm bunların Rus dostlarımızla ortak temennimiz olduğunu teyit etmiş olduk. Esasen aramızdaki bu samimi diyalog, Türk-Rus ilişkilerinin son dönemine damga vuran stratejik perspektifin doğal neticesidir. İnanıyorum ki Türkiye Rusya ilişkileri bugünkü çabalarımızla daha aydınlık bir geleceğe kavuşacaktır. Nitekim hedefimiz, 100 milyar dolar seviyesine ekonomik-ticari ilişkilerimizde ulaşabilmektir” dedi.

HEDEF 100 MİLYAR DOLAR


Erdoğan’ın ardından konuşan Putin, Başbakan Erdoğan'la birlikte Türkiye ile Rusya'nın ticaret hacmini 100 milyar dolara çıkarma hedefini koyduklarını belirterek, “Bunun tümüyle gerçekleşebilir bir hedef olduğunu umuyorum. 2012 ila 2015 yılları için ekonomik, bilimsel ve teknik işbirliğine ilişkin bir programı da imzaladık. Bu program sanayi işbirliğinin pekiştirilmesini, inşaat, demir-çelik ve tarım alanlarında ikili ilişkilerin güçlendirilmesini, telekomünikasyon, uzay ve uydu iletişim teknolojilerinin geliştirilmesi gibi alanlarda işbirliğini teşvik tedbirlerini öngörüyor” dedi.

Vladimir Putin, en önemli konunun enerji alanındaki işbirliği olduğunu belirterek, “İşbirliğimiz sadece hidro-karbonla sınırlı değil. Bu tabii ki önemli bir alan. Sayın Başbakan'ın bildiği gibi, biz her zaman zor aylarda, diğer ülkelerden sevkıyatlarda bir zorluk yaşandığında destek veriyoruz. Destek vermeye de hazırız” dedi.

GÜNEY AKIM PROJESİ


Güney Akım Projesi konusunda Türkiye'nin verdiği karara teşekkür eden Putin, en yakın zamanda bu projenin gerçekleştirilmesi için çalışmalara başlayacaklarını söyledi.

Türkiye'nin ilk nükleer santralinin yatırım hacmi olan 20 milyar doların tamamının Rus tarafınca karşılanacağını belirten Putin, bu yatırımın yüzde 25'inin Türkiye'de yeni işyerlerinin kurulmasına yönlendirileceğini bildirdi.

İLİŞKİLERDE TURİZM ÖNEMLİ YER TUTUYOR


Türkiye-Rusya ilişkilerinde turizmin önemli bir yer tuttuğunu belirten Putin, “Türkiye'yi, 3,5 milyon vatandaşımız ziyaret etti. Bu da vatandaşlarımızın Türkiye'ye duyduğu güvenin göstergesi'' dedi. Görüşmelerde uluslararası ve bölgesel konuların, bu arada Gazze ve Suriye sorunları ile Orta Doğu'nun durumunun ele alındığını bildiren Putin, “Sonuç olarak Sayın Başbakan'a, bütün Türk dostlarımıza yapıcı ve iyi sonuç getirecek gelişmeler için teşekkürlerimi sunuyorum diye konuştu.


SURİYENİN GELECEĞİ NASIL OLUŞUR KONUSUNDA FARKLILIKLARIMIZ VAR


Konuşmaların ardından her iki lider basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Putin, “Türkiye’nin durumunu göz önüne alarak Suriye’deki insani durumu yorumlar mısınız” şeklindeki soruyu, “Bu sorunu hem insanı hem diğer açılardan görüştük. Suriye’de olup bitenlerle ilgili pozisyonlarımız birbirimizi benziyor. Pozisyonlarımız aynı ama, Suriye’nin geleceği nasıl oluşur? Bu konuda bazı farklılıklarımız var. Tabi ki bir ülkenin topraklarına ateş açılıyorsa bu olayları görmemek doğru değildir” diye cevapladı.

PUTİN’İ ŞAŞIRTAN SORU


Bir gazeteci Putin'e, "Suriye'de kaos devam ediyor. Binlerce masum insan öldürülüyor. Rusya, Birleşmiş Milletler'in Suriye ile ilgili aldığı kararlara neden hayır oyu veriyorsunuz. Türkiye'nin güvenliği için sınıra yerleştirmek istediği patriotlara karşı çıkıyorsunuz. Esad'ın elindeki silahları kullanmama garantisi veriyor musunuz?" diye soru sordu. Putin, soru karşısında önce gülümsedi ve ardından, " Şaka mı yapıyorsunuz? Suriye'nin nükleer silahı mı var. Suriye'nin nükleer silahı yok. Nükleer silahın üretimine yakın bile değil. Patriot sistemine gelince, bu dünyada kabul gören bir sistem değil. Bu bitmiş bir sistem. Biz Türkiye'nin kaygılarını anlıyoruz. Ancak bu durumda, durumun kışkırtılması yanlıştır" dedi. Putin, cevabını Rusya'da kullanılan, "Duvarda tüfek varsa o tüfekle ateş edilir" sözüyle bitirdi.

SURİYE REJİMİNİN AVUKATI DEĞİLİZ


Putin, “Suriye’nin komşularına saldırmayacağının garantisi var mı” yönündeki bir soruya, “Biz Suriye’deki rejimi korumuyoruz, biz rejimin avukatı değiliz. Bizi kaygılandıran Suriye’nin geleceğidir. Biz bu durumda garanti verecek durumda değiliz. Ama Suriye öyle bir durumda ki komşularına herhangi bir taaruzda bulunacağını sanmıyorum. Burada bir uzman da olmak gerekmiyor. Suriye yabancı bir ülkeye taaruzda bulunma durumunda değildir ” dedi.




HER ÜLKE KENDİ ÇIKARINI DÜŞÜNÜR


Başbakan Erdoğan da, BM’nin İran ile ilgili yaptırımı konusunda sorulan soruya,

“İran şu anda doğalgaz ithalimizde Rusya’dan sonra ikinci ülkedir. Bu konuda, yaptırımlara uyacaksınız şeklindeki yaklaşıma, buna uyamayacağımızı ihtiyacımızı böyle karşılayacağımızı söyledik. Çünkü bu ürün bizim için stratejiktir. Takas noktasında da gerekeni yaparız. Her ülke kendi çıkarlarını düşünüyor. Türkiye’de düşünecektir” dedi.

PUTİN EL SIKIŞMADAN ÇIKTI, UYARI ÜZERİNE GERİ DÖNDÜ


Toplantının sonunda Erdoğan el sıkışmak için ayağa kalktığında Putin salonu terk etti. Ancak Putin, görevlilerin uyarısı ile tekrar salona gelerek Erdoğan’la el sıkıştı. 

 


ÖA UC (FOTOĞRAF)