Öte yandan işgal altındaki Batı Şeria'da İsrail güçlerinin ve Yahudi yerleşimcilerin saldırılarında 111 Filistinlinin öldüğü, 1900'den fazla kişinin de yaralandığı belirtildi.
İsrail bombardımanında 25 gazeteci yaşamını yitirdi.
İsrail-Lübnan sınırında 8 Ekim'den bu yana İsrail ordusu ile Hizbullah arasında yaşanan çatışmalarda ise 46 Hizbullah üyesinin yanı sıra İslami Cihad Hareketi'nden 6, Hamas'tan 3, Hizbullah destekli Sünni Direniş Tugayı mensuplarından da 2 kişi öldü, biri gazeteci 4 sivil hayatını kaybetti.
Lübnan tarafından düzenlenen saldırılarda da 3 İsrail askeri ve bir İsrailli sivil yaşamını yitirdi.
Guterres, BM Güvenlik Konseyi'nde yaptığı açıklamada, Orta Doğu'da durumun "her saat" daha da kötüye gittiğine dikkati çekerek, "Gazze'deki savaş giderek şiddetleniyor ve bölgeye yayılma riski artıyor." uyarısında bulunmuştu.
"Ancak Hamas saldırılarının durduk yere ortaya çıkmadığının da bilincinde olmalıyız." diyen Guterres, Filistin halkının 56 yıldır "boğucu bir işgale" maruz kaldığını söylemişti.
Filistinlilerin, topraklarının adım adım yerleşim yerleri tarafından ele geçirilmesine ve şiddete şahit olduğunu kaydeden Guterres, "Ekonomileri yıkılmış, insanlar yerlerinden edilmiş ve evleri yerle bir edilmiş durumda. Siyasi çözüme olan inançları yok olmaya başladı." diye konuşmuştu.
Guterres, İsrail'in Gazze'yi insafsızca bombaladığını belirterek, "Sivilleri korumak onları kalkan olarak kullanmak anlamına gelmiyor. Sivilleri korumak 1 milyon kişiyi barınak, gıda, su, ilaç ve yakıtın olmadığı güneye gitmeye zorlamak ve orayı bombalamak anlamına gelmiyor. Gazze'de açık bir şekilde şahit olduğumuz uluslararası insani hukuk ihlallerinden derin endişe duyuyorum. Silahlı çatışmada hiçbir taraf, uluslararası insani hukukun üstünde değildir." demişti.