Taksiciliğe giden yol: “Başlangıç”
Kitabının giriş bölümünde taksicilik mesleğine nasıl başladığını anlatan Akter, “Hayatımda bir gün taksi süreceğimi aklımın ucundan bile geçirmemiştim. Bir arkadaşımın sohbetiyle başladı her şey. Bana ‘Ne iş yapıyorsun?’ diye sorduğunda, ‘Şu anda bir şey yaptığım yok’ demiştim. O da bana ‘Ehliyetin var, Almancan da var, taksi işini yapabilirsin’ dedi. Altı ay içinde tüm sınavları verip taksiye başladım” sözleriyle mesleğe adım atışını aktarıyor.

Direksiyon başında yazılan hayatlar
Akter, binlerce yolcusuyla yaptığı sohbetlerden doğan hikâyeleri kaleme alırken, “Özgün, sansürsüz ve yalın bir dille yazdım. İnsanların yaşam mücadelesinin fotoğrafını yazıya dökmek istedim” diyor. Kitapta “Ölüm Korkusu”, “Yalnızlık”, “Annemi Çok Erken Kaybettim”, “Evsizler” ve “Bir Hayat Kadını ve Bir Gazini Sendromu” gibi etkileyici hikâyeler öne çıkıyor.

“Biri biner, biri iner… geriye hikâyeler kalır”
Kitabın yazılma fikri ile ilgili bir soruya Akter, şu sözlerle yanıt veriyor:
“Yaşadıklarım bana bu kitabı yazdırdı. Biri biner, biri iner; geriye sadece anlattıkları hikâyeler kalır. Ben de bu yolculukları, kadınların ve erkeklerin farklı dünyalarını, toplumsal ve politik meseleleri, gerçekçilikten ödün vermeden aktardım.”
Bugün hâlâ Hamburg’da taksi şoförlüğü yapan Akter, yaşadığı ve dinlediği hikâyeleri edebiyat dünyasına taşımaya devam ediyor.
Yazarın yolculuğu
1972 Elazığ doğumlu olan İlhami Akter, 1990 yılında Almanya’ya mülteci olarak geldi. İlk iltica başvurusu reddedilince iki yıl boyunca kaçak yaşadı. Sivil toplum örgütlerinin desteğiyle ikinci başvurusu kabul edildi. 2009’da Alman vatandaşlığına geçen Akter, 2018’de Türkiye’ye yaptığı ziyaret sırasında sosyal medya paylaşımları gerekçesiyle tutuklandı, kısa süre cezaevinde kaldı. Şartlı olarak tahliye sonrası serbest bırakılmasının ardından, yurt dışı yasağı nedeniyle kaçak yollardan vatandaşı olduğu Almanya’ya dönerek yazarlık serüvenine başladı. İlk kitabı, otobiyografik nitelikteki “Erdoğan’ın Hakimlerinden Kaçış” oldu.




