Avrupa Türk Konfederasyon Genel Başkanı Cemal Çetin imzasıyla basına gönderilen yazılı açıklamada, "Türkiye'de AKP iktidarı Demokrasiyi yok ediyor ve Hukuk devletini katlediyor" başlığına yer verildi.

 

"Avrupa Türklüğünü de aldatmak için Avrupa’da ömrü AKP iktidarıyla sınırlı olan “bazı dernekler”, AKP’den nemalanan “işadamları” ve daha da vahim olanı Türkiye’nin dış temsilcilikleri olan Konsoloslukların yardımıyla özellikle cami lokallerinde AKP milletvekilleri toplantılar yapmaktalar" denilen açıklamada şu satırlara yer verildi:

 

“Türkiye‘de 17 Aralık 2013 tarihinde yapılan “Yolsuzluk ve Rüşvet” operasyonu neticesinde Bakanlar, Bakan çocukları, bürokratlar, Belediye başkanı ve işadamları hakkında yolsuzluk yaptıkları iddiası ile soruşturmalar ve bazı tutuklamalar gerçekleşmiştir.

Başta Sayın Başbakan olmak üzere, AKP hükümeti bu “Yolsuzluk ve Rüşvet” araştırmasını durdurmak için Yargı ve Kolluk kuvvetleri üzerinde iktidar gücüyle baskı oluşturmaktadır.

 

“Yolsuzluk ve Rüşvet” operasyonunu araştıran Savcılar ve Polis müdürleri görevlerinden alınıyor. Demokrasi ve Hukukun üstünlüğü ile yönetilen bir devlette asla kabul görmeyecek bir hukuksuzluk örneği AKP hükümeti tarafından sergilendi.

 

AKP hükümeti, “Yolsuzluk ve Rüşvet” aldığı iddia edilenlerin yargılanmasının yolunu açacağı yerde, hukuk devletini ortadan kaldıracak ve hukuk sistemini katledecek uygulamalar yapmaya başlamıştır.

 

12 Eylül 2010 yılında yapılan anayasa değişikliği sonucu atadıkları HSYK üyelerini hedef alarak HSYK’yı kendilerine bağlama çalışmalarını başlattılar.

 

Türkiye’de 11 yılı aşkın bir zamandır tek başına iktidar olan AKP bir Cemaati kastederek ülkede paralel bir yapı oluştuğu gerekçesiyle yolsuzluk iddialarını yok saymaktadır.

Bu durum, “büyük Usta” ve “Dünya lideri” olduğu iddia edilen Sayın Başbakan’ın bir nevi ülkeyi yönetmekten aciz olduğunun açık bir göstergesidir. “İleri demokrasi”yi getirdiklerini söyleyenlerin ve “Üstünlerin hukukunu bitirdik, hukukun üstünlüğünü hayata geçirdik” iddialarının da iflasıdır.

AKP iktidara gelirken millete verdiği sözlerin hepsinin altında kalmıştır.

 

· Din ve iman söylemleriyle iktidara geldiler, dinsiz, imansız eli kanlı bölücü teröristlerle yol arkadaşı oldular.

· Yolsuzluğu önleyeceğiz dediler, yolsuzluk batağına boylu boyuna battılar.

· Mütevazilikten bahsettiler, aile boyu, sülale boyu saltanat sürdüler ve hanedanlık kurdular.

· “İleri demokrasi” ve “Hukukun üstünlüğü” dediler, Demokrasi ve Hukuk ilkelerini katlettiler.

· Dış poltikada “komşularla sıfır sorun” dediler bugün kavgalı olmadıkları hiçbir komşu devlet kalmadı ve tek dostları peşmerge lideri Barzani’dir.

· Türkiye’nin “Lider Ülke” ve “Bölgesinde Süper güç” olacağı iddia edildi, daha sonra “haysiyetli yalnızlık” söylemleriyle milleti kandırmaya çalıştılar.

Bütün bu yalan ve yanıltmalarını, "yandaş basın", "yandaş Televizyonlar", "yandaş öğretim üyeleri", "yandaş bürokratlar", "yandaş işadamları" ve "yandaş sivil toplum kuruluşları" aracılığıyla millete kabul ettirmek için her alanda kara propaganda kampanyasına başladılar.

Bu kara propaganda kampanyası çerçevesinde hükümetin “Yolsuzluk ve Rüşvet” soruşturmalarını engelleme çalışmalarını meşru kılmak ve “Avrupa Türklüğünü”de aldatmak için Avrupa’da ömrü AKP iktidarıyla sınırlı olan “bazı dernekler”, AKP’den nemalanan “işadamları” ve dahada vahim olanı Türkiye’nin dış temsilcilikleri olan Konsoloslukların yardımıyla özellikle cami lokallerinde AKP milletvekilleri toplantılar yapmaktalar.

Bize göre bu yapılanlar aymazlık, utanmazlık ve pişkinlik örneğidir.

Avrupa’da, özellikle sözde İslami Holdinglerin yaptığı soygunların yarası hala kanarken ve Deniz Feneri Yolsuzluğu Avrupa Türklüğün hafızasında tazeliğini korurken;

· Yapılan “Yolsuzluk ve Rüşvet” kepazeliğinin,

· Para dolu Ayakkabı kutularının,

· Evlerde bulunan devasa Para kasalarının ve para sayma makinelerinin,

· Servet değerlinde rüşvet karşılığı alındığı iddia edilen saatlerin,

· Bedavadan aile boyu rüşvet karşılığı özel uçaklarla Umre iddialarının,

· Kamu arazilerinin, yandaşlara, oğullara peşkeş çekilme iddialarının,

· Rüşvet aldıkları ve yolsuzluk yaptıkları iddia edilen Bakanların, Bakan çocuklarının, bacanakların, Belediye Başkanlarının ve bürokratlarının

 

durumu çok açıktır. Bu rezaletin üzeri örtülemeyecektir.

Eğer, bu gibi rezaletler, üzerinde yaşadığımız Avrupa ülkelerinde ortaya çıksa böyle bir hükümetin iktidarda kalmasının mümkün olmadığını en iyi bilen Avrupa Türkleridir.  Temel Elcivan